DP-UG Milletvekili Zorlu Töre, İçişleri Bakanı Uluçay’ın vatandaşlık işlemlerini durdurmasını eleştirdi. Töre, doğum belgesine “Vatandaşlığa hak sahibi değildir” şeklinde vurulan damgaya da tepki gösterdi.

Demokrat Parti Ulusal Güçler (DP-UG) Lefkoşa Milletvekili Zorlu Töre, İçişleri Bakanı Teberrüken Uluçay’ın vatandaşlık işlemlerini “Yeni Vatandaşlık Yasası” oluşturana kadar durdurduklarını açıklamasını eleştirdi. Yıllardır KKTC’de yaşayan ve vatandaşlığı hak eden ve sicili temiz olan insanların vatandaş yapılmayıp vatandaşlıklarının durdurduk denmesini doğru bulmadığına dikkati çeken Töre, sicili temiz olanları ‘hayır ben seni vatandaş yapmam” şeklindeki yaklaşımı doğru bulmadığını vurguladı. Türkiye’den gelerek KKTC’ne yerleşenlerin burada doğan çocuklarının doğum belgesine “Vatandaşlığa hak sahibi değildir” damgasının vurulmasına tepki gösteren Zorlu Töre, “Bunlar çok çirkin ifadelerdir” dedi.

İstihdamların iddia edildiği gibi usulsüz alımlar olmadığını dile getiren Töre, gerek özel gerekse devlet ve hizmet sektöründe yeni istihdamların yaratılması gerektiğinin altını çizdi. Zorlu Töre, “İşten durduttum demek yeni aile facialarına neden olur” dedi.

Kıbrıs konusundaki müzakerelerde Rum tarafının ağır şartlar öne sürmesinin, kabul edilemeyeceğini belirten Töre, Dışişleri Bakanı Özdil Nami’nin ‘Annan planındaki harita ve mülkiyet konusu aşağı yukarı olacaktır’ şeklindeki açıklamasını da eleştirdi.

Zorlu Töre, milli davada UBP ile DP-UG aynı düşündüğüne işaret ederek, bu iki partinin yerel seçimlerde işbirliği yapması dileğinde bulundu.

DP-UG Lefkoşa Milletvekili Zorlu Töre, Star Kıbrıs’a, vatandaşlık, istihdamlar, Kıbrıs sorunu ve gündemdeki diğer konularla ilgili önemli açıklamalarda bulundu.

İçişleri Bakanı Teberrüken Uluçay’ın vatandaşlık işlemlerini “Yeni Vatandaşlık Yasası” oluşurana kadar durdurduklarını eleştiren Zorlu Töre, yıllardır KKTC’de yaşayan ve vatandaşlığı hak eden ve sicili temiz olan insanların vatandaş yapılmayıp vatandaşlıklarının durdurduk denmesini doğru bulmadığını söyledi.

Bu durumun insan haklarına aykırı olduğunu dile getiren Töre, şöyle dedi:

İNSAN HAKLARINA AYKIRI
“Bu düşünce insan haklarına aykırıdırı. Vatandaşlık Avrupa’da kolaylaştırılırken KKTC’de zorlaştırılmaya çalışılması insani değildir. Küçük yaşta bu ülkeye gelmiş, bu ülkede doğmuş, ergenlik çağında kadar bu ülkede kalanların çok süratle vatandaş yapılması gerekmektedir. Bu ülkede iş yeri kurup iş yerlerini başkası adına yapan aileleri vardı.

Onların da süratle vatandaş yapılması gerekir. Ayrıca çok uzun yıllar ardışık bir şekilde mühür almasalar bile bu ülkede kalmış yaşamış insanların vatandaşlığına da kolaylık getirilmesi gerekmektedir.

