AKEL Polit Büro üyesi, AKEL Kıbrıs sorunu yetkilisi ve Rum Yönetimi eski Başkanı Dimitris Hristofyas’ın yakın çalışma arkadaşı Tumazos Çelepis, Fileleftheros gazetesine verdiği söyleşide genel olarak Kıbrıs sorununa değindi.

Habere göre Çelepis, Kıbrıs sorununa ilişkin müzakerelerin, beklenilmedik bir şey olmaması durumunda yakın zamanda, Ekim ayında değilse bile Kasım’da kesin olarak başlayacağının görüldüğünü söyledi.

Çelepis bir soru üzerine, müzakerelerin henüz başlamadığını bu nedenle Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’i, bütünlüklü bir şekilde değerlendirmelerinin mümkün olmadığını ifade etti.

Çelepis sözlerinin devamında, Kıbrıs sorununa ilişkin kendilerini endişelendiren bazı konuların bulunduğunu, bunların, BM Genel Sekreteri Ban’ın Kıbrıs Özel Danışmanı Alexander Downer belgesi ve Downer için BM Genel Sekreteri Ban’a gönderilen mektuba yönelik icraatlarla ilgili olduğunu söyledi.

 Çelepis,bunlar arasında Maraş konusuyla yaratılan karışıklık, müzakerelerin yeniden başlamasından önce oraya konulan önkoşullar, Güvenlik Konseyi’nin son kararında, Hristofyas-Talat ortak açıklamasına ilişkin ifadenin çıkarılmasının da bulunduğunu ifade etti.

Çelepis ayrıca Güvenlik Konseyi’nin son kararından bu ifadenin çıkarılmasının, sadece kendi taraflarına (Rum tarafını) zarar verdiğini zira bu açıklamayla birlikte Kıbrıs Türk tarafının ilk kez tek egemenlik, tek vatandaşlık ve tek temsiliyeti kabul ettiğine de dikkati çekti. 

BM’nin, Güney Kıbrıs’ta yeni seçilen başkanın, daha önceki unsurların üstünü silmesini ve en baştan başlanmasını kabul edeceği konusunda hiçbir kimsenin beklenti içerisinde olmaması gerektiğini söyleyen Çelepis, “Eğer böyle olsaydı Kıbrıs sorunu sürekli kısırdöngü içerisine girecek ve hiçbir zaman hiçbir şeye ulaşılamayacaktı” ifadesini de kullandı.

Çelepis, Maraş ile ilgili bir soru üzerine, Kıbrıs Türk tarafının her zaman için Mağusa Limanı’nın açılması ve Kıbrıslı Türklerin ticaret yapmasının sorunlarını çözmeyeceğini savunduğunu ileri sürerek,  Kıbrıslı Türklerin tezinin, bir şekilde Ercan Havalimanı’nın yasallaştırılması olduğunu iddia etti.

Çelepis, Ercan Havalimanı konusunun, “Kıbrıs Cumhuriyeti”nin değerinin düşürülmemesi, “sahte” devletin ise yükseltilmemesi şeklinde çözümlenebilmesinin uluslararası hukuk açısından çok karmaşık bir durum olduğunu da savundu.

TAK