“TÜRKİYE ADIM ATARSA NOEL’E KADAR ÇÖZÜME HAZIRIM”

TMK’YA GİDEN RUMLARA: “GERİ DÖNÜŞ VE ÖZELLİKLE TOPRAK DÜZENLEMELERİ KONUSUNDA MÜZAKERECİLİK GÜCÜMÜZÜ ZAYIFLATIYORSUNUZ”

TÜRKİYE’YE VE KIBRISLI TÜRKLERE “SON ÇAĞRI”

“BEN DE ORTAOKULUN BİRİNCİ SINIFINI OKUDUĞUM OKULU GÖREBİLECEĞİM...”

Kıbrıs Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis, Taşınmaz Mal Komisyonu’na (TMK) başvuruların Rum tarafının müzakerecilik gücünü zayıflattığını söyleyerek Rumları uyardı. Anastasiadis, müzakerelerin ve referandumun Mart’a kadar tamamlanmasını isteyen Türk yetkililere de “Türkiye’nin gerekli adımları atması halinde Kıbrıs sorununu Noel’e kadar çözmeye hazır olduğunu” öne sürerek meydan okudu.

Alithia “Anastasiadis Ankara’ya Meydan Okuyor... Türkiye Adım Atarsa Noel’e Kadar Çözüm... ‘Kıbrıs Rum Mallarının Haraç Mezat Satılması Müzakerecilik Gücümüzü Zayıflatıyor’” başlığıyla manşete çektiği haberinde Anastasiadis’in, Güzelyurt kökenli Rumların dün düzenlediği “anti-işgal eylem” sırasında yaptığı konuşmaya yer verdi.

ANASTASİADİS MART AYINI İŞARET EDEN TÜRK YETKİLİLERE MEYDAN OKUDU

Gazete Anastasiadis’in, “Türkiye’nin adım atması halinde, Noel’e kadar çözüme hazır olduğu” söylemini, Türk yetkililerin Mart ayına kadar müzakerelerin ve referandumun tamamlanmasını isteyen açıklamalarına cevap olarak yorumladı.

Habere göre Türkiye’nin artık, BM kararlarını hayata geçirmeyi istediğine ikna edecek cesur adımları atma ve AB üyelik beklentilerine tamamen uyma zamanının geldiğini fark etmesi gerektiği iddiasında da bulunan Anastasiadis “İşgal bölgelerindeki Kıbrıs Rum mallarının haraç mezat satılmasıyla, geri dönüş ve özellikle toprak düzenlemeleri konusunda müzakerecilik gücümüz zayıflatılıyor” vurgusu yaptı.

Gazete “Türkler Cesur Adımlar Atarsa Noel’e Kadar Çözüm... Başkan Anastasiadis Hedefinin, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin Tek Temsiliyeti, Tek Egemenliği ve Tek Vatandaşlığı Olan Bir Devlete Dönüşmesi Olduğunu Tekrarladı” başlığıyla iç sayfasında detaylandırdığı haberini özetle şöyle sürdürdü:

“Başkan Anastasiadis Omorfo Belediyesi’nin dün Astromerit köyünde 33’üncüsünü düzenlediği Omorfo’ya yürüyüşte Türkiye ve Kıbrıslı Türkler, BM kararlarını uygulamak istediklerine ve bunu kastettiklerine ikna edecek cesur adımları atarlarsa çözüm Noel’e kadar, hatta daha da önce başarılabilir vurgusunu yaptı.

Diyalog olsun diye diyaloğa girmesinin söz konusu olmadığını yineleyen Anastasiadis ‘Türk tarafının, kendileri devletimizin, dönüşecek devletimizin tek ve bir uluslararası temsiliyeti, tek ve bir egemenliği ve tek vatandaşlığı olacağını kabul etmezken benim Kıbrıs sorununun çözümü için yeni bir diyaloğa girebileceğimi zannetmeleri akıl alır değildir’ dedi.

“EVET, NOEL’E KADAR, MUHTEMELEN DAHA DA ÖNCE ÇÖZÜM OLABİLİR...”

Anastasiadis aynı zamanda Kıbrıslı Rumları da ‘işgal bölgelerindeki mallarını haraç mezat satmalarıyla, geri dönüş ve özellikle toprak düzenlemeleri konusunda müzakerecilik gücümüzü zayıflattıklarını anlamaya çağırdı. Kıbrıs Rum siyasi liderliğine işaret ederken de ‘önemli olan bütün maksatları görmezden gelmemiz ve ciddi bir diyalogla somut, kapsamlı önerilere varmamızdır’ ifadesini kullandı, şöyle devam etti:

‘Evet, Noel’e kadar, muhtemelen daha öncesinde de çözüm olabilir ancak Türklerin, BM kararlarına uymayı kastettiklerine ve bunu istediklerine ikna edecek cesur adımları atmaları ve AB’ye üyelikle ilgili beklentilerini tam olarak yerine getirmeleri zamanının geldiğini anlamaları gerekir.

Kıbrıslılar, Kıbrıslı Türkler ve Rumlar, halen 2004’ten beridir Avrupa vatandaşıdırlar ve istedikleri şey yalnız Kıbrıslı Rum ve Kıbrıslı Türk kimliklerine değil, Avrupa vatandaşı kimliklerine de saygı gösterilmesidir. Toplumların her ikisindeki yorgunluk, kayıtsızlık, ümitsizlik Kıbrıs sorununun tali bir sorun olduğunun düşünülmesini gündeme getirdi.