SİCİLE MUHAKKAK BAKILMALI
Sicili temiz mi değil mi onlara mutlaka bakılmalıdır. Ama sicili temiz olanları ‘hayır ben seni vatandaş yapmam” şeklindeki bir yaklaşım doğru değildir. Yeni yasayla kota konulacaktır şeklindeki yaklaşımı da doğru bulmuyorum. Çünkü kotada hakksızlıklar ve eşitsizlikler meydana gelecektir. Hangi kritere göre kimi vatandaş yapacaksınız, kimi vatandaş yapmayacaksınız? Bu durumda partizanlık çıkabilir. !Bana oy verenleri vatandaş yaparım, gerisini yapmam’ şeklinde bir uygulamayla karşılaşılır. Yasa ne kadar güzel hazırlanırsa hazırlansın eğer uygulamada siyaset öne çıkacaksa olmaz. Ama maalesef bu bazen yasaların önüne çıkıyor ve yanlışıklar da yapılıyor.”

Zorlu Töre, geçmişte bazı imtiyazlı kişilere vatandaşlık verildiğini de anımsatarak, ancak hak edenlere vatandaşlık verilmemesini de eleştirdi.

BÖLÜNMÜŞ AİLELER BİRLEŞTİRİLMELİ
Zorlu Töre şunları söyledi:
“Hak edenlere vatandaşlık verilmiyor. Bölünmüş aileler var. Bunlar mutlaka birleştirilmelidir. En azından beyaz kimlik verilerek bazı noktalarda kolaylaştırıcı bir noktaya gelinmesi gerekir. Ama iş 20-25 senedir bu ülkede ikamet edenlerin ekonomik nedenlerden dolayı iş yerleri bozulmuşsa veya işsiz kalmışlarsa, ‘sen işsiz kaldın’ veya ‘senin iş yerin bozuldu. Sigortaya yatırımını yapamıyorsun. Hadi git bu ülkeden’ denmemesi gerekir. Öyle olursa işsiz kalan KKTC vatandaşlarına da ‘hadi bu ülkeden çık ‘demek mi gerekir. Bu insanlara şans verilmeli.”

DOĞUM KAĞIDINA “VATANDAŞLIĞA HAK SAHİBİ DEĞİLDİR” İFADESİ ÇİRKİN
Doğum kağıdına “‘Vatandaşlığa hak sahibi değildir” şeklinde yazılan yazıları, çok çirkin ifadeler şeklinde nitelendiren Zorlu Töre, şunları söyledi:

“Bunlar çok çirkin ifadelerdir. Çünkü o doğan kişi ileride çok faydalı bir kişi olabilir. Bu ülkede sürekli kalmayı tercih edebilir. Bu ülkede düğününü yapan insanlar, bu ülkede cenazesini defneden insanlar hala daha vatandaş olamamışsa bunlar çok düşündürücüdür.

CİDDİ DEVLET MEMURU YETİŞTİREMEDİK
Türkiye’den gelen insanları geri yolladığınız zaman bile gittiği şehre ayak uyduramamaktadır. Bunlar çok ciddi sorunlar oluşturmaktadır. Bunları çözmemiz devlet olmak ciddiyetiye eş değerdir. Biz siyaset adamı yetiştirdik ancak devletin işlerini ciddiyetle yapacak devlet memuru şeklindeki insanlar yetiştiremedik.”

İSTİHDAMLAR İDDİA EDİLDİĞİ GİBİ USULSÜZ DEĞİL
DP-UG Lefkoşa Milletvekili Zorlu töre, son günlerde gündemi meşgul eden istihdamlar konusundaki soruları da yanıtladı. İstihdamların iddia edildiği gibi usulsüz alımlar olmadığını savunan Töre, yaşı ilerleyip de istihdam edilen kişi sayısının az olduğunu söyledi.

Zorlu Töre, istihdamlarda yasal sıkıntı vardır diyerek insanları durdurmanın yeni yaraların açılmasına yol açabileceği uyarısında da bulundu.

