Raif DOĞRU
Ulusal Birlik Partisi (UBP) Genel Başkanı Hüseyin Özgürgün ile Demokrat Parti (DP) Genel Başkanı Serdar Denktaş’ın, bağımsızların desteği ile hükümet kurulması konusunda uzlaştığı bildirildi.

‘Güvenilir bir UBP’li kaynaktan’ alınan bilgilere göre; Özgürgün ile Denktaş arasında bakanlıkların dağılımı konusunda da uzlaşıya varıldı. Buna göre Başbakan ve 7 bakan UBP’den
3 bakan da DP’den olacak.
 

Maliye, Turizm ve Çevre Bakanlığı ile Eğitim ve Gençlik Bakanlığı DP’ye verildi. UBP’de ise; eski hükümette görev alan tüm bakanların yeni kabinede yine yer alacakları, bunlara 2 milletvekilinin daha ekleneceği öğrenildi.

Dışişleri Bakanlığı’na Tahsin Ertuğruloğlu’nun getirileceği, eski Turizm Bakanı Dr.Faiz Sucuoğlu’nun ise İçişleri veya Sağlık Bakanı olarak görev yapacağı iddia edildi.

UBP’li milletvekillerinin, yeni kabinede yer almak için yoğun kulis faaliyetlerinde bulunduklarını belirten aynı kaynak, son sözün Özgürgün’de olduğunu, isimlerin hafta sonunda netleşeceğini kaydetti.
 

Serdar Denktaş, DP Parti Meclisi toplantısı çıkışında yaptığı açıklamada, koalisyon görüşmelerinde önceliklerinin UBP olduğunu, görüşmelerinin süreceğini söyledi. Denktaş, UBP'nin Maliye, Eğitim ve Çevre bakanlıklarını önerdiğini doğruladı; pazarlık yapmadan kabul edeceklerini de açıkladı.

Denktaş, Parti Meclisi'nin yaklaşık 3 saatlik toplantısının ardından, "Kimisi üzülecek, kimisi sevinecek ama genel icraatta toplumu rahatlatacak bir yapı istiyoruz" dedi.

Kutlay Erk’ten sert uyarılar
   Bu arada CTP’nin önemli isimlerinden, eski Genel Sekreter Kutlay Erk, UBP-DP koalisyonunun gerçekleşmesi, hele Tahsin Ertuğruloğlu’nun Dışişleri bakanı olması halinde bunun ‘ölümlerden ölüm’ olacağını iddia etti.

 Diyalog TV’de Odak Noktası programına katılan ve Mert Özdeş’in sorularını yanıtlayan Kutlay Erk; UBP-DP hükümetinin, Cumhurbaşkanı Akıncı’ya görüşme sürecinde baskı yapacağını iddia etti.
   Erk şöyle dedi:
 

Kurulacak olan her hangi bir hükümet modeli istikrarsız olacak. İç sorunları çözmekte yetersiz kalacaktır. CTP bu modelin içinde değilse görüşme süreci için tehlikeler içeren bir hükümet olacak. Hele bir de Sayın Tahsin Ertuğruloğlu Dışişleri Bakanı olursa bu ölümlerden ölümdür. Artık Sayın Cumhurbaşkanının başına neler gelebileceği bellidir.
 

Türkiye’nin iyi niyetlerine rağmen hükümet engel çıkarmak isterse bunu yapabilir. Görüşme sürecinde Cumhurbaşkanına baskı yapabilir. Eğer UBP-DP koalisyonu kurulur bir de Sayın Ertuğruloğlu Dışişleri Bakanı olacaksa, Sayın Akıncı’ya sabırlar dilerim.”

Eroğlu’na gönderme yaptı

Milletvekili istifalarının, 3’üncü Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu’nun da içinde olduğu bir senaryonun parçası olduğunu iddia eden Erk, iddialarını şöyle sürdürdü…
 

“Sayın Eroğlu’nun devre dışı olduğunu zannetmiyorum. Güçlü bir şekilde bu senaryonun sahnelenmesi için rejisörlük yaptığına da inanıyorum. Eroğlu aslında bu oyunu Ahmet Kaşif’lerin ayrıldığı dönemden oynamak istemişti. Sayın Hasan Taçoy gurubu tedirgindi, daha sonra ayrıldılar… Eroğlu’nun senaryosu kendi istediği doğrultuda devam ediyor. Yapmaya çalıştığı aslında UBP ve DP’den yeni bir UBP yaratmaktır. Kendi istediği bir UBP yaratmaktır. Kendisi bu partinin başına geçecek değildir ama belki kendi kızını partinin başına geçirir. Bu hanedanın güç kazanarak partiye yeniden hakim olması stratejisini anlıyorum.”

CTP-DP-TDP
 

Erk, DP’nin içinde yer alacağı CTP-DP-TDP hükümeti için ‘Ehven-i Şer’ yorumunda bulunurken, erken seçim dayatması yapılmaması şartını gündeme getirdi. Erk şöyle dedi:
 

“DP ve TDP ile birlikte bir koalisyon mümkün. DP ile yeniden bir araya gelmeye Ehven-i Şer diyerek evet derim. Ama erken seçimi dayatmamaları lazım. En azından bu üçlü ortaklık bir-bir buçuk yıl görev yapsın ve bu süre içinde Cumhurbaşkanı Akıncı’ya Kıbrıs Sorununu çözmek için fırsat vermiş olalım. CTP’yi seçime hazırlamak için süre istediğimiz düşünülmesin. Böyle bir şey gailemiz yoktur. CTP’siz bir hükümet ile çözüm ise bir başka bahara...”
 

CTP-UBP koalisyon hükümetinin başarılı bulduğunu bir icraatını hatırlamakta zorlandığını ifade eden Erk, CTP Parti yönetimini nasıl bulduğunun sorulması üzerine, “ben arkadaşlarımı çok seviyorum” yanıtını vermekle yetindi.

Diyalog