1. HABERLER

  2. KIBRIS

  3. YASAYA UYULMUYOR, TRAFİK TIKANIYOR
YASAYA UYULMUYOR, TRAFİK TIKANIYOR

YASAYA UYULMUYOR, TRAFİK TIKANIYOR

Mesai başlangıç ve bitiş saatlerinde ağır vasıtaların yollara çıkmaması gerekiyor ancak bu kurala uyan yok

A+A-

Ülkemizde yollara çıkan araç sayısı her geçen ay artarken, özellikle ana yollarda yaşanan sıkışıklığa bir de ağır vasıtalar eklenince, trafik adeta kaosa dönüşüyor.

Başkent Lefkoşa’da mesai girişi ve çıkışında yaşanan trafik sıkışıklığı vatandaşları isyan noktasına getirdi. 

Fasıl 83 Umumi Yolları Koruma Yasası’na göre, mesai başlamadan bir saat önce ve mesai çıkışından yarım saat sonraya kadar 5 bin Kg’lık (5 tonluk) kamyonların yollara çıkışı yasak. Ancak, bu yasağı takan yok. 

Vatandaşlar trafikte polisin daha etkin rol almasını isterken, yasaların uygulanmasıyla trafiğin rahatlayacağı görüşünde.

Yasa ne diyor?
24 Mayıs 2004 yılında yürürlüğe giren “Fasıl 83 Umumi Yolları Koruma Yasası”nın 4’üncü maddesi aynen şöyle:
   “Lefkoşa - Güzelyurt, Güzelyurt - Çamlıbel, Çamlıbel - Girne, Girne - Çatalköy, Ercan Kavşağı – Serdarlı,  Geçitkale- Bahçeler, Gazimağusa - Yeni Erenköy ana yollarında, yaz ve kış mesai saati uygulandığı sürede; mesai saati başlamadan bir saatlik süre içinde ve mesai bitiminden yarım saatlik süre içinde 5 bin kilogram ve üzeri ağırlıkta olan kamyonların seyrüseferlerini ve bulunmalarını yasaklarım.” 
Karayolları Dairesi Müdürü Mustafa Demircioğlu, söz konusu düzenleme ile ilgili olarak yakın zamanda Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı’na bir yazı gönderdiğini söyledi.

Lefkoşa’dan Girne’ye yüklü kamyon girmesi yasak
Lefkoşa’dan Girne’ye doğru Ciklos mevkiinden itibaren 2 bin 32 kilogram üzeri araçların bu yolu kullanması yasak. Ancak yine birçok kamyon bu yolu kullanıyor.

Yasa, 2 bin 32 (2032) kilogramdan ağır olan kamyonların yüklü olarak Lefkoşa- Girne anayolunun 19’uncu kilometreden (Ciklos Mevkii) itibaren Girne’ye girişleri ve bu yol kullanımını yasaklıyor.

Yasa uygulanmıyor
Trafik Kazalarını Önleme Derneği Başkanı Mehmet Avcı, mesai giriş ve çıkışındaki belirli saatlerde ağır vasıtaların ve kamyonların trafiğe çıkışlarının yasak olduğunu ancak buna uyulmadığını söyledi.

Bununla ilgili Karayolları Dairesi’nin bir emirname yayınladığının altını çizen Avcı, ülkemizde maalesef bu kurala uyulmadığını ve polisin de gerekli denetimi yapmadığını söyledi.
Kamyonların ve büyük vasıtaların şehir içlerindeki belli yollara girmemesi gerektiğine dikkat çeken Avcı, kamyonların şehir içine yük indirmesi durumunda sadece izin alarak girebileceğini de belirtti. 

Polis devriyesi de kurulmadı
Kamyonların bu izni polisten alması gerektiğini ifade eden Avcı, yollarda denetim yapacak yeterli polis bulunmadığını kaydederek, “Polis devriyesi kurulacaktı. Bu kurulmadı. Sadece bir tanedir dolaşan, bu da yetmedi. Anayollarda da bu devriyeleri görmüyoruz” dedi.

“Yollar denetimlidir diyemeyiz. Bu bir gerçektir” diyen Avcı, kamyonların da denetlenmemesinin trafik sıkışıklığına neden olduğunu kaydetti.

Trafikte kamyonların denetlenmesinin şart olduğunu anlatan Avcı, bu kamyonların yavaş veya süratli gitmesinin de sorun teşkil ettiğini belirterek şöyle devam etti:
“Bu konuda önlem alınıp olayın disipline edilmesi gerekir. Kuralların doğru dürüst uygulanması lazım. Kuralların ve her şeyin tekrar gözden geçirilmesi gerekir.”   
  
Yasal mevzuat uygulanmıyor
Trafikte Kazasız Yaşam Derneği Başkanı Hüseyin Sevay ise bir ülkenin ekonomik gelişmesinde karayolu taşımacılığının öneminin çok büyük olduğunu söyledi.

Sevay, ancak karayolu taşımacılığının trafik ve çevreye olan etkileri göz önünde tutulduğunda, bir sistem dahilinde yürütülmesi gerektiğinin de yadsınamaz bir gerçek olarak karşımıza çıktığını belirtti.

Bu sisteme bağlı olarak yollarımızda 2000’li yılların ortalarından itibaren arttığını gözlemlediğimiz ağır araç trafiğinin sıkı bir denetime tabi olması gerektiğini kaydeden Sevay, “Ne yazık ki, bilimsellikten uzak olarak verilen kötü kararlar silsilesi bizi bugün var olan yasal mevzuatın bile uygulanmadığı bir noktaya getirmiştir” dedi.