AİLE FACİALARINA NEDEN OLUR
Zorlu Töre şöyle dedi:
“Gerek özel sektörde, gerekse devlet sektöründe, gerekse hizmet sektöründe muhakkak yeni istihdam imkanları da yaratmak gerekir. İşten durduttum demek yeni aile facialarına neden olur. Aile boşanmalarının büyük sebebi işsizlikten, geçim sıkıntısından kaynaklanmaktadır. İnsanlar eşit bir şekilde işe alınmadıklarını bilerek ifade ediyorum ki, yani münhal ilan edilerek alınmadığı halde “münhal yapılarak alındıé şeklindeki dosyalar, o işe girenleri işten durdurmak için sebep teşkil etmemelidir. İşsiz sayısını bir şekilde azaltmamız lazımdır. İşsizler ordusu yaratmak devletin asli görevi olmamalıdır.”

ÖZDİL NAMİ’YE ELEŞTİRİ
Önümüzdeki günlerde Kıbrıs sorunu konusunda başlaması beklenen müzakerelere de değinen Zorlu töre, Rum tarafının ağır şartlar öne sürmesinin kabul edilemeyeceğini belirtti.

Zorlu Töre, Dışişleri Bakanı Özdil Nami’nin, “Annan Planı’ndaki harita ve mülkiyet konusu aşağı yukarı olacaktır” şeklindeki açıklamasını da eleştirerek şunları söyledi:
“Dışişleri Bakanı Özdil Nami’nin ‘ayak sürüyen bedelini öder’ açıklaması gerçeği yansıtmamaktadır. Çünkü devamlı cezalandırılan Türkiye ve KKTC olmuştur. Annan planında Rumların ‘hayır’ demesi bizim ‘evet’ dememiz bize bir şey kazandırmamıştır.

Rumlar burada da mükafakatlandırılmıştır. Ve Türk tarafı daha çok taviz vermeye zorlanmaya başlanmıştır. Bu da yeni bir haksızlığı doğurmaktadır. ‘Annan planındaki harita ve mülkiyet konusu aşağı yukarı olacaktır’ diyen Nami büyük hata izlemiştir. ‘Mülkiyet ve harita son konuşulacaktır’ diyen Cumhurbaşkanı Eroğlunu da zorda bırakmıştır. Annan planındaki haritada yer alan yerleşim birimlerinde oturanlar şu anda ne yapsınlar? KKTC nin Dışişleri Bakanı böyle söylerse Rumlar da daha fazlasını isteyecekler ve iştahları kabarmaya devam edecektir.

UBP-DP-UG YEREL SEÇİMLERDE BİR ARAYA GELMELİDİR
Zorlu töre, UBP ile DP-UG’nin milli davada aynı düşündüğünü belirterek, ortak vizyon olarak Ulusal davada ortak davranış sergilemesi gerektiğini vurguladı.

Töre, “Günü gelince bakarız diye bir anlayış gafil avlanmaya kadar gidebilir. İş işten geçmiş oalbilir. Gidilecek köyün minareleri yaklaşık bellidir. Hem devletimizi hem topraklarımızı köy ve kentlerimizi kaybetmeden ulusal davada ortak akıl üreterek bu iki büyük partinin bir araya gelmesi şarttır” dedi.

Töre şunları söyledi:
“Bu iki parti tarihi sorumluluğu yerine getiremezse, hem şehitlerimize, hem de bizden sonraki nesillere karşı suç işlemiş olacaklardır. Yerel seçimlerde de bu iki partinin işbirliği yapması gerekmektedir. Yerel seçimlerde işbirliği yapmazlarsa siyasi bir hata olacaktır. Ortak akla herkes gelmelidir.

MARAŞ VAKIF MALIDIR
Zorlu Töre, son günlerde Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin kapalı bölge Maraş’ı istemesini de eleştirerek, “Maraş vakıf malıdır. Bütünlüklü çözümün bir parçasıdır. Bunun dışında Maraş’ı feda edelim çözümün önünün açılacağı şeklindeki bir düşünce asla kabul edilemez. Maraş’ın birinci yasal sahibi vakıflardır” dedi.

Star Kıbrıs