Beni biraz tanıyan herkes, aktif siyasete bu işi çok sevdiğim ya da bu alanda kalıcı olmak istediğim için girmediğimi bilir.

Aktif siyasetin benim için tek anlamı, yapılması gerektiğini düşündüğüm işlerin yapılmasına daha fazla katkı koyabilmektir. 28 Temmuz seçimleri öncesinde, özellikle Anayasa’nın, Siyasal Partiler Yasası’nın, Seçim ve Halkoylaması Yasası’nın ve Meclis İçtüzüğü’nün değişmesi için katkı koymak istediğimi kamuoyuyla paylaşmıştım. Bu konularda elimden gelen her şeyi yaptığıma inanıyorum. Siyasal Partiler Yasası Önerisi’ni Meclis’e sundum. Anayasa ve Siyasal Partiler Değişiklik taslaklarını da hazırlayarak Sayın Başbakana ilettim.

Bu arada, İyi İdare Yasa Önerisi’ni, Hukuk Muhakemeleri Usulü (Değişiklik) Yasa Önerisini, borçların yeniden yapılandırılmasıyla ilgili yasa önerisini, Sayın Fazilet Özdenefe ve Sayın Doğuş Derya ile birlikte ölüm cezasının kaldırılması ve cinsel suçların düzenlenmesi ile ilgili yasa önerisini, Özel Hayatın ve Hayatın Gizli Alanının Korunması Yasa Önerisi’ni, Bilgi Edinme Hakkı (değişiklik) Yasa Önerisi’ni ve yolsuzlukların önlenmesi ile ilgili Ceza (değişiklik) Yasa Önerisi’ni hazırlayarak Meclis’e sundum. Bunlardan, İyi İdare Yasası, Hukuk Muhakemeleri Usulü (değişiklik) Yasası, borçların yeniden yapılandırılmasıyla ilgili yasa, ölüm cezasının kaldırılması ve cinsel suçların düzenlenmesi ile ilgili yasa, Özel Hayatın ve Hayatın Gizli Alanının Korunması Yasası ve Bilgi Edinme Hakkı (değişiklik) Yasası Meclis’ten geçerek yürürlüğe girdi.

Bu arada, polisin sivile bağlanması ve kamu hizmeti komisyonunun yapısının değiştirilmesiyle ilgili yasa taslaklarını hazırlayarak Sayın Başbakana, borçların yeniden yapılandırılmasıyla ilgili yasada taksitlendirmenin düzenlenmesi ile ilgili taslağı hazırlayarak bu konuda görevlendirilmiş olan Ad Hoc Komite’nin sayın üyelerine, KTHY çalışanlarının durumlarının iyileştirilmesiyle ilgili taslağı Sayın Başbakana ve Sayın Maliye Bakanına ve taşınır icrasıyla ilgili taslağı da Sayın Maliye Bakanına ilettim.

Meclis’ten geçen İyi İdare Yasası’yla ilgili olarak kamu görevlilerinden, Hukuk Muhakemeleri Usulü (değişiklik) Yasası konusunda hukuk çevrelerinden ve alacaklılardan, borçların yeniden yapılandırılması ile ilgili yasa konusunda da hem alacaklılardan, hem borçlulardan, hem de hukuk çevrelerinden çok ciddi tepkiler aldım. Ölüm cezasının kaldırılması ve cinsel suçların düzenlenmesi ile ilgili ceza (değişiklik) yasasının özellikle cinsel suçlarla ilgili bölümü hakkında da gerek kamuoyundan, gerekse basından çok ciddi eleştiriler geldi.

Meclis’ten oy birliğiyle geçen Özel Hayatın ve Hayatın Gizli Alanının Korunması Yasası ise, basın örgütlerini Komite çalışmalarına davet etmediğim için Komite başkanı sıfatıyla özür dilememe ve yasayı yeniden gözden geçirmek konusundaki açık davetime karşın, kamuoyunda ve özellikle basında, bana yönelik olarak, çoğu zaman eleştiri sınırlarını çok aşan tepkiler yarattı. Bu eleştirileri gurur meselesi yapmadım. Gerek Medya Etik Kurulu’nun Sayın Başkanı Süleyman İrvan’a, gerek Basın-Sen Başkanı Sayın Kemal Darbaz’a, gerekse Kıbrıs Türk Gazeteciler Birliği Başkanı Sayın Hüseyin Güven’e, Yasa ile ilgili değişiklik önerilerini, hem Anayasa’da, hem de Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nde temel insan hakları arasında yer alan özel hayatın gizliliği ve haberleşmenin gizliliği haklarını korumasız bırakmamak kaydıyla görüşmeye ve gerekli görülürse Meclis’e bu konularda yasa önerisi götürmeye hazır olduğumu şahsen ilettim. Buna karşın bu konuda bugüne kadar herhangi bir örgütten, herhangi bir görüşme daveti almadım.

Benim demokrasi anlayışım, bir milletvekilinin, kendisinin veya partisinin düşüncelerini değil, her şeyden önce halkı temsil etmesini gerektirir. Eğer yapılan ve/veya yapılmayan işler kamuoyunda ciddi tepkiler yaratıyor, hatta ötesine geçerek hakarete varan ciddi eleştirilere yol açıyor, buna karşın milletvekili kendisinin doğru olanı yaptığını düşünüyorsa, artık o milletvekili taşıdığı sıfatı hak etmiyor, milleti veya halkı temsil etmiyor demektir. Halka rağmen halk için bir şeyler yapma iddiasının ise demokrasiyle bağdaşan herhangi bir yanı yoktur. Bu şartlar altında milletvekili sıfatıyla maaş almaya devam etmek benim için en hafif tabiriyle züldür ve demokrasi anlayışım çerçevesinde bana düşen, bu makamı hiç vakit kaybetmeksizin boşaltarak milleti gerçekten temsil edecek yeni bir kişiye Cumhuriyet Meclisi’nde yer açmaktır.

Milletvekilliğimi gözden geçirmekte olduğum yolundaki açıklamanın yapılma sebebi eleştirilere karşı tahammülsüz olma ya da eleştirileri gurur meselesi yapma değil, yukarıda açıkladığım düşüncelerdir.

Bu düşüncelerden hareketle milletvekilliğimi gözden geçirmeye soğukkanlılıkla ve samimiyetle devam ediyorum. Bu arada basın örgütlerimizin yasayla ilgili önerilerini benimle değil, başka milletvekilleriyle veya makamlarla paylaşmayı tercih etmeleri halinde bunu da sonsuz saygıyla karşılayacağım. Ancak, milletvekilliğine devam ettiğim süre içerisinde, bunu doğal olarak bir görev addettiğim için, yapılmasına katkı koyduğum yasalarla ilgili değişiklik önerileri de dahil olmak üzere, hukuk devleti, sosyal devlet ve insan hakları konusunda az da olsa ilerleme kaydedebilmek yolunda yapılacak her türlü çalışmaya bilgim elverdiğince katkı koymaya hazır olduğumu kamuoyuyla en derin saygılarımla paylaşmak isterim.