1. HABERLER

  2. KIBRIS

  3. TRAFİĞE KURBAN GİDEN KIZIN BABASI ANLATIYOR...
TRAFİĞE KURBAN GİDEN KIZIN BABASI ANLATIYOR...

TRAFİĞE KURBAN GİDEN KIZIN BABASI ANLATIYOR...

Yokluğuna alışamıyor, her gün kızının acısıyla uyanıyor ve şöyle diyor: Öğretim üyesi dört kadın... Eve dönüş yolunda, hızın esiri olan bir sürücünün kurbanı oldular...

A+A-

 

İmge Kozok.. .27 yaşında, meslek yaşamının ilk yıllarında taze bir öğretmendi.. .Bu ülkedeki trafik kurbanlarından biri... Ve Hüseyin Kozok.. .Babası.. .Yokluğuna alışamıyor, her gün kızının acısıyla uyanıyor ve şöyle diyor: Öğretim üyesi dört kadın... Eve dönüş yolunda, hızın esiri olan bir sürücünün kurbanı oldular...

Kuzey Kıbrıs'ta çok ses getiren ve derin üzüntü yaratan trafik kazalarından birinde, yaşamlarını yitirdiler... Ollardan biri de henüz 27 yaşındaki imge Kozok'tu... Havva ve Hüseyin Kozok'un gözlerinden bile sakındıkları tek kızları... İmge'nin hayata veda edişinin ardından, onlar için zaman durdu... Mahkeme sonuçlandı... Sanık Çiğdem Alnnfincan beş yıl hapse mahkûm edildi... Onlara göre bu ceza hiçbir anlam taşımıyor... Altınfıncan'ın da cinayetten yargılanması gerektiğini düşünen acılı aile, ömür boyu hapis cezası verilse bile, kızlarının geri gelmeyeceğini söylüyor, bundan böyle başka ocaklara ateş düşmemesi için yasaların değişmesini istiyor. İmge'nin babası Hüseyin Kozok, kızının yokluğunu ise şu sözlerle anlatıyor, "Her gün yastığını, yorganını kokluyorum. O benim gözbebeğimdi. Saat bizim için durdu. Zemberek koptu. Bu dayanılmaz bir acı. Geride bir oğlum var. Onun için ayaktayım. Bize bunu yaşatmaya hiç haklan yoktu."



KOZOK: Ben Yakın Doğu İlkokulu'nda 30 yıllık öğretmenim. 6 yıl önce emekli oldum. Anlaşmalı olarak YDÜ'de ilk okul öğretmenliği yapmaya devam ediyorum. Kızım İmge...20 Mayıs 1990'da doğdu. Birde oğlum var. Biz bütün hayatımızı çocuklarımıza adadık.

İmge, önce Türk Maarif Koleji'ni kazandı. Daha sonra İngiltere'ye gitmek istedi. İngilizce bölümünden mezun oldu. Bir yıl da Liverpool'da master yaptı. Sonra Kıbrıs'a geldi. 2012-2013 döneminde YDÜ'de İngilizce öğretmenliğine başladı. Daha sonra LAÜ'ye geçti. Üç ay bile çalışmadı orada... Başımıza bu felaket geldi... "Her zaman saat beş buçukta gelirdi, gelmedi"



Olay günü... Nasıl öğrendiniz haberi? Neler yaşadınız?

KOZOK: Herkesin haberi vardı, bir bizim haberimiz yoktu. Her gün kızlardan biri arabasını alır ve Lefke'ye öyle giderlerdi. Ayşe. Dilek ve hocaları Figen hanım. Figen hoca, Güzelyurt'ta kalırdı ama burada bir ev almıştı. Son on beş, yirmi gün o da kızlara katılmaya başladı. O gün sıra Ayşe'deydi. 20 Ocak günü eve geldim. Hanım yemeği ısıttı. Kızlar beş buçuk civan gelirlerdi. Bazen beni arardı, gidip onu Kiler'in yanından alırdım.O gün saat beş buçuk oldu aramadı. Bir toplantı olacaktı, biliyordum. Belki ondan dolayı uzadı diye düşündüm. Ama yine ses yok. Hanıma aramasını söyledim. Havva, eşim... Mesaj attı ancak cevap gelmedi. Benim içime bir korku girdi. Gidip bakmak istedim. Her zaman Gönyeli Belediyesi'nin park yerinde buluşurlardı. Kızların arabası ordaydı. Eve geldim ve eşime dedim ki polisi arayalım. Benim aklıma ilk olarak kaza olduğu geldi. Ama başka birinin kaza yapmış olabileceği ve yolun tıkandığı...



"Gerçeği oğlum söyledi"

Polis sizi aramadan, siz mi trafik biriminden öğrendiniz?

KOZOK: Hayır. Eşim aradı ve polis bir kaza olduğunu söyledi. 'Büyük bir kaza oldu" dediler. Nerede olduğunu sorduk. Türkeli Kavşağı'nda' dediler. Hemen arabaya binip oraya gitmek istedim. Hanım da, polis olan komşunuza gitti. Orada kızımızın öldüğünü öğrendi, onu hastaneye götürdüler. Ben de olay yerine doğru sürmek istedim ama polis beni bırakmadı. Oradaki polise sordum. Çok büyük bir kaza olduğunu ve üç kişinin öldüğünü söyledi. O an insanın aklına kendi gelmez. Yol kapandı, trafikte sıkıştılar sandım. O anda yoldan, YDÜ'de öğretmen bir kız geçiyordu.

'Kızım gelecekti Lefke'den onu bekliyorum, acaba kazayı kim yaptı? diye sordum. O da telefonuna gelen mesaja baktı ve kızınızın adı yok dedi. Kimdir diye sorduğumda, Figen ve Ayşe'nin adım söyleyince dizlerim titremeye başladı.



Polis üç kişi öldü demişti. Doğrudan hastaneye gittim. Baktım hastanede onlarca arkadaşım... Neden geldi diye düşündüm bu insanlar. O ana kadar İmge yaralıdır diye düşündüm. Ve sağ olduğuna inandım. O esnada oğlumu aradılar ve 'başın sağ olsun' dediler. Gerçeği oğlum bana söyledi.



"Saatin zembereği yok... Hep aynı yerdeyim"



Ve sonrası... Şimdi naslsınız?

Kozok: Büyük bir şok yaşadık. Aylarca hiç kabullenemedim. Hâlâ daha nasıl müsaade ettim, nasıl cenaze oldu, nasıl bıraktım çocuğumu o çukurun içine atsınlar bilmiyorum. Nasıl o gücü buldum inanamıyorum. O benim gözbebeğimdir. Bir dediğini iki etmedim. Her şeyi yapmaya çalıştım. Sen gözünden sakın, Allah da seni sınar işte böyle... En sevdiğini elinden alır ve... O günden beri aynı yerdeyim. Bir saat düşünün ki zembereği düştü. Aynı yerde sayar... insan, babasını, annesini, kardeşini, yakınını kaybeder... Bu öyle bir şey değil içiniz yanar. Kaybettiğiniz evlattır.



"Eğitimle alakası yok... Caydırıcı ceza şart"



KOZOK: Daha önce bir sürü kaza haberi alırdım. Genç birisi ölür veya sevdiğim biri... Kazadır deyip yüzeysel olarak bakarsınız. Ama bu olaydan sonra çok düşündüm. Bence bizim ülkemizde çok büyük bir sorun var.

Kıbrıs

 

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.