Ağır taşıtlar ciddi denetime tabi tutulmalı
Trafikte verilen kurbanların sayısı her gün artarken, yönetimlerin bu konularda ciddi kararlar alarak bilinçli uygulamalara geçmemesinin halkımıza büyük bedeller ödetmeye devam edeceğini anlatan Sevay şunları ekledi:
“Trafik güvenliği gelmiş geçmiş hükümetler tarafından bilimsel bir düzeyde ele alınmadığından, trafiğin en temel unsurları olan mühendisliğin, denetimin ve eğitimin parçaları olduğu bir trafik sistemi oluşturulmamıştır. Dolayısı ile ülkemizdeki ağır araçların seyri ile ilgili var olan yasal mevzuatlar çerçevesinde herhangi ciddi bir denetime tabi tutulmaması, trafik güvenliğimizin seviyesini çok aşağılara çeken unsurlardan biri olmaya devam etmektedir. Trafik akışının yoğun olduğu saatlerde ağır araçların trafiğe çıkmaları halinde yaratılacak tehlikenin ve çevre kirliliğinin yetkililerce şimdiye dek idrak edilmiş olması gerekirdi. Ama yönetimlerimiz çağın gerisinde kalmış bir polis denetim sistemini yenilemekten ve son derece elzem olan çağdaş bir polis devriye sistemini yürürlüğe koymaktan aciz kalmıştır.”
 
Alınan tartı aletleri çürümeye terk edildi
Sevay, geçmiş yıllarda ağır araçların mevzuatlara uygun ağırlıklara uymalarını sağlamak amacı ile alınan tartı aletlerinin çürümeye bırakılarak kullanılamadığını da iddia etti.
Sevay, şöyle devam etti:
“Ağırlıkla birlikte yük taşıma şekillerinin de yükün mahiyetine göre düzenlenmesi gerekirken, hepimiz üzerinden taşıdığı malzemeyi dökerek veya gerekli güvenlik önlemlerini almadan ilerleyen birçok ağır yük aracına sık sık rastlamakta ve bu araçların tehdidi altında trafikte var olmaya çalışıyoruz. Yollarımızın asfalt kalitesi bir yana, yasal şekillerde trafikte seyreden bir ağır yük aracının yola verdiği hasarın Türkiye örneklerinde en az 4 bin 800 kişisel taşıt aracının verdiği hasara eşdeğer olduğunu ve yük arttıkça bu oranın arttığını yetkililerimizin bilmesi gerekmektedir (Karayollarında Ağır Taşıt Trafiğinin ve Yük Taşımacılığının Özellikleri ve Eğilimleri, 2007/2008/2009 Yılı Etüt Sonuçları)”.
Bu bilinç yerleşmediği için yasal olmayan şekillerde seyreden ağır araçların yollarımıza verdiği tahribatın arttığını ve bu tahribatın yol güvenliğini azaltarak çarpışmaların (kazaların) meydana gelmesi için ortam yarattığını kaydeden Sevay, “Örneğin, Girne dağ yolunun üst kaplamasına yapılan tamirat ile geçici olarak bir iyileştirmeye gidilmişse de bu güzergahın durumunun standartların çok altında olduğunu her sürücü teslim edecektir. Birçok kavşağımız da gayri yasal ağır yük taşımacılığı yüzünden yol kullanıcılarına tehlike arzeden bir hale sokulmuştur” dedi.
 
Sürücülerin eğitimi standartlardan uzak
Sevay, yasal ağırlıkların üzerinde yük taşıyan araçların yanında bu araçların sürücülerinin de diğer araç sürücüleri gibi eğitimlerinin modern standartlardan çok uzak olmasının yollarımızdaki tehlikeleri artırdığına dikkat çekti.
“Hem ağırlık hem de sürüş yetileri açısından trafiğimize salınan ağır araçların bağlı oldukları kurum ve şirketlerin de konuya olan duyarsızlıkları da ayrıca dikkat çekicidir” diyen Sevay, şöyle konuştu:
“O zaman yönetim açısından sormamız gereken soru şudur: Biz halkımızı neden bu gereksiz tehlikelerle bile bile yüz yüze getirilmesine izin veriyoruz? Trafik hepimizin kullandığı en ortak alanken karşımızdaki vahim trafik tablosu karşısında yetkililer bilinçli ve gerekli önlemleri neden almamaktadırlar? Azalmayan trafik çarpışmaları, ölümler ve ebedi sakatlıklar ülkemizde bize ciddi bir trafik sisteminin kurulması gerektiğini haykırırken, bizler ülke olarak neden boşuna zaman kaybetmeye devam ediyoruz? Trafik Türkiye dahil birçok ülkede sürekli olarak yapılan bilimsel araştırmalara bağlı olarak yönlendirilir, çünkü trafik değişkendir. Zaman içinde değişen trafik akışı ve şartları halkın güvenliği, sağlığı ve refahı açısından değişik kararların verilmesini getirebilir. Ağır araçlara uygulanan denetim metodları da bu araştırmalar ışığında şartlara uygun hale getirilir. Ancak ülkemizde tüm çağrılarımıza rağmen bilimsel yaklaşımın kullanılmasında hala gözle görünen bir ilerleme yoktur. Bizler var olan tehlikenin farkındayız ve bu nedenden dolayı kısa vadede verim verecek acil çözümlerin yürürlüğe konmasından yanayız. Örneğin, anayol devriye sisteminin gerçek bir koruyucu özelliğe sahip olacak şekilde ve sadece cezadan ibaret olmayacak bir bakış açısı ile hayata geçirilmesi için çok çağrı yaptık. Ancak kemikleşmiş yönetim yapımız değişime açık değildir. Değişim çok zor olsa da şarttır. Trafikte verilen kayıplar ve her gün olmaya devam eden önlenebilecek çarpışmalardan çok ciddi dersler çıkarmanın artık zamanıdır.”

Kıbrıs

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.