1. HABERLER

  2. TÜRKİYE

  3. 'KUSURA BAKMAYIN BU TAYYİP ERDOĞAN DEĞİŞMEZ'
'KUSURA BAKMAYIN BU TAYYİP ERDOĞAN DEĞİŞMEZ'

'KUSURA BAKMAYIN BU TAYYİP ERDOĞAN DEĞİŞMEZ'

Başbakan Erdoğan'dan açıklama.. Partisinin grup toplantısında konuşan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, şunları söyledi;

A+A-

Son iki haftadır Türkiye, başta İstanbul, Ankara, İzmir ve değişik illerimizde bir kısım gösteriler oldu.

Bir kaç ağacın taşınması aşamasında başlayan gösteriler maalesef amaç değiştirerek başka noktalara kaydı.

Ak Parti olarak toplumsal hadiseleri okumak konusunda her zaman çok büyük bir hasassiyet içinde olduk. Gerek sandık sonuçlarını, gerek anket sonuçlarını doğru okuyarak başarı elde ettik.

Sandıktan çıkan sonuçlar tartışmasız bir zaferi gösterdiğinde, kimsenin yenilmişlik hissi içinde olmaması için azami hassasiyet gösterdik.

12 Haziran seçimlerinin ertesi günü ekiplerimizi topladık. Seçim sonuçlarını analiz ettik, bize oy vermeyenleri de anlamaya çalıştık.

10,5 yıl boyunca tüm toplumsal olaylara, terör meselesine, farklı etnik gruplara hassasiyetle yaklaştık.

Mal, can, akıl, nesil, inanç güvenliğini sağlamak zorundayız. Bunlar bizim asli görevlerimizdir.

Cumhuriyet mitinglerini bile özünü bildiğimiz halde, acaba göremediğimiz farklı bir boyutu var mıdır diye son derece dikkatli değerlendirdik.

11 yıl önce Hakkari'ye havaalanı yapılacak dense acaba kim inanırdı? Şırnak'a, Iğdır'a, Ağrı'ya, Muş'a havaalanı yapılacak dense kim inanırdı? Bakın bunların hepsi şu anda hayata geçti.

76 milyonu bir ve beraber görmek, kardeşlik kavramı tüm faaliyetlerimizin odak kavramıdır. Ötekileştiren, farklılaştıran bir çizgiyi asla kabul etmedik.

Son iki haftadır devam eden olayları değerlendiriyoruz. İnsanımızı bu gösterilere sevk eden saiklerin neler olduğunu araştırıyoruz.

Hiçbir kesimin hassasiyetlerini kulak tıkayarak bir kenara itmedik, itmeyeceğiz. Ancak bütün bu olaylara baktığımda, bizim anlayamadığımız ne istedikleri belli mi, ne talep ettikleri belli mi? Sizler böyle bir şey görebildiniz mi?

Tüm bunları yaparken sapla samanın karıştırılmasına kusura bakmasınlar izin vermeyeceğiz.

Biz ne kimseye dayatma yaparız ne de kimsenin dayatmasına eyvallah deriz.

Taksim projesi CHP'li üyelerin de onaylı ile başlatılmıştır. Şimdi bunlar onaylarını da inkar ediyorlar. Çünkü akşam başka sabah başka...

Bazıları her zaman yaptığı gibi çark etmeleri ile orada bir çevre katliamını bizzat icra etmişlerdir. Kamu binalarının, araçlarının ateşe verilmesi çevre katliamı değil mi? Çevre sadece yeşil bir ağaçtan ibaret mi?

Bildiklerini, istediklerini yapacaklar, duvarlara ahlaksız yazıları yazacaklar öyle mi? Kamu mallarına zarar verilmiş, esnafa ciddi oranlarda zarar verilmiş. Araç kornaları, tencere tava sesleri ile evlerinde insanlar rahatsız edilmiş, çok büyük bir gürültü kirliliği oluşturulmuştur. Bu çevre değil mi?

Türkiye ekonomisi hedef alınmıştır. Türkiye'nin imajının bozulması gayreti sistemli bir projeyle devreye koyulmuştur. İçerisinin ve dışarısının işbirliği ile ortaya koyulmuştur.

Uluslararası basın, çevreler sistematik olarak yanlış bilgilendirilmiştir. Şiddet sarmalına dönüşen bu olayları masum bir direniş olarak görmek mümkün değildir.

Şu anda Taksim Gezi Parkı'ndaki eylemlere diğer gösteriler arasında bir çizgi çekme çabası görülüyoru. Kimse bu hataya düşmesin.

Taksim Gezi Parkı'ndaki eylemler masum olarak yansıtılırken, şiddet içeren eylemlerin ilgili olmadığı şeklinde göstermeye çalışıyorlar.

Kimse kusura bakmasın. Türkiye'de şiddet içeren pek çok eylemleri Gezi Parkı'nın ardına sığınmıştır.

Buraya gelenlerin yüzde 95'i şu olaylardan önce Gezi Parkı nerededir diye sorsanız adresini bilmezler.

Buralar benim doğup büyüdüğüm yerler. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı döneminde hep buralarda neler yapabiliriz diye hayal ettik.

