1. HABERLER

  2. EKONOMİ

  3. YASAKÇI ZİHNİYETLE EKONOMİ YÖNETİLMEZ
YASAKÇI ZİHNİYETLE EKONOMİ YÖNETİLMEZ

YASAKÇI ZİHNİYETLE EKONOMİ YÖNETİLMEZ

Yasakçı zihniyetle ekonomi yönetilmezUğur Gürses

A+A-

Twitter yasağına ilk itiraz edecek olan, kabinedeki ekonomi bakanları olmalıydı. Kurumları işlemez hale gelen, ifade özgürlükleri kısıtlanan ülkelere, tam da en çok ihtiyacı olan kalıcı sermaye, uzun soluklu doğrudan yatırım gelmez de ondan.

Durumumuz Twitter’da okuduğum şu tanımlamaya çok güzel uyuyor; tüm bu olan biten, müflis tüccarın sigortadan para alabilmek için dükkânı yakmasına benziyor. Türkiye’nin kredi notunun bu olanlardan zarar görmemesini olanaksız buluyorum. En azından sorumlu siyasetçilerin buna odaklanması gerekiyordu. Artık çok geç. Yasakları savunma çabasına giren siyasetçilerin yaptığını, başta savundukları değer bakımından yüz kızartıcı buluyorum. Onurlu bir yol var oysa ki; yasakları savunmak yerine istifa etmek.

Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’ın, toptan yasaklama kararına itiraz etmek yerine ‘başka çare yok’ türünden bunu normalleştirmeye kalkması da ibretlik. Babacan’a kalırsa, suçlular da dolaşıyor diye tüm otoyolları kamuya kapatmak gerekecek. Kamu yararı, büyük bir çoğunluğun ifade özgürlüğü ve iletişim özgürlüğünün yanında ise ki öyle bu yapılan sonucu; toptan bir yasaklama ülkenin itibarına hasar verdi. Türkiye Kuzey Kore ile karşılaştırılır oldu. Şunu biliyoruz; Başbakan Erdoğan’ın bahsettiği türden ‘kökünü kazıma’ kararına ekonomi ile ilgili bakanların böyle yaklaşması, zaman içinde şöyle de bir tabloyu çağrıştıracak; başlarda en makul ve aklı başında bakan olarak görülen siyasetçiler, temel hak ve özgürlük değerlerlerinde uzaklaşmayı savunabiliyorlarsa bu, ekonomi politikasında da ‘saçmalama’ eşiğinin yakın olabileceğini düşündürür.

Yolsuzluk ve rüşvet soruşturmalarının bastırıldığı, savcıların görev yapamadığı bir ülke fotoğrafına iletişim ve ifade yasakları da eklendi. Bunu ‘normalleştirme’ söylemini üstlenen Babacan da, aynı anda sanki üçüncü bir taraf gibi karşıya geçip “yargıya tekrar güvenilmesi ve hukukun işlemesi çaba göstermek gerek. Yabancı yatırımcının ‘hukuki güvenlik bu ülkede tam işliyor’ diyebilmesi lazım. Bunu dedirtemezsek yabancı yatırımcıyı getiremeyiz” diyebiliyor. Sahi ifade özgürlüğü olmayan ve mahkeme kararı olmadan yasak getiren ülkeye ne oluyordu? İlerde ekonomide bu tür sabıkalarımızı temizlemek zaman alacak.

Ekonomi kurmaylarının ‘yasak’ yorumları
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, “Yasak fazla sürmez. Bu durum Türkiye’nin algısı açısından iyi değil ama diğer taraftan Türkiye’nin imajını etkileyen bir durum oluşuyor. Umarım hukuk çerçevesinde çözülür.”
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Yasak mahkeme kararının uygulanmaması sonucu verilmiş bir karar. Yasakçı zihniyetten kaynaklanmıyor. Öyle olsaydı sosyal medyanın diğer enstrümanları da yasaklanırdı.”
Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, “Türk yargısının mahkeme kararlarının uygulanmaması, bu ülkenin egemenliğe saldırıdır.Başbakanımızın tepkisi doğrudur, bu konuda Twitter’ın yaptığını kınıyorum.

 

 

Etiketler : , , ,
Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.