1. HABERLER

  2. TÜRKİYE

  3. "YAŞAMAZ YAŞASA DA..." DEDİLER
"YAŞAMAZ YAŞASA DA..." DEDİLER

"YAŞAMAZ YAŞASA DA..." DEDİLER

'ARTIK ÜMİDİ KESİN' DEDİLER AMA İMKANSIZI BAŞARDI. Film gibi...

A+A-

İstanbul'da apartmanın 6. katından düşmesi sonucu kalbi duran, iç kanama geçiren, böbrekleri çalışmadığı için diyalize bağlanan ve solunum cihazıyla yaşatılan üniversiteli Berke Deniz Karaaslan'ın hayata dönüşü, filmleri aratmıyor.

İstanbul'da özel bir üniversitede bir kısmı burslu olmak üzere eğitim gören 21 yaşındaki Berke Deniz Karaaslan'ın hayatı, 1,5 yıl önce apartmanın 6. katından düşmesi sonucu değişti. Ağır yaralanan, duran kalbi çalıştırılan Berke'nin yaşaması neredeyse mucizelere bağlandı. Anne Neşe Kösalı (43), bebekken uyutmak için kızına mırıldandığı "Benim annem güzel annem" şarkısını bu sefer uyandırmak için söyledi. Berke'nin şarkıyı duymasıyla kaşlarını oynatıp, gözlerini açması herkesi şaşırttı.

Yoğun bakımdan 52 gün sonra çıkan ve yatağa bağımlı halde yaşayan Berke, Konya Farabi Hastanesinde vücudundaki çok sayıda kırık için tedavi görmeye başladı. Aynı zamanda fizik tedavi de gören Berke'ye ilk gittiği hastanelerde "yürümesi çok zor" denildiği için psikolojisi bozuldu.

"HER AN KAYBEDEBİLİRİZ" DİYORLARDI

Psikolojik destek alan Berke, bağırsak delinmesi nedeniyle zor günler yaşadı. Kan değerleri düşen ve herkesin kendisinden ümidi kestiği anda yine hayata tutunan Berke, yürümeye başladı. Berke, tedavi sürecinde birçok kez kendisi için "Her an kaybedebiliriz. Yaşasa bile yürüyemez, yatağa bağımlı olur" denilse de artık yürümeye başladı ve hızla sağlığına kavuşuyor.

YOĞUN BAKIMDAN "BENİM ANNEM GÜZEL ANNEM" ŞARKISIYLA UYANDI

Berke Deniz Karaaslan, hastane sürecinin kendisi için çok zor geçtiğini ifade etti. Filmlerdeki gibi gözünü açtığında kendisini hastanede bulduğunu ifade eden Karaaslan, çalışmayan böbrekleri nedeniyle 25 gün diyalize bağlı yaşadığını dile getirdi.

Oksijen desteği aldığını, ağzındaki hortumlarla nefes almasının sağlandığını belirten Karaaslan, "Kendime geldiğimde hortumları sürekli çıkarmak istiyordum. Anne ve babam sürekli 'Berke iyi olacaksın. Merak etme' diyerek beni teselli ediyordu. Açıkçası o zaman bu söylenenleri pek anlamıyor, üç beş gün yatıp yürüyerek hastaneden çıkacağımı zannediyordum" dedi.

"YAŞAMAZ YAŞASA DA YÜRÜMEZ DEDİLER AMA BİZİ BIRAKMADI"

Umduğu gibi olmadığını, neredeyse bir yılı yatarak geçirdiğini anlatan Karaaslan, şunları söyledi:

"Yürümek istiyor, yürüyemiyordum. İç organlarım hasar gördü, ölüm tehlikesi atlattım. Ağrım çok oluyordu. Sürekli bağırıyor, ağlıyordum. Ameliyatlar sonrası beş kişinin desteğiyle ancak ayağa kalkabiliyordum. Gerçekten çok zor bir süreç atlattım. Doktorlar çok zahmetimi çekti. Kırıklar onarıldı, ayaklarımdaki yamukluk giderildi. Yoğun bakımda yaşananların hepsine bir hayal gibi bakıyorum. İstanbul'da doktorlar 'ne oturabilir, ne yürüyebilir, kesinlikle yatağa bağımlı halde yaşayacak' demişti ancak şimdi ayaktayım. Annem başta olmak üzere ailemin çok büyük desteğini gördüm. Hatta yoğun bakımdan annem, çocukken söylediği 'Benim annem güzel annem' şarkısını mırıldanınca uyanmış, gözlerimi açmışım. Tabi bunu sonradan öğrendim. Çok duygulandım, gözlerim doldu."

Anne Neşe Kösalı (43) ise çok zor günler geçirdiklerini, kızının yaşaması için ellerinden geleni yapmaya çalıştıklarını vurguladı. Bebekken söylediği şarkıyı ilk mırıldandığında kızının gözlerini açmasıyla duygu dolu anlar yaşadıklarını dile getiren Kösalı, "Psikolojik destek aldım. 'Yaşamaz, yaşasa da yürüyemez' denilen kızım çok şükür bizi bırakmadı. Kızım, yarım bıraktığı üniversiteye devam ediyor" ifadelerini kullandı

"BERKE'Yİ ZOR OLSA DA AYAĞA KALDIRDIK"

Konya Farabi Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Prof. Dr. Mehmet Arazi, kaza sonrası genç kızın birçok yerinde ağır kırıklar bulunduğunu, uygulanan ilk tedavi sonrası hemen hemen hiçbir kırığın kaynamadığını gördüklerini söyledi.

Tedaviye başladıklarında sinirlerde yaralanmalar olduğu için Berke'nin kısmi felç yaşadığına dikkati çeken Arazi, şunları kaydetti:

"Her iki ayağında ciddi şekil bozuklukları vardı. İçe doğru dönük, iç kısmı yere bakıyordu. Kalçasındaki kırığa müdahale edemedik. Çünkü yatmaya bağlı, sırtının leğen kemiğinin ortasındaki kemikte çok büyük yara vardı. Annesi çok yardımcı oldu, çok koşturdu. Başından hiç ayrılmadı. Berke'nin yarasını iyileştirdik. Sonra bölgedeki kırıklara müdahale ettik. Bize ilk geldiğinde yürümesi mümkün değildi. Tekrarlayan ameliyatlarla açılıp kapanmayan dizi ve ayak bileğini düzelttik. Aylar sonra da olsa ayakta dik durmaya başladı. Enfeksiyon kapma riski yüksekti ama ekip çalışmasıyla Berke'yi zor olsa da ayağa kaldırdık. Hızla eski sağlığına kavuşuyor."

"BU HASTA NASIL YÜRÜR"

Hastanenin fizik tedavi ve rehabilitasyon uzmanı Dr. Osman Tüfekçi de yaşadıklarından dolayı Berke'nin çok sinirli tavırları olduğuna işaret etti.

İlk zamanlar kendisinin de "Bu hasta nasıl yürür" dediğini vurgulayan Tüfekçi, "Berke'yi yürüteceğimize inandık. Bağırsakta delinme olduğunu tespit ettik. Hastamız omurilik yaralanmalarında ağrı hissi az olduğu için hissetmemiş. Yaşayacağına inanılmıyordu. Kan değerleri çok düştü. Beni arıyor, 'Berke ölecek herhalde' diyorlardı ama biz ve Berke inanarak mutlu sona ulaştık" dedi.

 

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.