1. HABERLER

  2. KIBRIS

  3. YILLAR SONRA GELEN BÜYÜK İTİRAF!
YILLAR SONRA GELEN BÜYÜK İTİRAF!

YILLAR SONRA GELEN BÜYÜK İTİRAF!

Tarihi itiraflar...

A+A-

 

Rum yönetimi eski başkanlarından Yorgos Vasiliu, tarihi itiraflarda bulunarak “AB üyeliği başardık çünkü Annan planını kabul ettiğimiz güvencesini vermiştik. Bu, BM Genel Sekreteri’nin ilgili raporunda da görünüyor” dedi.

Niyazi Kızılyürek tarafından kaleme alınan “Geçmişe ve Yarına Dair Düşünceler” isimli kitabında tarihi itiraflarda bulunan Vasiliu şöyle dedi:

“Tasos Papadopulos 16 Nisan 2003’te üyelik imzamızı attıktan sonra, Annan planından kurtulmayı başarmak için sistemli bir çaba başlattı. Ancak önce anlaşmanın (AB katılım anlaşması) onaylanması gerektiğini bildiğinden çok dikkatliydi. Bu nedenle 21 Ağustos 2003 Perşembe günü beni Başkanlık Köşkü’ne çağırarak, Komisyon’un son raporunda hiçbir boşluk kalmaması ve Kıbrıs’ın üyeliğinin çeşitli ulusal meclislerce onaylanmasının güvence altına alınması için olumlu olması maksadıyla Brüksel’de müdahalede bulunmamı istedi.

Kıbrıs’ın öncelikle AB’ye üye olması gerektiğine inandığım için görevi memnuniyetle kabul ettim. Anlaşılacağı gibi, doğal olarak, Annan planının bütün acizliklerine rağmen, Lahey’de verilen taahhüdün geçerliliği devam ediyordu. Çünkü Başkan Papadopulos aksi halde çözümden önce üyelik için hiçbir ümit kalmayacağını çok iyi biliyordu. Sadece, söylemiyor ama Denktaş’ın her zaman reddetmesini umuyordu.

Başkan’a, o zamana kadar desteklediği Annan planının, o günlerde savaştığı Ghali Fikirleri’nden daha mı iyi mi olduğunu izah etmesini istemekte tereddüt etmedim. Cevabı beni şaşırttı ve aynı zamanda da ağzımı kapattı: ‘Bunu sana kim söyledi? Ghali Fikirleri önümüzde duran Annan planından çok daha iyiydi. Ve gelecekteki muhtemel çözüm planından da daha iyi olacak.’ Şahsen tatmin oldum ve haklı olarak cevabını, izlediğim politikayla birleştirdim. Endişelenmedim, Annan planını desteklediğini söylerken hepimizle alay ettiğini düşünmem anlamsız olurdu. Ben işimi büyük bir başarıyla yaptım. Herkese, Başkan’ın bana, Annan planını destekleyeceğimizi söyleme yetkisi verdiğini belirterek Raporun hazırlanmasını sağladım. Sonuç olarak, anlaşma bütün parlamentolardan onay aldı ve Kıbrıs tamamı ile AB’nin üye ülkesi olarak kabul edildi.”

“Tasos Evet deseydi Kıbrıs sorunu çözülecekti
Türkiye; Tasos Papadoulos’un kim olduğunu, iki bölgeli, iki toplumlu federasyon çizgisine karşı ve doğru an gelene kadar fiili durumun devamından yana olduğunu bizden daha iyi biliyordu. Buna rağmen Başbakan Erdoğan’ın, Lahey’de ve bütün üyelik müzakereleri boyunca aldığı taahhütleri dikkate aldığında Tasos’un Annan planını reddetmesini beklediğini kesin olarak söyleyemem. Doğal olarak 2003 boyunca bütün tavrı, Tasos’un Annan planını destekleme çizgisinde istikrarla durup durmayacağı şeklindeki Türk kuşkularını haklı çıkardı. Bu kuşkular Tasos’un Bürgenstock’taki tavrından da güçlendi.

Ancak Erdoğan, Kıbrıs sorununda Denktaş’ın politikasıyla devam edemeyeceğine, Tasos tarafından tavır değiştirilmesi durumunda korkacak hiçbir şeyi olmadığına karar verdi. Tasos, Annan planına ‘evet’ demeye karar verseydi, o zaman Kıbrıs sorunu çözülecekti ve bu çözüm Erdoğan’ın da işine gelecekti. Ancak Tasos ‘hayır’ oyu vermeye karar verirse idi -ki nihayetinde öyle de yaptı- iki büyük partinin o ana kadarki ‘evet’ten yana tavrına rağmen ‘hayır’ı geçirmeyi başarsa idi bu Erdoğan’ın daha da çok işine gelecekti.

Çünkü nihayet Türkiye’nin Avrupa ve NATO’daki görüntüsünü değiştirmeyi başaracak, Kıbrıs sorununun çözümsüzlüğünün Türkiye’nin politikasından değil Rumların retçiliğinden kaynaklandığını savunarak istila ve süregelen işgali haklı göstermek için atağa geçebilecekti. Maalesef öyle de oldu.

AKEL’i korkuttu

Bürgenstock’tan sonra, referandumdan önce Tasos, Dimitri’ye (Hristofyas) açıkça, ‘Evet dersen hükümet dışında kalırsın’ dedi.

Dimitris maalesef hükümette kalması gerektiğine karar verdi ve kararını 180 derece değiştirdi. Hristofyas Annan planını hükümet tarafından kovuşturulacağı tehdidinden dolayı reddetti. Hristofyas partisinin büyük çoğunluğunun Annan planını en iyi çözüm olarak desteklediğini biliyordu. Bu nedenle, Merkez Komite’yi ‘Biz Plandan yanayız ancak şu anda hayır oyu vereceğiz çünkü Plan’ın, herkesin gördüğü acizlikleri var’ diyerek kandırdı.”

 

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.