1. HABERLER

  2. KIBRIS

  3. “VERİLECEK OLAN TOPRAK KKTC’DEN GİDECEK..."
“VERİLECEK OLAN TOPRAK KKTC’DEN GİDECEK..."

“VERİLECEK OLAN TOPRAK KKTC’DEN GİDECEK..."

''AB'nin buraya Türkiye gibi para vereceği yoktur''

A+A-

 

Ulusal Birlik Partisi milletvekili Ersin Tatar, liderlerin ciddi konular üzerinde durmadıklarını, müzakereler konusunda heyecana kapılmamak gerektiğini belirtti.

“AB diyor ki, ‘ülkelerimin bir pazar içerisinde ticaret yapabilmelerini sağlarım’ Benim zaten yapabileceğim ihracat nedir”

“Türkiye’nin garantörlüğü ve Kıbrıs Türküne sağlayacağı güvenlik ekonominin gelişmesi içinde önemlidir”

Özge KİZİR

Ulusal Birlik Partisi milletvekili Ersin Tatar, liderlerin ciddi konular üzerinde durmadıklarını, müzakereler konusunda heyecana kapılmamak gerektiğini belirtti. Çözümün şartlarının önemli olduğuna vurgu yapan 
Tatar, “Verilecek olan toprak KKTC’den gidecek. KKTC toprak kaybedecek. Şayet bütün tapular komisyonlara havale edilecekse o da büyük bir belirsizlik doğuracak” dedi. 

Çözümün, KKTC ekonomisini yükseğe taşıyacağı gibi bir algı oluştuğunu ancak bu algının doğru olmadığını söyleyen Tatar,  “Bizim gayri safi milli hasılamız 3 milyar dolar, Rum tarafının gayri safi milli hasılası ise 17 milyar dolaydır. Dolayısıyla onlar çok daha büyüktür ve bizim çok dikkatli olmamız gerekiyor. KKTC’yi korumamız lazımdır. Delegasyonların olması ve bir takım tedbirlerin alınması gerekiyor. Aksi takdirde biz Avrupa Birliği içerisinde onlarla baş edemeyebiliriz. Çok dikkatli olunması gerekiyor” ifadesini kullandı.
Haberal Kıbrıslı gazetesine çözüm sürecini değerlendiren Ulusal Birlik Partisi (UBP) Milletvekili Ersin Tatar, “Çözüm sürecine ihtiyatlı yaklaşıyorum” dedi. Çözüm sürecinde heyecana kapılmaması gerektiğini ifade eden Tatar, “Heyecana kapılmamak gerekiyor. Bu işler günün sonunda çözümün şartlarına bağlıdır. Verilecek olan toprak KKTC’den gidecek. Mülkiyet meselesinde eğer bütün tapular komisyonlara havale edilecekse o da büyük bir belirsizlik doğuracak. Belirsizliğin olduğu yerde ekonomi istediğimiz gibi gelişemez. Bununla beraber Türkiye’nin garantörlüğü de önemlidir. Türkiye’nin garantörlüğü ve Kıbrıs Türküne sağlayacağı güvenlik ekonominin gelişmesi içinde önemlidir. Eğer güvenliğimiz sağlanamazsa ve gerçekten Kıbrıs Türk halkı buradan mağdur olur ve bir belirsizlik ondan dolayı da doğarsa oda ekonomiyi olumsuz etkileyebilir” şeklinde konuştu.

“Kıbrıs Rum tüccarı ve iş dünyası bundan fayda sağlayabilir”

Müzakere konularının basit konular olmadığına dikkat çeken Tatar,  “Ben böyle meselelere basit yaklaşmıyorum çünkü bazıları bir çözüm durumunda yatırımlar artacak, artan yatırımlardan Kıbrıs Türk halkıda payını alacak ve refah artacak diyor. O kadar basit değildir. Kıbrıs’ta yatırımlar artabilir fakat Kıbrıs Türkünün payı ne olacaktır? Toprağını kaybedip mülkiyette binlerce dosyayı komisyonlara havale ederek yıllar sonra ortaya çıkacak olan bir durumda yaşanan belirsizlik Kıbrıs Türk halkını daha da mağdur edebilir. Kıbrıs Rum tüccarı ve iş dünyası bundan fayda sağlayabilir. Çünkü bizim gayri safi milli hasılamız 3 milyar dolar, Rum tarafının gayri safi milli hasılası ise 17 milyar dolaydır. Dolayısıyla onlar çok daha büyüktür ve bizim çok dikkatli olmamız gerekiyor. KKTC’yi korumamız lazımdır. Delegasyonların olması ve bir takım tedbirlerin alınması gerekiyor. Aksi takdirde biz Avrupa Birliği içerisinde onlarla baş edemeyebiliriz. Çok dikkatli olunması gerekiyor” ifadesini kullandı.