TMK’YA GİDEN RUMLARA: “GERİ DÖNÜŞ VE ÖZELLİKLE TOPRAK DÜZENLEMELERİ KONUSUNDA MÜZAKERECİLİK GÜCÜMÜZÜ ZAYIFLATIYORSUNUZ”

Kıbrıs Rum tarafıyla ilgili beni endişelendiren bir şey daha var. Bu da, mallarını haraç mezat satan Rumların sayısı gittikçe artmasıdır. Onca yıl sabrettiler ve beklediler. Kendilerini, işgal bölgelerindeki Kıbrıs Rum mallarının satılmasıyla geri dönüş ve özellikle toprak düzenlemeleri konusundaki müzakerecilik gücümüzü zayıflattıklarını anlamaya çağırıyorum. İstemeyerek veya en azından ihtiyaçtan dolayı, gerek kurtuluş ve yeniden birleşme açısından, gerek müzakere masasında sahip olmamız gereken müzakerecilik gücümüz açısından olumsuz koşullar yarattıklarını anlasınlar.

Tazmin edilen Kıbrıs Rum mallarının Türk hükümetine devredildiği, Türkleştirildiği görmezden gelinmemelidir. Tazminat Komisyonu (TMK) Başkanı da önceki gün Kıbrıslı Türklere iletildiğini ve özgür bölgelerdeki Kıbrıs Türk malları takas edilebilirse kendilerine devredildiğini söyledi. Sadece bu bile, bugüne kadar ihtiyaçtan dolayı, vatanımızın geçirebileceği tehlikeleri bir kenara bırakıp yaşadıkları kişisel zorluklarını öne çıkaranların bir daha düşünmesi için yeterlidir.

TÜRKİYE’YE VE KIBRISLI TÜRKLERE “SON ÇAĞRI”

Artık Kıbrıs sorununda yeni bir dinamik olması gerekir. Kıbrıslı Rumların Türkiye’ye ve iki toplumun diyaloğuna güveninin tesis edilmesi için yeni bir dinamik yaratacak özlü Güven Yaratıcı Önlemlerle ilgili öneri sundum. Bu ancak Türkiye’nin nihayet iddia ettiği gibi kısa zamanda çözüm istediğini ve arzu ettiğini göstereceği somut faaliyetlerle olur.

Gerek Türkiye’ye gerek Kıbrıslı Türk vatandaşlarımıza son kez, güven inşa edilmesi yönünde cesur adımlar atılır ve aynı zamanda BM kararlarına, Doruk Anlaşmaları’na, Avrupa ilke ve değerlerine ve hepimizin istediği şey olan (Kıbrıs Cumhuriyeti’nin) dönüşüme nihayet saygı gösterilmesi halinde yeni bir diyaloğa başlama çağrısı yapıyorum.

“FEDERAL DEVLETİ ZARURETTEN KABUL ETTİK”

Zaruretten bir gerçekliği, üniter devletin iki bölgeli federal devlete dönüşmesini, insan haklarının tesis edilmesi kaydıyla kabul ettik. Onlar, kendiliğinden anlaşılır olanı yani, devletimizin, dönüşecek olan devletimizin, tek bir uluslararası temsiliyeti, tek bir egemenliği ve tek vatandaşlığı olacağını kabul etmezken benim Kıbrıs sorununun çözümü için yeni bir diyaloğa girebileceğimi beklemeleri akıl alır değildir. Kuşkusuz siyasi eşitlik AB kararlarında vardır ve saygı duyuyoruz. Göz ardı edilmemesi gereken, bazıları tarafından kararların özlü yerleri görmezden gelinip bazı maddelerinin istismar edilmek üzere çekilip alınamayacağı, bunun (siyasi eşitlik) bütün hacmiyle var olduğudur.

“BEN DE ORTAOKULUN BİRİNCİ SINIFINI OKUDUĞUM OKULU GÖREBİLECEĞİM...”

Özgür olabilmemiz için canlarını kanlarını verenlere, geri dönmek vizyonuyla giden nesillere, özellikle de önlerinde gelecek bulunan ve bu geleceği onlara sağlamamız gereken nesillere asgarî borcumuz Kıbrıslı Türk vatandaşlarımızla birlikte yaşayacağımız barış içerisinde, çağdaş, etkin bir Avrupa devleti sağlamaktır. Güçlerimizi birleştirirsek Omorfo’ya geri dönebileceğimiz, yeniden Ay. Mamas Kilisesi’nde ibadet edebileceğimiz, benim de ortaokulun birinci sınıfını okuduğum okulumu görebileceğim zaman fazla gecikmeyecektir.”

Politis Anastasiadis’in konuşmasını okurlarına “Dikkat, Satmayın... Anastasiadis Toprakla İlgili Tehlike Çanlarını Çaldı... Başkan Anastasiadis Kıbrıslı Rumlara, Bizim Tarafın Müzakerecilik Gücünü Zayıflattıklarından İşgal Bölgelerindeki Mallarını Satmamaları Mesajı Verdi” başlık ve spotlarıyla aktardı.

Simerini “Malları Satmayın... İşgal Bölgelerindeki Türkleştirme Müzakereciliğimizi Zayıflatıyor... Başkan Anastasiadis Türk Tarafından Cesur Adımlar Bekliyor... Başkan, Türkiye İddia Ettiği Gibi Hemen Çözüm İstiyor ve Arzu Ediyorsa Bunu Gösterecek Somut Faaliyetlerle Diyor.”

Fileleftheros “’Komisyon’a Giden Göçmenler Müzakereleri Zayıflatıyorlar... Nikos Anastasiadis ‘Komisyon’a Başvuranlara Seslendi” başlığını kullandı.

Tak