Nedir Cumhuriyet? Egemenliğin halkın elinde olan, seçimle görev başına gelmiş, seçilmişlerin çıkardığı yasalarla yönetilen hiçbir grup veya zümreye imtiyaz tanınmayan, babadan oğula geçmeyen özgür ve demokratik bir yönetim şeklidir. Türkiye bu yönetim şekline Mustafa Kemal Atatürk’ün 19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıkarak başlattığı milli mücadele ile uzun ve çetin savaşlardan sonra 24 Temmuz 1923’te Lozan Barış Anlaşmasıyla bağımsızlığımız onaylanıp sınırlar belirlendikten sonra 29 Ekim 1923’de geçmiştir. Cumhuriyetin 10. Yılında ise en büyük bayram ilan edilerek 1934 yılından itibaren Türkiye’de ve Kuzey Kıbrıs’ta milli bayram olarak kutlanmaktadır.

91. yılını kutladığımız Cumhuriyet insan hak ve özgürlüklerine saygıyı gerektirir. Vesayet ve himaye altında olmadan özgürlüğü ve demokratik yaşamı ön görür. Tüm farklılıklara rağmen birlikte huzur içinde yaşama değerlerine sahip olmayı gerektirir. Günümüzde ise; durum dünyada ve ülkemizde nasıldır? Bugün Ortadoğu ve Afrika’da din, etnik, kimlik, petrol gibi sebeplerle ateşlenmiş fitil binlerce insanın vahşice öldürülmesine neden olmuştur. Ülkemizde dâhil olmak üzere başlayan veya başlatılan ülke içi hizipleşmeler çatışma barometresine maalesef ki zirve yaptırmıştır. Almanya Heidelberg Uluslararası Çatışma Araştırmaları Enstitüsü'nün yaptığı bir araştırmaya göre son bir yıl içinde dünyadaki savaşların ve şiddetli çarpışmaların iki kat arttığı sonucuna ulaşılmıştır. Tüm bu göstergeler savaş politikalarının kar eksenli kurumsallaşarak dünyaya egemen olduğuna işaret etmektedir. Hâlbuki bir Yunan atasözüne göre, “Savaş yok ettiğinden daha fazla kötü insan ortaya çıkardığı için berbattır”. Gerçekten durum tam da böyledir.

Hak ve özgürlüklerin olmadığı yerde istediğimiz yöneticileri seçemez ve istediğimiz gibi yaşayamayız. Bu nedenle ben de kızıştırılmış bir dünya içinde 25 yaşında bir genç olarak yaşamak istemiyorum. Kapalı kapılar ardında birkaç kişinin veya birkaç devletin dizayn ettiği bir dünya içinde olmak istemiyorum. Gizlenmiş,  bizim bihaber olduğumuz entrika enformasyonları duymak istemiyorum. Silahlandırılmış bir kıyametin ortasında olmak istemiyorum. Hayalini kurduğum, arzu ettiğim bize bahşedilmiş muhteşem bu dünyada; her çeşit kitlesel şiddetin olmadığı savaşsız, özgür, medeni, eğitim düzeyi yüksek, insanların birbirlerinin değerlerine saygılı olduğu, savaşların kadere yön vermediği huzurla kuşatılmış bir dünya özlemim.  

Tüm bu özlemlere cevap veren Cumhuriyet ile söz sahibi olduğumuz yönetime ve bize verilen değerlere sahip çıkarak; Cumhuriyetin getirileri olan adaletli, eşit, demokratik ve barışçıl bir yaşam kültürünün işlerliği içinde yaşamak ümidiyle, Cumhuriyet Bayramı kutlu olsun. Emanetçisi önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’e ve tüm okuyuculara kalbi sevgilerimle…

                                                                                                          

Merve Başak BARUT

                                                                                                                  Tarih Öğretmeni