1. YAZARLAR

  2. Av. Ahmet Said Sayın

  3. SEVME/SEVGİ HAKKI
Av. Ahmet Said Sayın

Av. Ahmet Said Sayın

kibris 724
Yazarın Tüm Yazıları >

SEVME/SEVGİ HAKKI

A+A-

Konuyu sevgi/aşk diye açtık, hak diye sürdürdük.  Yani gene hukuk! Bir hukukçu ne yapar? Döner dolaşır, haktan hukuktan bahseder! Konuyu sevgiden açar, onu altdan girip üstten çıkarak bir yasaya bağlamaya çalışır. Fakat, doğaya ve evrene dikkatlice baktığımızda her şeyin bir kanunu/yasası olduğunu görürüz. Umarım konuyu birazdan bağlarız,çünkü uzatacakmışım gibi görünüyor.

Evrende, aşağı yukarı iki tür yasal düzenleme vardır. Bunlardan birincisi “Doğanın Hukuku” ki bunun içine fizik, kimya, kuantum,biyolojik,antropolojik, yer çekimi vb.  temel kanunlar girer, diğeri ise “Beşeri Hukuk” yani insanın koyduğu, yazdığı yasalar ve hukukdur. Dünya dışı/uzaylı varlıklar var mı, onlarda meclis kurup yasa yaptı mı bilmiyorum. Zaten, bu kısa yazıda insani ama ayni zamanda Tanrısal bir şeyden bahsediyoruz, uçuk kaçık komplo teorilerinden değil!

İnsanlar, yüz yıllar boyunca büyük mücadelelerle elde ettikleri temel hakları güvenceye bağlamak için “ANAYASA” denen şeyi icat etmiş, ama bu icat pek iyi bir şey olmasa gerek ki, insanlık sahnesine çıktığı ilk günden  beri askeri darbeler veya kanlı girişimlerle zorla değiştirilmiştir.Bu “zamazingonun” demokrasi yoluyla değiştirildiği pek az görülmüştür. Anayasalara, kişisel hakları, temel özgürlükleri, insanın onurunu, malını mülkünü koruyan, insanın iktidar hırsını tatmine yönelik seçilme veya yine insanın kendisini ezene karşı kullandığı seçme hakkını garanti altına alan hükümler konulmuştur. Ama hiçbir Anayasa veya tali yasada insanın sevme/sevilme hakkı güvence altına alınıp, yasal düzen içine sokulmamıştır.

Bu nasıl ve hangi şekilde olur derseniz, şaşırmanızı anlarım ve size hak veririm. Ama mesela şöyle olabilir, “Bir kişinin bir başkasına sevgi/aşk duyması önlenemez, bunun diğer kişiye söylenmesi engelenemez veya hiç bir surette ayıp karşılanamaz.  Veya “tek taraflı sevgi duyulan şahsa açılan kişi asla küçük görülemez veya onuru kırılamaz”. Tarz konusunda şaka ediyorum ama fikrimde çok ciddiyim! Neden olmasın? 21.yüzyılda, sadece 70 KM ötemizde,  komşu ülke Türkiye’de “kızlı erkekli” gezip dolaşmayı, birlikte kalmayı dolayısı ile sevmeyi ve sevilmeyi yasaklayan yasal düzenlemeler düşünülmüyor mu? Kıbrıs’ta bu temel/insani/tanrısal/evrensel hakkı garantiye almak doğru olmaz mı? Bana kalırsa bir an evvel bu özgürlük, elimizden zorla alınmadan, güvence altına alınmalı.  

Diğer taraftan Sevgi/Aşk’ın doğadaki yasası ve manası nedir sorusunu soracak olursanız, çok derin, beni defalarca aşan bir konu olsa da ufak tefek bir izah yapabilirim sanıyorum. Bu konu belki de insanın temel meselelerinden, sonsuz tartışmalara yol açan ana malzemelerden biri olabilir ancak şu şöylenebilir ki, Sevgi/Aşk, Evrenin temel taşıdır, bütün fizik, kimya, bijoloji kanunlarının başlangıcıdır ve sonudur. Onsuz hiç bir şey olamaz ve sürdürülemez. Zaten, farkındasınızdır, sevmediğiniz bir işi yapamazsınız, sevmediğiniz bir fikre inanamazsınız, sevmediğiniz birisi ile ilişkinizi sürdüremezsiniz.

Bir rivayete göre de, bütün evren, sayısı yüz milyarları bulan sarmal galaksiler, sönen veya nötron üreten sayısız yıldızlar, onların etrafını gezen gezegenler, ufak tefek uydular, Tanrı’nın, insanı çok  ama çok sevmesinden dolayı varmış. Bütün bunlar, insanın “Onu” görmesi ve sevgisini tatması içinmiş. Bilmiyorum, günü gelince öğreneceğiz herhalde neden olduğunu!  Ama bu işin (evrensel ve insani sevginin) henüz yazılı bir yasası veya metni yok, olsa oturur, okur, öğrenirdik değil mi? Böylece dünyada sevgisizlikten şikayet eden daha az insan olurdu herhalde. J

Önceki ve Sonraki Yazılar