Turizm sezonunun açılmasına az bir süre kala, Alsancak’ta bulunan Lambousa Harabeleri ilgi bekliyor.

Medeniyetler, ayak bastığı Kıbrıs adasında birçok önemli miras bıraktı. Bu miras, hem kültürel açıdan hem de turizm açısından büyük önem taşıyor. Ancak bu mirasa gösterilen ilginin pek de yeterli olduğu söylenemez. 

Turist broşürlerinde yer alıyor

Geçmişi milattan önce 1200 yıllarına dayanan ve birçok uygarlığa ev sahipliği yapan Lambousa Krallığı, döneminin en zengin kentlerinden birisi idi. Yıllarca eski eser avcıları tarafından talan edilen bu bölgeden çıkarılan birçok tarihi eser şu anda yabancı ülke müzelerinde sergilenmektedir. Bir süre önce değeri keşfedilen bu bölgeye, ilgili kurumlarca el atılmasına rağmen bu hiçbir zaman yeterli seviyede olmadı. Özellikle Avrupa ülkelerinden turist taşıyan birçok acentenin gezilecek yerlerle ilgili broşürlerinde yer alan Lambousa Krallığı bölgesi şu anda tamamen atıl durumda.

Sadece tabela var

Alsancak’ta oldukça geniş bir alana yayılmış durumda bulunan Lambousa Krallığı kalıntıları ile ilgili olarak bölgede şu anda sadece yönlendirme tabelaları mevcut. Bunun haricinde bölgede ne bir temizlik yapılıyor ne de bölge koruma altına alınmış durumda.

Adı parlaklık anlamına geliyor

Lambousa Krallığı, 7 Krallığa ait bir tarihi yerdir. Birçok medeniyetin izini taşımaktadır. Kent, muhteşem zenginliği nedeni ile parlaklık anlamına gelen Lambousa adını almıştır. Kent beş bölümden oluşmaktadır. 

Birinci bölümde manastır ve kilise, ikinci bölümde antik liman, üçüncü bölümde tarihi kent ve balık havuzları, dördüncü bölümde kral mezarları ve son olarak beşinci bölümde seramik atölyeleri bulunmaktadır.