1. HABERLER

  2. TÜRKİYE

  3. 'SİZ KAZANDINIZ, ERDOĞAN YENİLDİ'
'SİZ KAZANDINIZ, ERDOĞAN YENİLDİ'

'SİZ KAZANDINIZ, ERDOĞAN YENİLDİ'

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu grup toplantısında gündeme ilişkin konuları değerlendiriyor... Kılıçdaroğlu, Gezi Parkı'ndaki direnişçilere seslenerek 'Siz kazandınız, Erdoğan yenildi' dedi.

A+A-

Toplantıda CHP'li kadınların hepsi kırmızı giyerken, "Her yer Taksim, her yer direniş" sloganları yükseliyor. İşte Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından satırbaşları;

-Türkiye'nin zor bir süreçten geçtiğini biliyoruz. Türkiye'yi esir almak istiyorlar. Ama CHP olduğu sürece kimse demokrasinin önünde engel olamaz.

-Gezi Parkı olayının iki yönü var. Birinci yönü şu; 2010 referandumuyla başlayan 2011 kanun hükmünde kararnamelerle devam eden bir süreç Bu süreç içerisinde yargı siyasal iktidar tarafından tahakküm altına alındı. Parlamentonun üzerine gölge düşürüldü.

-Defalarca uyarmamaıza rağmen, bilinçli şekilde ben bildiğimi okurum anlayışını egemen kıldılar. Kendilerine yandaş sendikalar oluşturdular. yargıyı siyasallaştırdılar.

-Toplumu susturmak istediler. Tüm baskıları kurdular. Yandaş sendikalar oluşturdular. Ve öyle bir noktaya geldiler ki üçüncü evreye geçtiler. Sadece bir sendikadan örnek vermek isterim size. AKP döneminde üye sayısı yüzde 70 artan bir sendika var.

-Baskı kurarak, onları alıp burada konuşlanacaksınız, üye olmazsanız gereğini yaparımdiyen anlayışı kabul etmeyiz.

-Bu süreç içerisinde hep Batı'ya gittiler. Biz demokrasiyi getirmek istiyoruz dediler. Takkiye kültürünü bilmeyen Batılılar da bunlara inandılar.

-Ve son süreç; Taksim Gezi Parkı, bardak damla damla doldu, Gezi parkı bardağı taşırdı. İnsanlar kendi kentlerine sahip çıkmak istediler. Gencecik çocuklar bunlar, umudumuz onlar. Ama bu çocuklara devletin acımasız yüzünü gösterdiler. Biber gazıyla, copla, hatta silahla, TOMA'larla, soparla üzerine yürüdüler.

-O gencecik çocuklara saldırı yapıldı, Türkiye ayağa kalktı. Türkiye'yi öyle bir noktaya getirdiler ki yazarlar kendilerine oto sansür uyguladılar. Ve sonra bir başka sürece geldiler. Doğrudan sokaktaki vatandaşa mdahaleye geldiler.

-Ülke Başbakan'ı öyle bir noktaya geldi ki, kadınların kaç çocuk doğuracağına karar verir noktaya geldi. bunun üzerine zaten toplum patladı.

-Gezi Parkı eylemine 76 ilden destek geldi. Dünya Türkiye gerçeğini öğrenmeye başladı. Bu süre içinde CHP olarak hiç bir zaman olayların içinde olmadık.

-Bu bir halk hareketiydi, halk hareketine destek olmaya çalıştık. Bu çocukları bir dinleyin dedik. Ben dinlemem diyor. Dinleyeceksin arkadaş sen!

-Bizim uyarılarımız oldu provokasyonlara gelmeyin dedik. En büyük provokatör bu ülkenin Başbakan'ı dedik. Üç haftadır olaylar devam ediyor.

-Vekillerimiz polisle göstericiler arasına girdiler. Konuştular. Demokratik bir eylemi orantısız güçle sonlandırmayın dediler. Eski bir milletvekilimiz bir provokatörle kavga etme noktasına geldi.

-O gençler yine de polis kardeşlerine el uzattılar, karanfil verdiler. Biz sizinle çatışmak değil, özgürlük ve demokrasi istiyoruz dediler. Geldiğimiz nokta iç açıcı bir nokta değil, ölümler oldu. Sakat kalanlar oldu. Onlar bizim insanlarımız.

