Hülya Avşar, daha önce Başbakan Erdoğan ile görüşmek istediğini ve randevu talep ettiğini açıklamıştı. Bu istek üzerine Başbakan, randevu talebini kabul etmişti.

Avşar, görüşmeden sonra şunları söyledi:

-Gezideki öğrencilerin ya da genç insanların aslında hepsine hak veriyor. Güzel şeyler konuştuk. Önyargı söz konusu her iki tarafta da. Tamamen bu kutuplaşma ve gerginlikte kimsenin kazanamayacağını herkes biliyor. Bir takım şeylerin arada duygusal bağ olması gerekir diye düşünüyorum. Başbakan ve Gezi Parkı’nda olan bütün vatandaşlar arasında. Haksız kimse yok, herkes haklı. Ama her iki tarafı kullanan Türkiye’de bir kesim olduğu düşünülüyor. O grubun aradan çekilmesi gerekiyor ki, insanlar anlaşabilsin.

KİMSEYİ TEMSİL ETMİYORUM

-Ben kimseyi temsilen burada değilim. Tamamen bireysel haklarımı kullanarak burada bulunuyorum. Başbakanımıza şunu söyledim: Ben kendi kızımla olan ilişkimden yola çıktım. Duygusal olarak bir eksiklikler var. Gençler hakkında belki gözden kaçırdığınız şeyler vardır dedim. Son derece dikkatle dinledi beni. Benim de kızım ergen çağında ve onunla aramızda yaşadığımız birtakım çatışmaları çok benzetiyorum şu anki duruma.

DIŞARIDAN GÖRÜLDÜĞÜ KADAR KATI DEĞİL

-İşin duygusal tarafındayım, siyaseti çok iyi anlamıyorum.. Tamamen son derece amatör ruhla buradaydım. Ve gerçekten dinliyor, dinledi. Birtakım grupların ayrılması ve duygusal bağ sağlanması gerekiyor Başbakanımız ile gençler arasında. Onun için çaba içerisinde olduğunu gördüm: Kesinlikle dışarıdan görüldüğü kadar katı değil.

-Ben sadece gençlerin doğal olarak haklarını, demokrasi aradıklarını ve hepimiz için bunun geçerli olduğunu, o zaman ortada kim suçlu, kim hatalıya geldiğinde herkesin birbirine attığı bir durum ortaya çıkıyor. Bir lider olması gerekir Başbakanla konuşacak olan. O zaman doğru bir şey ortaya çıkacak.

-Ben Gezi Parkı’na sanatçıların gitmesinden yana hiç olmadım. Çünkü ne olursa olsun oradaki çocukların yaşları 18-19-20. Bu insanlar sanatçı gördükleri zaman yanlarında onlara destek veren. İster istemez o heyecanla kendini aşma tehlikesi her zaman vardır: Dolayısıyla sanatçıların başka yerde olması gerekiyor.

ELİMİ KOLUMU BAĞLAYIP, OTURMAK İSTEMEDİM

-Elimi kolumu bağlayıp, oturmak istemedim. Böyle bir reklama da ihtiyacım yok kesinlikle. Belki bana zarar verecek belki bir şey yaptım. Önyargıyla yaklaşanlar var. Sen de kimsin, niye ordasın diye. Biz bunlar önem verecek olsak 30 yıldır bu seviyelere bu kadar yıl burada olmayız diye düşünüyorum. O tip insanlar da işte Başbakanımızın bahsettiği gibi gençler ile Başbakanımız arasına giren insanlar. Dolayısıyla onlara uymamak lazım diye düşünüyorum.

GEZİ PARKI'NA GİTMEK İSTEMİYORUM

-Ben Gezi Parkı’na gitmek istemiyorum çünkü beni anlayabileceklerini düşünmüyorum. Biliyorum ki konuşturmayacaklar. Ben Başbakanımızla konuştum, Buyur seni bekliyoruz, seni dinleyeceğiz derlerse belkgi gidebilirim. Herkesin duygusal bağa ihtiyaç var. Her şeyi inat uğruna yaparsak yazık günah. Dolayısıyla isterlerse seve seve giderim konuşurum ama böyle olmayacağını biliyorum.

