Türkiye’deki Erbakan Vakfı’nın Genel Başkanı Fatih Erbakan, "Türkiye, güçlü ekonomik yatırımlarla KKTC'de istihdam oluşturarak, KKTC'nin kalkınmasında ve kendi kendine yeter hale gelmesinde öncü rol oynamalıdır" dedi.

ERBAKAN: " "TÜRKİYE, GÜÇLÜ EKONOMİK YATIRIMLARLA KKTC'DE İSTİHDAM OLUŞTURARAK, KKTC'NİN KALKINMASINDA VE KENDİ KENDİNE YETER HALE GELMESİNDE ÖNCÜ ROL OYNAMALIDIR"

Türkiye’deki Erbakan Vakfı’nın Genel Başkanı Fatih Erbakan, "Türkiye, güçlü ekonomik yatırımlarla KKTC'de istihdam oluşturarak, KKTC'nin kalkınmasında ve kendi kendine yeter hale gelmesinde öncü rol oynamalıdır" dedi.

Merhum Necmettin Erbakan'ın oğlu Dr. Fatih Erbakan'ın başkanlığını yaptığı Erbakan Vakfı tarafından organize edilen "Uluslararası Kıbrıs Sempozyumu", dün, Lefkoşa’da Türk Maarif Koleji Rauf Denktaş Kültür Merkezi'nde gerçekleştirildi.

Burada konuşan Fatih Erbakan, Rumların adada 1963'ten itibaren Türklere yönelik şiddet politikalarını ve katliamları ile Kıbrıs'taki Türk toplumunu yok olma tehlikesi ile karşı karşıya bıraktığına işaret ederek, "Kıbrıs Türküne bütün sıkıntıların ve zulümlerin arkasından adaya harekatın başlatılması emri bizzat dönemin başbakan vekili Necmettin Erbakan tarafından verilmiştir. '20 Temmuz 1974 Barış Harekatı' ile Kıbrıs Türkleri'nin yaşamında ve kıbrıs davasının tarihi akışında bir dönüm noktası olmuştur" şeklinde konuştu.

Kıbrıs Barış Harekatı ile Kıbrıs Türk halkının rahat bir nefes aldığını dile getiren Erbakan, Güney Kıbrıs Rum Kesimi'nin 2004'te AB'ye üye olduktan sonra, Türkiye'nin AB'deki müzakere fasıllarına çekince koyarak, Kıbrıs'taki fırsatçılık politikaları ile hedefine ulaşmayı ve KKTC'yi kendi potasında eritmeyi amaçladığını söyledi.

Fatih Erbakan, BM Kıbrıs Özel Danışmanı Espen Barth Eide'nin, BM haber merkezine verdiği bir demeçte, Kıbrıs'ta tek federal çatı altında faaliyet gösteren, tek egemenliğe dayalı Kıbrıs'ı hayata geçirmek istediğini belirtip asıl ana hedefin 1960'da kurulan Kıbrıs Cumhuriyeti'ni yeniden kurmak olduğunu açıkça ifade ettiğini belirterek, bunun, KKTC'nin lağvedilmesi, Kıbrırs Türklerinin 74 Barış Harekatı ile elde ettiği bütün kazanımları kaybetmeleri ve 1960'da olduğu gibi yeniden Rumların yönetimine ve insafına terk edilmeleri anlamına geldiğini ifade etti.

İsrail'in Doğu Akdeniz Bölgesi'nin en önemli stratejik merkezini oluşturan Kıbrıs'ta büyük yatırımlar ve kendi çıkarına ekonomik hamleler başlatarak genişleme alanını Kıbrıs'a doğru yaymaya çalıştığını kaydeden Erbakan, "Kıbrıs'ın doğalgazını ve kendi doğalgazını AB ülkelerine ihraç etme konusunda İsrail, Kıbrıs Rum Kesimi'ni ve Yunanistan ile Doğu Akdeniz'de yeni bir bileşkeni oluşturma yolunda emin adımlar atmaya çalışmaktadır" diye konuştu.

Erbakan, İsrail'in Doğu Akdeniz'de ortaya çıkan enerji kanamalarından sonra Doğu Akdeniz Havzası'nı da kontrol altına almak için stratejik öneme sahip Kıbrıs'a yöneldiğini belirterek, şunları söyledi:

"İsrail'in Hayfa açıklarında bulduğu doğalgaz İsrail'in yıllık bütçesinin 25 yıllığına yüzde 25'ini karşılayacak düzeydedir. Bu arada İsrail'in 150 yıllığına da enerji bağımlılığını ortadan kaldıracak düzeydedir. İsrail, Kıbrıs açıklarında bulduğu doğalgaz ve petrolü Türkiye'nin etkisi olmadan rahatça sevk etmeyi planlamaktadır. Siyonistler, Kıbrıs'ta aynen 150 sene önce Hayfa'da kurdukları masum görünen Ziraat Okulu gibi ekonomik güçleriyle toprak alımını hızlandırarak, asıl asıl hedefe varmayı planlamaktadırlar. Eğer KKTC milli bir şuurla milli politikalarla korunmayacak olursa ve yeniden birleşik 'Kıbrıs Cumhuriyeti' şemsiyesi altına girilirse, korkarız ki Kıbrıs'ın siyonist güçler tarafından kuşatılmasıyla Türk toplumunu yeni bir tehlike daha bekleyecektir."

Kıbrıs'ta bir çözümün ancak Kıbrıs Türkü'nin güvenliği başta olmak üzere, sosyal, siyasal, ekonomik ve hukuki sorunlarda kalıcı ve güçlü bir çözüme ulaşmak için öncelikli olarak, milli ve manevi değerlere yaslanmış bir bakış açısına sahip olunması gerektiğine dikkati çeken Erbakan, "Türkiye'nin güçlü ekonomik yatırımlarla KKTC'de istihdam oluşturarak, KKTC'nin kalkınmasında ve kendi kendine yeter hale gelmesinde öncü rol oynamalıdır" değerlendirmesinde bulundu.

Sempozyuma KKTC'nin 3. Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu ve Demokrat Parti Ulusal Güçler (DP-UG) Genel Başkanı Serdar Denktaş, bazı milletvekilleri ve yetkililer katıldı.