-İstanbul'da gözünü kaybeden bir kızımızı ziyaret ettim. Çöp bidonunun arkasına saklanmıştım, annemle Taksim'e gezmeye gelmiştim diyor. Yazık günah değil mi?

-Bunun hesabını kim verecek? Kimden sorulacak bunun hesabı? Ne diyelim. Nasıl bir politikadır bu? Komşularla yaptığı kavgayı yurtiçinde yapıyor.

-Ve öyle bir noktaya geldi ki, kendi ülkesini savaş alanına döndürdü. Polis takviyesi yapıldı. Şimdi asker de indirdi. İster polisinle gel, ister askerinle gel, ister yandaşınla gel.

-Eğer bu ülke özgürlük istiyorsa kim olursa olsun ona kulak kabartmalıyız.

-Demokrasi istiyorsa tüm kurallarıyla yaşama geçirmeliyiz.

-Esnaf büyük zarar görüyor. Alışveriş yapamıyorum, kepenkleri indirdim diyor. Taksim'deki olaya hiç müdahale edilmeseydi bu olay olacak mıydı?

-Buraya orantısız güç kullanıldı, özür diliyoruz deseydiniz böyle olur muydu? Olayları buraya getiren kim? Siz de biliyorsunuz ben de biliyorum.

-Şeyh Edebali Osman Bey'e ne demiş; İnsan'ı yaşatı ki devlet yaşasın. Sen Başbakansın insanı yaşatacaksın. Gencecik fidanlarımız onlar bizim.

-Toplumu böle bir anlayış var. Toplumu kutuplaştırarak bir çatışma zemini hazırlıyor. Tüylerim diken diken oldu okuyunca. Reyhanlı'ya giden ilk genel başkanım. O koşa koşa Amerika'ya gitti. 52 sunni kardeşim şehit oldu diyor.

-İnsanda biraz vicdan olur. Ölen bizim insanımız onun mezhebi sorulmaz. O Allah'ın yarattığı en değerli varlıktır. Sen nasıl ayırıyorsun.

-Merak ediyorum. Bir insanda biraz ahlak olur, erdem olur, insanı duygular olur, insan sevgisi olur, vahşi bir anlayışla olayları gözlemek nedir? İnsanları inanlarına göre, yahu mezarlarında da bölünür mü? Yazık değil mi?

-Bizim bir görüşümüz var. Kimliği ne olursa olsun tüm insanlar kardeşimizdir.  Öyle bir noktaya geldik ki; Kendisine oy vermeyenleri milli irade saymıyor. Kendisine oy vermeyenler çapulcu.

-Halkın iradesi sandığa yansıdığı zaman tüm yurttaşları kapsar o. Tüm vatandaşlarımız değerlidir. Onların siyasal tercihlerine saygı göstermemiz lazım.

-Benim oyum yüzde 49, benim sözüm geçer. Senin oyun gerçekte yüzde 49 değil ama. Sen oy hırsızlığından nemalanıyorsun.

-İnsanlar bir parça ahlak kırıntısı bekliyorlar. 11 yıldır iktidardasın, 11 yılın sonunda bir diktatörümüz var artık. Diktatörün ustası, demokrasinin çırağı bile olamadı bu.

-Olay sadece bununla kalsa ama itibar kaybeden bir Başbakan var. Türkiye'nin itibarı ile Erdoğan itibarı ilk kez dünyada ayrıştı. Türkiye'nin itibarı arttı. Kürüsel gençlik artırdı bunu. Türkiye 20 gün içeirisnde farklı bir noktada artık. Dünya yeni Türkiye'yi gördü.

-Polis gücüyle asker gücüyle TOMA'larıyla silahlarıyla, sopalarıyla bu ülkenin üzerine gidiyorlar. Günümüz dünyasında zorbaların itibarı yoktur. Zulme karşı direnenlerin itibarı vardır.

-Bir kenti kendi yandaşlarına peşkeş çekenlerin itibarı yoktur dünyada. Halka zulmedenlerin itibarı yoktur.

-Zulme karşı dirennlerin tiibarı vardır dünyada. Günümüz dünyasında kaba kuvvet kullananların itibarı yoktur, aklını zekasını kullananların itibarı vardır.

-90'lı yıllarda doğan çocuklarımız bizim çocuklarımız, bizim umutlarımız size sahip çıkmak en başta benim ve tüm annelerin görevidir.

 

Cumhuriyet

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.