1. YAZARLAR

  2. Av. Ahmet Said Sayın

  3. KKTC’DE UYUŞTURUCU SUÇLARI VE SANIKLARIN YARGILANMA SÜRECİNE DAİR
Av. Ahmet Said Sayın

Av. Ahmet Said Sayın

kibris 724
Yazarın Tüm Yazıları >

KKTC’DE UYUŞTURUCU SUÇLARI VE SANIKLARIN YARGILANMA SÜRECİNE DAİR

A+A-

Değerli okurlarımız, bundan sonra bu köşede benimle birlikte olacaksınız. Değerli dostum Av. Hasan Demirsu’nun teşviki ve önerisiyle sizlerle buluşmaya ve merak edilen ve güncel hukuki konularda  bilgiler vermeye karar verdim. Av. Hasan Demirsu ve bilgilerinden yararlandığım diğer meslektaşlarıma buradan teşekkür ederim. Bu köşenin katılımcı ve demokratik bir yapısı olmasına niyet ediyorum. Yani, sizlerden gelen görüş, öneri ve sorular ile konularımızı  birlikte şekillendirecek ve  katılımcı yapısı ile köşe bir yazarın kuru fikirlerinin yazılı halinden çıkıp, okurlarının katkısı ile zenginleşecektir.

 Biz Kıbrıslı Türkler ile özdeşleşmiş çekingenlikten vazgeçilmesini ve sorularınız ile beni ve köşemizi çeşitli konulara yönlendirerek bir harmoni doğurmanızı dilerim. Bir de bu köşede çok fazla teknik konulara girip de okurları sıkmak niyetinde değilim. Güncel konuları yasaların çok derinliklerine inmeden, halkımızın anlayacağı dil ile değerlendirmeye çalışacağım. Eminim ki sizinle birlikte ben de, bilmediğim  konuları araştıracağımdan bilgim sizlerle birlikte artacaktır.

 Bu haftaki konumuzu, ilkyazı olması nedeni ile ben belirliyorum. Güncel hayatın ve gazete manşetlerinin neredeyse sıradan bir parçası haline gelmiş ise de, uyuşturucu tasarrufu ve madde bağımlılığı hiçte sıradanlaşacak ve küçümsenecek bir konu değildir. Hele de,  uyuşturucunun ortaokullara kadar indiğini düşünürsek.

TASARRUF VE İTHALDE HUKUKİ DURUM

Yasa koyucunun 1972 yılında geçirmiş olduğu “UYUŞTURUCU MADDELER İLE İLİGİLİ YASALARI

 TÂDİL EDEN VE DÜZENLEYEN YASA”yı yaptığını, yetkisiz uyuşturucu tasarrufunu ağır bir durum olarak gördüğünü ve bunun gerçekleşmesini önlemek amacıyla tasarruf halini ağır cezalara bağlamış olduğu anlıyoruz.  Uyuşturucu madde tasarruf etmek (bulundurmak), ithal ve yetiştirmek yasal düzenimize aykırıdır ve istisnalar dışında Ağır Ceza Mahkemesinde yargılanmayı gerektirir.  Yasal olarak Ağır Ceza Mahkemelerinin görev alanına giren uyuşturucu suçlarına genellikle özgürlüğü bağlayıcı cezaların verildiği görülmektedir. Yargıtayımız olan Yüksek Mahkeme vermiş olduğu çeşitli kararlarda uyuşturucu suçlarında kamu menfaatini öne çıkarmış ancak uyuşturucu suçları ile ilk kez bulaşan kişilere makul ve merhametli davranılmasını önermektedir.

Hukuk sistemimize göre uyuşturucu ithali ve tasarrufu çok ağır suçlardır. 4/1972 sayılı yasaya göre uyuşturucu ithal ve tasarrufuna on beş yıl ve on sekiz yıla varabilen cezalar verilebilmektedir. Ağır Ceza Mahkemesi veya hale göre Kaza Mahkemeleri para cezaları öngörebilmekte veya diğer cezai tedbirlere de başvurabilmektedirler. Yasalarımızın güncelliğini yitirmesi ve enflasyon nedeni ile yasada saptanan para cezaları düşük miktarlarda kalmaktadır. Dolayısı ile Mahkemeler para cezası veya hapislik cezası vermek arasında kalabilmektedirler. Her hal ve karda uyuşturucu suçları ile ilk kez tanışan sanıklara özellikle genç olmaları halinde makul ve merhametli davranılmaktadır ve hümanist bir ceza yargılaması da kanımca bunu gerektirir. Ancak bu asla ve asla uyuşturucu ile tanışmaya bir vesile sayılmamalı ve kesinlikle uyuşturucudan uzak durulmalıdır.

