İkizlerin doğumundan kısa bir süre sonra ise ikizlerin ailesi Galler’e taşınmaya karar vermiş.
Tahmin ettiğiniz üzere, 1960’lı yıllarda halen ırkçılık denilen hastalıklı salgın varlığını sürdürüyormuş ve bu salgından ikizler de nasiplerine düşeni almışlar elbette.
Önceleri sokakta oyun arkadaşları tarafından aşağılanmış ikizler, sonrasında okula başlamışlar ve ırkçı tepkilerle burada da karşılaşmışlar.
Bu travmalardan sonra, kendilerini tüm dünyaya ‘The Silent Twins’ olarak tanıtmalarını sağlayacak davranış şeklini belirlemişler: Sadece birbirlerinin anlayacağı dille, kendi aralarında konuşmak.