Avrupa Birliği Komisyonu’nun son değerlendirmeleri bu yöndeki endişelerin hiç de yersiz olmadığını bir kez daha gözler önüne serdi.

Komisyon’un üzerinde ısrarla ve özellikle durduğu ana unsuru ise bu iki ülkedeki dengesizliklerin aşırı olması oluşturuyor.

Dengesizliklerin aşırı olmasının yanı sıra resesyonun her iki ülkeyi de vurması, çok yüksek işsizlik oranları ve finans sektörlerinin sorunlu olması İspanya ve Slovenya’nın sıkıntılarının önemli paralellikler içerdiğini gösteriyor.

İki ülkenin de kendilerine yönelik güven düzeyini artırmaları ve spekülasyonların odağında yer almaktan kurtulmaları için acilen adım atmaları gerekiyor.

Komisyon’un beklediği adımları ise bazı bankaların kapatılması ya da yeniden sermayelendirilmesi ve sürdürülebilir büyüme sağlama amaçlı daha fazla ekonomik reform yapılması olarak sıralamak mümkün.

Avrupa Birliği’nin beşinci büyük ekonomisi konumundaki İspanya, 18 aydır resesyonda.

Karşı karşıya olduğu zorluklar da kararlı hareket edilmemesi halinde aşılmayacak cinsten. Slovenya ise ekonomik açıdan İspanya’dan 29 kez daha küçük.

Ekonomi küçük, sorunlar büyük

Slovenya’nın ekonomisi küçük olsa da karşı karşıya olduğu sorunların küçük olduğunu söylemek pek mümkün değil.

Bankalarının kelimenin tam anlamıyla sallantıda olması, borcu döndürme konusunda yaşadığı ciddi sıkıntılar ve sürekli yükselen borçlanma maliyeti Slovenya’yı yardıma ihtiyaç duyacak altıncı Euro Bölgesi olmaya doğru itmeyi sürdürüyor.

Slovenya Başbakanı Alenka Bratusek, salı günü AB Komisyonu Jose Manuel Barroso’yla yaptığı görüşmede bankacılık sektörünü kurtarmak amacıyla gece-gündüz çalıştıkları mesajını vermişti.

Bratusek, gece-gündüz çalışıldığı mesajını verse de, Slovenya’nın çözüm odaklı adım atma hızının Brüksel’de beğeni topladığını söylemek oldukça zor.

Brüksel, Slovenya’nın çok yavaş hareket ettiği görüşünde.

Slovenya’nın “batmadan” ancak sonbahara kadar yoluna devam etmesini sağlayacak kaynağa sahip olduğu düşünüldüğünde hızlı adım atmanın gerekliliği de net şekilde görülüyor.

Slovenya’nın izleyeceği politikaların detaylarının tam olarak bilinmemesi ve mali durumla ilgili kafa karıştıran çelişkili açıklamalar da sıkıntıyı artıran diğer unsurlar olarak öne çıkıyor.

Kaynak:bbc