Bertan Zaroğlu’na karşı açtığı davada tanık kürsüsüne çıkan Doğuş Derya, uğradığı mağduriyetleri anlattı:

“Hayatımı, kadın ve çocuk haklarına adamış biriyim”… Duruşmada üç buçuk saat tanık kürsüsünde kalan Doğuş Derya, “Bana sürekli pislik yaptığım söyleniyor. Trafik cezamı mı sildirdim? Devletin parasıyla kızımın mezuniyetine mi gittim? Yoksa puro kaçakçılığı mı yaptım? Hayatımı, kadın ve çocuk haklarına adamış biriyim” dedi.

Emine UYSAL

Hataylılar Kültür ve Dayanışma Derneği Başkanı Bertan Zaroğlu’nun sosyal paylaşım sitesi Facebook üzerinden, 16 Aralık 2014’te, CTP Milletvekili Doğuş Derya’ya yönelik hakaret içerikli olduğu iddia edilen yazılar yazmasıyla ilgili açılan davanın duruşmasında Derya, üç buçuk saat tanık kürsüsünde şahadet verdi.

Davada emarelerin kaydedilmesinin ardından Doğuş Derya, avukatı Jale Dizdarlı’nın sorularını cevaplayarak, mahkemeye yaşanan süreci aktardı.

Doğuş Derya’nın açtığı “zem ve kadih” (hakaret ve sövme) davasında, Derya avukatları Jale Dizdarlı ve Ongun Talat ile, Bertan Zaroğlu’nun adına ise avukatı Feridun Öztürk hazır bulundu. Bertan Zaroğlu, bir önceki celsede olduğu gibi dünkü oturuma da katılmadı.

 “Beni, aşağılık bir kadın gibi gösterdi”

Doğuş Derya, “Bertan Zaroğlu’nun Facebook’ta kullandığı bazı söylemlerinde, kendisini cinsel açlık çeken, stresli, agresif, herkese sataşan, aşağılık bir kadın gibi göstererek, hakaret ettiğini ileri sürdü.

Derya, şöyle devam etti:

“Bana küfür eden paylaşımları oldu. Hiçbir zaman ‘Bu Facebook sayfası bana ait değil’ demedi. Hiçbir zaman pişman olduğunu beyan etmedi, aksine Facebook paylaşımlarından övündü. Normal bir insan olmadığımı, bölücü olduğumu, ayıran, tahrik eden bir ruh hastası olduğumu söylüyor. Kendimi cinsel tecavüze uğramış hissettim. Bana soysuz diyerek, temsil ettiğim topluma da hakaret etti. Meclis’teki konuşmamda Türk askeri aleyhine konuşan bir kişi gibi gösterildim. Hedef gösterildim. İftiracı, şeref yoksunu, yaratık olduğumu yazdı. İnsanlık onurum zedelendi. İftiracı olduğum söylenerek, itibarsızlaştırıldım. Nefret nesnesi yapıldım. Bertan Zaroğlu, benim millete askere, devlete, Türk askerine iftira ve çamur attığımı söylüyor. Bana sürekli pislik yaptığım söyleniyor. Trafik cezamı mı sildirdim? Devletin parasıyla kızımın mezuniyetine mi gittim? Yoksa puro kaçakçılığı mı yaptım? Hayatımı, kadın ve çocuk haklarına adamış biriyim. Türkiye ve Türk askerine hakaret ettiğim söylenerek, cezalandırıcı bir dille, iftiraya uğruyorum. Halkı bana karşı kışkırtıyor. Kadınlığıma hakaret ediyor.”

 “Zaroğlu’nun paylaşımlarından sonra tehdit mesajları aldım”

Doğuş Derya, Bertan Zaroğlu’nun Facebook paylaşımlarından sonra internet üzerinden tehdit aldığını ve hayatının tehlikede olduğunu hissettiğini anlattı.

Derya, Bertan Zaroğlu’nun sosyal medyada ‘Oluk oluk kan akıtıp, onların kanıyla duş alacağız’ söyleminde bulunduğu iddia edilen Sedat Peker’le fotoğraflarını gördükten sonra polisten koruma talep ettiğini ancak bu talebinin yerine getirilmediğini söyledi.

Derya, şöyle devam etti:

“Bir süre uykusuzluk çektim. Bazı sağlık sorunları yaşadım. Tecavüz edilmesi gereken biri olarak gösterildim. Benimle ilgili karakter katliamı yaptı. Vatan haini olduğumu söyleme cüreti gösterdi. Kutlu Adalı, bazı çevrelerce vatan haini ilan edildikten sonra öldürüldü. Bu ülkenin taşına toprağına aşık bir insanım. Toplumun düşmanı bir vekil gibi gösterilip, itibarsızlaştırıldım. Aşağılandım. Paylaşımlarında, vatana, millete, bayrağa, dil uzatan bir akıl fukarası olarak gösterilip, ‘Günü geldiğinde günümü göreceğim’ yazılarak hedef gösterildim. Devlet düşmanı gibi gösterildim. Gelen tehditlerden dolayı evimde uzun süre kalamadım. Aşırı derecede stres yaşadım. Stresten dişlerim kırıldı. Yine stresten kalbimde ritim bozukluğu oldu. Mide rahatsızlığı geçirdim. Egzama oldum. Kalıcı bir hasar oldu. Sağlık açısından sıkıntılar yaşadım. Türkiye’ye gitmeye korkuyorum. Milliyetçi kesim tarafından hedef haline getirildim. Bertan Zaroğlu’nun paylaşımlarından sonra tecavüz edilmekle tehdit edildim. Elbette çok korktum. Ailemle birlikte hâlâ çok tedirginiz. Vekil olarak itibarsızlaştırıldım. Meclisteki tüm konuşmalarımın bilimsel temeli var. Tezim Kıbrıs tarihi üzerinedir. Söylemediğim şeylerden sonra tüm emeğimin kumdan kaleler gibi yıkıldığını hissettim. Linç kültürünün parçası oldum. Milletçi ve ırkçı bu tip söylemlerden sonra işlenen cinayetler nedeniyle hayatımdan endişe ettim. Mecliste yaptığım konuşma, barış, kardeşlik ve ortak acılardan bahsettiğim bir konuşmaydı. Beni, Türk askerini tecavüzcü ilan etmekle suçladı. Onurumun ve itibarımın mahkeme tarafından iade edilmesini talep ediyorum.”

Bertan Zaroğlu’nun avukatı Feridun Öztürk, davada Doğuş Derya’yı istintak edebilmek için, mesai saatinin bitimi de dikkate alınarak, davanın ertelenmesini talep etti.

Her iki taraf da davanın adli tatilde görüşülmeye devam etmesini talep etti.

Kıdemli Yargıç Tacan Reynar, mesai saatinin bitmesi nedeniyle davayı kaldığı yerden devam edilmek üzere 11 Temmuz gününe erteledi.

Kıbrıs