Artık öyle yerler vardır ki ağaçlar sökülür, başka yere taşınır, orada tekrar dikilir. Aynı şekilde yeni fidanları, süs ağaçlarını dikersiniz. Buna mani bir hal yok. Ama buna mani bir hal varmış gibi göstermek işte sandıkta çıkamayanların kendilerine alternatif yol arama gayretleridir.

Ankara'da yapılan vandallıklar, Taksim Gezi Parkı'ndan ilham almış. Taksim Gezi Parkı'nı bahane edenler Türk bayrağını yakarak, illegal paçavraları asacak kadar alçalmışlardır.

Şimdi diyorlar ki "Başbakan geriyor, Başbakan sert", ne olacaktı, biz bunların önünde diz çöküp, "Ne olur AKM'den şu paçavraları indirin" mi diyeceğiz.

Zaten burada güvenlik güçlerimizin bunlara müsaade etmemesi gerekirdi.

Bunların karşısında biz konuşunca "Başbakan sert konuştu" diyorlar. Siz buna sert diyorsanız, kusura bakmayın bu Tayyip Erdoğan değişmez.

Bu sabah güvenlik güçlerimizin yaptığı çalışmaya teşekkür ederim. O paçavralar kaldırılmıştır.

Kusura bakmasınlar Gezi Parkı adı üstünde, gezi parkıdır işgal alanı değil.

Taksim Gezi Parkı'ndaki gösteriler Türkiye genelinde arkasında ölüm bırakan şiddet eylemlerinin meşru görünümlü ambalajından başka bir şey değildir.

Taksim Gezi Parkı'ndaki gösteriler asıl hedefi, çıkarılmak istenen kaosu gizlemek için çıkarılmıştır.

Şu anda çevreci duyarlılığıyla Taksim'de hala bulunan gençlere seslenmek istiyorum.

Ambalajın üzerine ağaç koyarak birileri güçlenen Türkiye'yi yavaşlatmak istiyor.

Bu eylemler çok açık bazı sermaye grupları, bazı medya grupları tarafından kullanılmıştır.

Taksim'de şu an eylem yapanlar Türkiye'nin ekonomisine, turizmine kastedenler tarafından kullanılıyor.

Biz dikiyoruz, yapıyoruz, inşa ediyoruz; bunlar yakıyor, yıkıyor; aradaki fark bu.

Oynanan oyunu, samimi olanları oradan çekilmeye davet ediyorum.

Sevgili geçler, sizlere hitap ediyorum, bunların özgürlük diye bir derdi yok. Bunlar özgürlük derken başkalarının özgürlüğüne müdahale ediyorlar.

Bugün Taksim'de otellerin yüzde 80'i boşalmıştır, esnafın cirosu çökmüştür, bira satanlar hariç.

Yaşı 20 - 25 olan gençlerimize de özellikle seslenmek istiyorum. Ben sizi Allah için seviyorum.

Sevgili gençler, gerçekten çok zor şartlar altında büyük değişimler gerçekleştirdik. Gençlerimizin bugün sahip olduğu imkanlar 10 yıl önce hayali dahi kurulamayan imkanlardır.

Gençlerimizin bugün sahip olduğu özgürlük, nice hak 10,5 yıl önce göremezdiniz.

Gençlerimize o kadar güvendik ki, 3 dönem milletvekilliği yapan, bir dönem ara verip, ondan sonra devam edebilir dedik.

30 yaş seçilme yaşıydı. Bunu 25'e kim indirdi? Biz indirdik. Bakın şu anda ben 18 yaş ile ilgili de çalışma yapıyorum.

Muhalif kesim 18 yaşı duyunca "Çocuk çoluğa mı bırakacağız Meclis'i" dediler.

18'e seçme yetkisini veriyorsun, seçilme yetkisini vermiyorsun. Zor olan seçmedir, ayıklamadır.

Biz diyoruz ki bu milletin evladı 18 yaşında da seçilme hakkı olsun. Onlar da bu parlamentonun içinde düşüncelerini dillendirme hakkına sahip olmalıdır.

Örnekleri var mı bunun? Tarihe bakarsın. Tarihte en önemli örneği bunun Fatih Sultan Mehmet'tir. Bir çağı kapatıp bir çağı açan sultan kaç yaşında bunu başardı?

Çok zorlu süreçlerden geçtik. Özellikle bu zorlu süreçleri okumalarını bizleri anlamalarını çok isterim. Bu ülkede inançlarından dolayı nice insanımızın hayatı karardı.

Sadece başörtüsü takıyor diye, yüzde 99'u Müslüman olan ülkemizde kızlarımız üniversiteye gidemedi. Ben İspanya'da yaptığım konuşmada bunu söyledim diye partim hakkında kapatılma davası açıldı.

O zaman CHP Genel Başkanı şunu söylordu: "Ankara'da savcılar var." Bunlar mı özgürlükçü. Bir genç kızın türbanlı diye okuma hakkı yok mu? Okumaycak mı?

Başörtülü kızlarımızın, başörtülerinden tutmak suretiyle onları yerlerde süründürenler acaba bunların hesabını nasıl verecekler.

Biz bütün bunları "Sabır, sabır, sabır" dedik.

 

DHA

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.