UYUŞTURUCUNUN ÖNÜNÜ KESMEK İÇİN GEREKLİ POLİTİKAYI OLUŞTURMAK

Anayasa ve yasalarca yürütülen bir hukuk devleti öncelikle vatandaşları ve ülkesinde yaşayan kişileri büyük boyutta salgınlar, kırım, hastalıklar ve sıkıntılardan korumalıdır, zaten bu ülkemiz KKTC’nin anayasal bir ilkesi ve söz verisidir de. Bunu Anayasamızın Sağlık Hakkı, Gençliğin Korunması ve benzeri ilke ve maddelerinden açıkça okuyabiliriz. Ciddi bir tehlike olan ve ciddi psikotik, organik veya ruhsal hastalıklara yol açabilecek uyuşturucu kullanımı da çok acil bir şekilde engellenmeli, ithali ve transit olarak ülkemizden geçişine göz yumulmamalıdır. Bunu kastederken sadece kendine zarar veren kullanıcıları tutup yargılamaktan bahsetmiyoruz. Ciddi anlamda çeteleşen uyuşturucu tacirleri ve onlara yardımcı olan her kimlerse tespit edilmeli ve derhal yargılanmalıdır.

Bİr diğer hususta, uyuşturucu suçlarına karışan kişilerin, özellikle “kullanıcı” olarak adlandırılan sanıkların yargılama sürecinden önce uygun bir merkezde tedaviye başlatılmaları ve davranış veya düşüncelerinin öğretmek ve şefkat göstermek yolu ile değiştirilmesi gerekmektedir. İşin en kolayı, uyuşturucu tasarruf eden bir kişiyi yakalamak, yargılama öncesi gönüllü ifade verecekse de sistematik bir şekilde işkenceden geçirmek ve sonra da devletin önüne yani mahkeme huzuruna çıkarmaktır. Özellikle bunun, genç sanık ve zanlılar üstünde çok büyük psikolojik ve sosyo-kültürel yaralar açacağına inanmaktayım. Avukatlığını üstlendiğim genç müvekkillerimde ilk olarak gözlemlediğim depresif ruh hali ve kırgınlıktı. Tüm gücü ile karşısında bulunan devletin bu sanıklara yardım etmesi gerekmekte değil midir? Nasıl bir yardım derseniz, ilk olarak uyuşturucu kaynaklarını kesmek ve suçla yeni tanışmış kişi veya kişilere hukuki ve psikolojik yardım sağlamakla başlanabileceğini söyleyebilirim.  

Bugün uyuşturucu ile mücadele açısından elimizde olan tek merkezin Barış , Ruh ve Sinir Hastanesi olduğunu biliyoruz. Ancak bu hastane, Sağlık Bakanlığının dar bütçesi içinde ne kadar imkana sahp olabilmektedir? Uyuşturucu konusunda uzman hekimler istihdam edilmiş midir, gerekli tahliller yapılabilmekte ve tedavi için elzem ilaçlar sağlanabilmekte midir konuları çokça tartışma gerektirir. Ancak her şeyin ötesinde bugün ülkemizde bu yaşamsal konu ile ilgili bir siyaset geliştirilmediği ortadadır ve bu konuda hükümtler Anayasanın aleyhinde hareket edilmektedir.

Değerli okurlar, bu konu çok uzayabilir ve çok teknik bilgilere varabilir. Dolayısı ile yazımızı burada noktalıyorum. Her türlü soru ve önerilerinizi beklediğimi bilmenizi isterim. Haftaya buluşmak üzere, adalet ve sağlıkla kalın. 

 

                                                                                                                                                

 

Önceki ve Sonraki Yazılar