“TÜRKİYE İSTİKRARSIZ OLDUĞU SÜRECE KIBRIS’A KARŞI TALEPKARLIK ROLÜ O KADAR AZALIR”

“KIBRIS’IN, YUNANİSTAN’IN DA İŞBİRLİĞİNDE TÜRK VARLIĞINI GÜÇSÜZLEŞTİRMEK İÇİN BİR PLANLA TEPKİ GÖSTERMESİ AÇISINDAN FAYDALI OLABİLİR”
 
“TÜRKİYE’DEKİ İSTİKRARSIZLIKLA KIBRIS TÜRK UNSURU DA GÜÇSÜZLEŞİYOR...

DAHA GENİŞ ÖZERKLİK STATÜSÜYLE İLGİLİ KÜRT MESELESİNİN DE DAHA ÇOK ÖNE ÇIKMASINI UMUYORUZ”

“Doğu Araştırmaları Merkezi Müdürü, Uluslararası Politika Profesörü Hristodulu K. Yalluridi, İstanbul-Taksim Meydanı’nda başlayan ve ülke geneline yayılan olaylar merkezindeki gelişmelerin Kıbrıs açısından faydalı olabileceğini öne sürdü.

Simerini’nin aktardığı makalesinde “Recep Tayyip Erdoğan başkanlığındaki Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarının anti demokratik yönetim çerçevesi dışında, Erdoğan hükümet grubu tarafından çok akıllı bir şekilde servis edilen gizli İslami gündeme sahip, otoriter ve totaliter olarak nitelendirildiğini” savunan Yalluridi, şu değerlendirmede bulundu:

“Bu, Türkiye’yi, demokratik kisve altında laik Kemalizm rejiminden gerilemelerle, tamamen denetim altında bir siyasi sistemde mutlak yetki sahibi olacağı ve Cumhurbaşkanı olarak önümüzdeki yıllarda halife rolünü de alacak tek sultanlı totaliter İslam rejimine götürecek bir stratejidir.”

Türkiye’de yaşanan gelişmelerin dramatik boyutlar kazandığını, konjonktürün tesadüf veya geçici olmadığını savunan Yalluridi bu durumun her zaman perde önünde bulunan Kıbrıs ve Kıbrıs sorunu açısından, çeşitli düzeylerde kullanılabilecek altın bir fırsat olduğu görüşünü, şu gerekçelerle ortaya koydu:

“TÜRKİYE İSTİKRARSIZ OLDUĞU SÜRECE KIBRIS’A KARŞI TALEPKARLIK ROLÜ O KADAR AZALIR”

“Türkiye, istikrarsız olduğu sürece Kıbrıs’a ve bölgeye karşı uluslararası talepkarlık rolü o kadar azalır. Özellikle son dönemde Kıbrıs kriziyle birlikte Türkiye, Washington’daki Türk-Amerikan Lobisi’nin de yardımıyla özellikle Kıbrıs’a ve Doğu Akdeniz’e karşı hegemonik istikrar sağlayıcı rolünü yerleştirmeye özen göstermişti. Kıbrıs’ın tamamıyla Türk nezaretinde verilmesi tehlikesi vardı ve bu tehlike devam ediyor. Bu, Kıbrıs ve Kıbrıs sorununun Türk projelerine göre çözüleceği ve bölgedeki Türk jeopolitik ve jeostratejik hegemonyasına dâhil edilmesi ve Ankara’nın himayesi altına girme anlamına gelir.

“KIBRIS’IN, YUNANİSTAN’IN DA İŞBİRLİĞİNDE TÜRK VARLIĞINI GÜÇSÜZLEŞTİRMEK İÇİN BİR PLANLA TEPKİ GÖSTERMESİ AÇISINDAN FAYDALI OLABİLİR”

Bugünkü gelişmeler, Yunanistan’ın da işbirliğiyle Türk hegemonik varlığını güçsüzleştirmek için bir planla tepki göstermesi açısından Kıbrıs için faydalı olabilir. Türk siyasi sisteminde cereyan etmekte olan istikrarsızlık, yalnız Kıbrıs sorununun çözümüyle ilgili Türk hedeflerini yerine getirmemek için değil, aynı zamanda şimdiden, enerjiyle ilgili sonuçları almayı ve ekonominin kalkınmasını beklediğimiz 2015’e kadar zaman kazanma talebimizi öne çıkarmamıza olanak sağlıyor.

“TÜRKİYE’DEKİ İSTİKRARSIZLIKLA KIBRIS TÜRK UNSURU DA GÜÇSÜZLEŞİYOR... 
DAHA GENİŞ ÖZERKLİK STATÜSÜYLE İLGİLİ KÜRT MESELESİNİN DE DAHA ÇOK ÖNE ÇIKMASINI UMUYORUZ”

Yine Türkiye’deki istikrarsızlıkla, Kıbrıs Türk unsuru da güçsüzleşiyor. Bunun yanında Türkiye’nin Güney Doğu bölgelerindeki daha geniş özerklik statüsüyle ilgili Kürt meselesinin de daha çok öne çıkmasını umuyoruz. Her halükârda Helen tarafının, Türk planlamalarını göğüslemek hedefli taktik hareketleri planlanmalıdır.

Sonuç olarak, devletlerin Hıristiyan sevgisiyle sulanmış ve kendi aralarında koşulsuz dayanışma yükümlülüğüne sahip olmadıklarını, özellikle çıkarlarına göre hareket ettiklerini ve kendi toplum ve halkları için bu çıkarlar çerçevesinde koydukları hedefleri yerine getirmeye çalıştıklarını aklımızdan çıkarmamamız gerekir.”

Kaynak:TAK