“Anlaşmanın olduğu günü değil, anlaşmadan 10-20 sene sonra düşünmek durumundadırlar”

Bir anlaşma olacaksa Türkiye’nin garantörlüğünün devam etmesi gerektiğini vurgulayan Tatar sözlerini şöyle sürdürdü:  “Bir anlaşma olacaksa Türkiye’nin garantörlüğünün devam etmesi gerekiyor. Mutlaka mülkiyet meselesinde Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı da söylemişti, buradaki mülkiyetin ve nüfusun çoğunluğunun Kıbrıs Türklerinde olması lazım. Aksi takdirde AB Müktesebatı dedikleri 4 özgürlüklerin serbest dolaşım veya serbest mülkiyet gibi bir takım unsurların olabileceği bir Kıbrıs federal cumhuriyetinde zaman içerisinde Kuzey’de de bazı haklarımızı Rum’a devrederiz. Anlaşmanın olduğu günü değil anlaşmadan 10-20 sene sonra düşünmek durumundadır. Çünkü o gün tamam güzel herkesin yüzü güler. 10-20 sene sonrasında ne olacak? Nasıl bir gelişme olacak onu düşünmek gerekiyor.

“AB bize şuanda Türkiye’nin yapmakta olduğu yardımı yapacak mı?”

Avrupa Birliği içerisinde, buraya yapacağı katkı Türkiye’den daha mı fazla olacak? Türkiye hala daha ne kadar garantili olacak o bile belli değildir. Türkiye AB’de değildir. Burada şuanda her türlü yardımı yapmaktadır. Şimdi Türkiye buradan ayrılırsa ve biz Kıbrıs Federal Cumhuriyetinin içerisinde bir devlet olursak, AB bize şuanda Türkiye’nin yapmakta olduğu yardımı yapacak mı? Çok merak ediyorum. AB diyor ki, ülkelerimin bir pazar içerisinde ticaret yapabilmelerini sağlarım diyor. Benim zaten yapabileceğim ihracat nedir, AB’ye girmekle en büyük kazancım belki daha fazla turist gelip gidecektir. Günün sonunda yapılacak olan büyük otellerin turistlik yerlerini kim yapacak? Bu konuda bizim bir toprağımız veya sermayemiz var mı? Yine yabancılar gelip yapacaktır.” 

“AB’nin buraya Türkiye gibi para vereceği yoktur”

Türkiye tarafından yapılan yardımın AB tarafından yapılmayacağına dikkat çeken Tatar, “Programları imzaladığımda Türkiye’den yılda en az 1 milyar TL para alırım. AB’nin buraya Türkiye gibi para vereceği yoktur. Dolayısıyla ben çok basitçe, ikisini mukayese ederim. Benim şuanda Türkiye’nin verdiği paraya ihtiyacım var ama Türkiye’nin verdiği parayı AB sana vermeyecektir. Bu kadar açık ve nettir” ifadesini kullandı.

“Ciddi tartışmalar yok”

2016 yılının ilk üç aylık döneminde al-ver sürecinin gerçekleştirilmesinin öngörüldüğü ile ilgili olan haberi değerlendiren Tatar, “bu kadar kısa bir zamanda bu durumun mümkün olabileceğine inanmıyorum” açıklamasında bulundu. Tatar, “Bu kadar önemli meselelerin halledileceğine inanmıyorum. Çünkü şuanda mülkiyet, toprak, garantörlük ve güç paylaşımında çok önemli ciddi tartışmaların ve görüşmelerin olduğunu görmüyorum. Tutanaklara baktığımda hep yüzeysel ve iyi niyet çerçevesinde görüyorum. Fakat derinliğine ve iki tarafında evet diyecek şeklinde bir ortama getirildiğini görmüyorum. Çünkü günün sonunda her iki tarafın da bunu bilmesi gerekir ki, her iki tarafın ‘evet’ diyeceği bir anlaşma olmalı” dedi.

“Kıbrıs Türk’ü gerçekten çok zor zamanlar yaşadı”

Tatar, sözlerini şöyle tamamladı: “52 yıl önce yaşanan Kanlı Noel’i bugünlerde anıyoruz. Şehitlerimizi Allah rahmet eylesin. Kıbrıs Türk’ü gerçekten çok zor zamanlar yaşadı. 1974 öncesine bir kere daha geri dönmek istemez ama karşı tarafa bakıldığında Avrupa Birliği içerisindeyiz diye onlarda o rahatlık vardır. Avrupa Birliği içerisinde Kıbrıs Federal Cumhuriyeti ve aynı zamanda Avrupa Birliği vatandaşları olarak çok güzel yaşayabiliriz, ekonomimiz çok daha gelişebilir ve Ada içerisinde özgürlükler olacaktır diyor. Bununla beraber herkes büyük ölçüde malına kavuşabilecek diyor. Büyük ölçüde diyorlar çünkü, biliyorlar ki bazı yerlere gidemeyecekler. Çünkü evine Türkler yerleşti, belki o eve yerleşemeyecek.”

Haberal Kıbrıslı

 

 

 

Etiketler : , , ,
Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.