MÜDAHALE İZLENİMİ ALDIM

-Eyleme müdahale konusunda bilgi aldım  maalesef. Ben de Başbakanımıza bekler misiniz, bekleyemez misiniz dedim. Bir bekleyelim bakalım, onlar otursunlar, ne oluyor.. Daha sonra birkaç örnek verdi daha önce yaşananlarla ilgili. O örnekleri de verince diyorsunuz ki o da doğru… Üzülerek çıktım. 24 saat içerisinde, valimiz sanıyorum orada konuşacak gençlerle. 24 saat içerisinde oradan çekilen olmazsa, bir şekilde müdahale edeceklerini söylediler. Orada her üzülen çocuk kendi çocuğum gibi rahatsız oluyorum.

‘Lütfen gerçekten bir çekilsinler, gerçekten kaba gerçekten bizi yoran üzen ekibi, ondan sonra ne yapacağımıza karar verelim’ diyor aslında. O tarafta lider olmadığı için orada bir bağ eksikliği var. Durum Başbakanmız ile oradaki gençlerin bir araya gelmesi ama onlar kimler, o yok

REFERANDUM

-Gündeme geldi, yapılacağını söylüyorlar: Bugün Danıştay Başkanının açıklamasını da bana izah ettiler. Siyasi terimlerle olduğu için yanlış bir şey söylemek istemiyorum. Referandumun yapılması gerektiği konusunda biliyorlar. Zaten oraya Topçu Kışlası, kışla yapmak zaten bana en az 2-2.5 sene. Şu anda insanlar bu kadar kendilerini neden yıpratıyorlar, referandum sonucu ne olacak… Referanduma tabii ki destek veririm. Son derece herkesin özgürce karar vereceği bir ortamsa, ki öyle olacaktır, mutlaka seve seve..

-Ben hiçbir yerden baskı almadım, tehdit de almadım. Bu nasıl bir şey ki? Nasıl ulaşıp da tehdit ediyorlar. Ev telefonumu zaten bilmezler. Tehditle olacak şeyler değil. Mahalle baskısı vs. oldu. Bu beni hiç ilgilendirmiyor. Korkacak, geri çekilecek bir karaktere sahip değilim. Bunu söylemesem de mahalle baskısı oluyor zaten. Bana da niye Gezi Parkı’na gitmedim diye baskı yapanlar oldu ki. Siz nasıl demokrat davranıyorsunuz, bunu bana baskı yapamazsınız dediğimde cevap alamıyorum. Herkes kendi demokrasi hakkını kullanır dedi. Çok sevindim, mutlu oldum.

Herkes birbirinden korkmasa çok daha güzel şeyler çıkacak. Ben Başbakandan AKP’den korkarsam, Gezi’den korkarsam, herkes işine bakarsa olmuyor işte. Ben miyim kahraman.  Hayır değilim. Ama ben bunu yapmak istedim. Annelik konusunda çok hassasım. Biraz onun etkisi oldu..

 -Zehra 15 yaşında bir çocuk. Gidiyor da niye gidiyor o şeyde değil. Başını dersten kaldıramıyor. Herkes birbirinden korktuğu için herkes birbirine saldırıyor… Halbuki bu olmamalı.

SON DERECE UMUTLUYUM

-Son derece umutluyum. Çünkü yapılması gereken şeylerle ilgili kararlılar, muallakta değiller. İyi de olsa, kötü de olsa sonuca ulaşılacak diye düşünüyorum. Umudum şu: Gençliğin ne kadar olduğunu siyasetçiler de fark etmiştir diye düşünüyorum. İnsanlar daha demokratik davranıp, daha da Türkiye’nin doğru yolda ilerlemesine yol açabilir diye düşünüyorum. Lütfen Gezi ile Başbakanımızın arada üçüncü şahıslar olmadan, provokatörler olmadan, belki bir süre Başbakanımızın dediğini uygulamak mı, bunu mu yapsak. İşlerini yapan profesyonel insanlar var. 2 gündür çok güzel bir kitap geçti elime Şiddetsiz İletişim diye. Hatta onların altlarını da çizdim, Başbakana da bir şeyler okurum diye. Cesaret edemedim. Çünkü kitabın ismi çok fenaydı. Böyle içimde ukte şeklinde kaldı. Kesinlikle kin yok. Hiç kimse kinli değil.

EYLEMCİLERE HAK VERDİNİZ Mİ?

Ben bunların hepsinin geçeceğini düşünüyorum. Çok da fazla büyütmüyorum.. Şurada bir iki lider bulunması lazım gençleri anlatabilecek.

Akşam