Cumhuriyet Meclisi çatısı altında hukukçu vekil olarak görev yapacak olan Tufan Erhürman, ülkenin çok zor bir dönemden geçtiğini, bugünkü siyasi, hukuki ve ekonomik yapının daha fazla sürdürülemeyeceğinin altını çizdi.
   Cumhuriyetçi Türk Partisi-Birleşik Güçler (CTP-BG) Milletvekili Erhürman, her yurttaşın birincil görevinin, ülkenin ve halkın bu zor dönemden en az zararla çıkabilmesini sağlamak için kendi birikimini kullanarak mümkün olan azami katkıyı sağlaması olduğunu belirtti.
   Erhürman, meclis çatısı altında gerçekleştirmeyi hedeflediği çalışmalar arasında Seçim ve Halkoylaması Yasası, Meclis İçtüzüğü, Ceza Yasası, Çevre Yasası ve Anayasa’da değişiklikler yapılması olduğunu ifade etti.

“Yurttaşın birincil görevi,
azami katkıyı sağlamak”
   Erhürman, siyasetle uzun süreden beri ilgilendiğini belirtti. Siyasetin, belli bir düşünce sisteminden ve ilkelerden hareketle, düzeni ve toplumu dönüştürme çabası olduğunu söyleyen Erhürman, böyle bir çabanın gösterilebilmesi için milletvekili ya da bir siyasi partiye üye olmanın şart olmadığını belirtti.
   Erhürman, yaptığı çalışmalarla uzun süreden beri siyasetin içinde bulunduğunu söylemenin yanlış olmayacağını ifade ederek “Benim açımdan değişiklik, bundan böyle bu çabayı parlamentoda sürdürmeye karar vermiş olmaktır” dedi.
  
“Düzeni ve toplumu değiştirmek için mücadele”
   Erhürman, “CTP-BG bana milletvekilliği adaylığı teklifi yaptığında, bu koşullar altında elimden gelen azami katkıyı parlamentoda sağlayabileceğimi, dolayısıyla aday olmanın toplumsal sorumluluk bilincinin gereği olduğunu düşündüğüm için bu teklifi kabul ettim” dedi.
   Önümüzdeki dönemde siyasetle ilişkisinde esas açısından değil, şekil açısından değişiklik olacağını düşünen Erhürman, esas açısından yapmaya çalışacağının, daha önce yaptığı gibi, kendi düşünce sisteminden ve ilkelerinden hareketle düzeni ve toplumu değiştirmek için mücadele etmek olacağını söyledi.
   Erhürman, “Şekil açısından değişiklik ise artık bu çabayı bir akademisyen olarak değil, bir milletvekili olarak gösterecek olmamdır” diye konuştu.

İlk hedef, Seçim ve Halkoylaması Yasası
   Parlamento çalışmalarında ilk bir yıllık süre içerisinde yapılması gerektiğini düşündüğü reformlara ilişkin hedeflerini iki kısma ayıran Erhürman, ilk altı aylık dönemde, Seçim ve Halkoylaması Yasası’nın değiştirilerek, yapılması gerekenleri şöyle sıraladı:
   “KKTC’nin tek seçim bölgesi olarak kabul edilmesi, milletvekili transferlerinin önlenmesini sağlamak için partisinden istifa eden bir milletvekilinin başka bir partiye geçmesinin, bakan ya da meclis komitesi başkanı olmasının ve başka bir siyasi parti kurarak iktidara ortak olmasının yasaklanması”.

“Ceza Yasası’nda ayrımcılık
hükümleri ayıklanmalı”
   Meclis İçtüzüğü’nün değiştirilerek meclis çalışmalarının şeffaf hale getirilip sağlanmasının önemine değinen Erhürman, Ceza Yasası’nın değiştirilerek, rüşvet, görevi ihmal ve kötüye kullanma gibi suçların milletvekilleri tarafından da işlenebileceğinin ve daha ağır cezalara çarptırılacağının düzenlenmesi, yasalardaki ayrımcılığa ilişkin hükümlerin ayıklanması, devletin engelliler, kadınlar ve çocuklar konusundaki yükümlülüklerinin belirgin ve uygulanabilir hale getirilmesi, yeni vatandaşlık sisteminin yerleştirilmesi ve özellikle doğum yeri esasına dayanan ayrımcılıkla mücadele için program hazırlanması gerektiğini vurguladı.
  Erhürman, Çevre Yasası’nda da değişikliğe gidilerek çevreye ihmal sonucu zarar verenlerin de cezalandırılmasının sağlanması için çalışacağını söyledi.
   İkinci dönemle ilgili temel hedefinin Anayasa’nın, 2014 Haziran ayındaki mahalli idare seçimleriyle eş zamanlı yapılacak referandumda değiştirilmesi için çalışmak olacağını belirten Erhürman, “Bu referandumda Anayasanın 81. ve 162. maddelerinin değiştirilmesi sağlanmalıdır. 81. maddede yapılacak değişiklikle meclisin 17 milletvekiliyle toplanabileceği ve en az 13 milletvekiliyle karar verebileceği düzenlenmelidir. Bu düzenleme meclisin toplanamaması gibi demokrasi açısından kabul edilemez bir durumun ortadan kaldırılması açısından son derece önemlidir” dedi.

“Kuvvetler ayrılığı hayata geçirilmeli”
   Erhürman, şöyle devam etti:
   “Aynı maddede yapılacak değişiklikle, mecliste grup kurabilmek ve dolayısıyla komite çalışmalarına üye gönderebilmek için 3 milletvekilinin yeterli olacağı ve kurulacak Sayıştay ve Ombudsman Daimi Komitesi’nin başkanının ana muhalefet milletvekili olacağı, bu komitede her partinin eşit sayıda üyeyle temsil edileceği de düzenlenmelidir. Bu düzenlemeler yasama ile yürütmenin birleşmesinin önlenmesi, dolayısıyla kuvvetler ayrılığının hayata geçirilmesi açısından son derece önemlidir.
   Referandumda değiştirilmesi gereken diğer madde 162. maddedir. Bu madde Anayasa’nın değiştirilme usulünü düzenlemektedir.
   Bugünkü düzenlemeye göre meclisteki 50 milletvekilinin 50’si de hemfikir olsa dahi Anayasa’nın değiştirilebilmesi için mutlaka referanduma gidilmesi gerekir. Bunun sonucu 1985’ten beri anayasanın hiç değiştirilmemiş olmasıdır.
   Oysa 1982’de yürürlüğe giren TC Anayasası bugüne kadar 18 kez değiştirilmiştir ve şu anda 19. değişiklik için çalışma yapılmaktadır. Anayasamızda pek çok hatalı düzenleme vardır ve hatasız olanlar da günün ihtiyaçlarına yanıt vermemektedir. Bunun için 162. maddenin değiştirilmesi ve anayasanın meclisteki milletvekillerinin % 80’inin (yani 40 milletvekilinin) oyuyla değiştirilebileceğinin düzenlenmesi gerekir. Böyle bir düzenleme, hem mecliste yalnızca iktidar partisinin (ya da partilerinin) oylarıyla anayasanın değiştirilmesini engelleyecek hem de üzerinde oylanan değişikliklerin referanduma gidilmeksizin yapılabilmesini sağlayacaktır”.

kıbrıs