Ülkemizde dava açmak için belirlenen harçlara avukat ücreti de eklendiği zaman hak aramak, adaletin yerini bulması oldukça pahalıya mal oluyor.
Yüksek İdare Mahkemesi (YİM), Yargıtay ve Anayasa Mahkemelerinde dava açmak, devlete ödenen harçlar bakımından en masraflı davalar.
Bu yüzden Yüksek İdare Mahkemesi, Yargıtay ve Anayasa Mahkemelerinde açılan davalarda, avukat masrafları da artıyor.
YİM’de dava dosyalamak için 500 ile bin TL arasında harç ödeniyor. YİM’de dava alan tecrübesiz avukatların en az 5 bin TL, tecrübeli avukatların ise en az 10 bin TL talep ettiği biliniyor.
   Ceza davalarında, davanın istinaf edilmesi durumunda harç alınmıyor ancak avukat masrafları var. Ceza davalarında da avukatlar ücreti kendileri belirliyor. Avukat isterse, alacağı davayı ücretsiz de görebileceği gibi örneğin 100 bin TL de talep edebiliyor.
Ağır Ceza Mahkemeleri’nde erken sonuçlanacak davalarda avukatlar, en az 3 bin TL, duruşma yapılacak davalarda ise 3 bin TL’nin üzerinde bir miktar belirliyor.
Anlaşmalı boşanma davalarının 2 bin 500 TL den başladığını belirten avukatlar, anlaşmazlık durumunda fiyatın değişeceğini kaydediyor.

Gelişmiş ülkelerde avukat masrafını devlet karşılıyor
   Hukuk çevreleri, gelişmiş ülkelerde insanların hak arayabilmeleri için avukat masraflarını devlet karşıladığına dikkat çekti.
Türkiye’de Barolar Birliği’nin taban fiyat uygulaması olduğunu belirterek, ülkemizde de bu uygulamanın hayat bulması gerektiğine işaret etti.
Ülkemizde yargıya başvurmanın pahalı olduğunu savunan vatandaşlar, avukat ücretlerinin de pahalı olduğunu öne sürdü.

Bazı hukukçular, ülkemizdeki fiyatların düşük olduğunu savundu
   KIBRIS Gazetesi’ne konuşan bazı avukatlar, hukukun dünyanın her yerinde pahalı bir işlem olduğunun bilindiğini belirterek, Türkiye ve İngiltere’ye kıyasla ülkemizdeki fiyatların düşük olduğunu aktardı.
Dava fiyatlarının avukatların harcadığı zamana ve emeğe göre belirlendiğini kaydeden hukukçular, ülkemizde avukatların herhangi bir standart fiyatı olmadığını söyledi.

Hacımulla: Bu halk sadece davalılardan ibaret değil
   Avukat Hazal Hacımulla konuyla ilgili olarak şunları anlattı:
“Hukukun pahalı bir işlem olduğu bilinmektedir. Ancak Avukatlık ücretleri ve dava masraflarını Türkiye ve İngiltere’yle kıyaslarsak KKTC’de ki rakamların düşük olduğunu söyleyebiliriz. İngiltere de prestijli avukatlar 500 Bin Sterlin civarı yıllık ücret kazanırken bu oran ülkemizde çok düşüktür. Türkiye’deki gibi ülkemizde de bir taban ücret ve avukatlık tarife ücreti uygulaması devreye girerse hem vatandaş hem de avukat açısından daha adil bir düzen kurulabilecektir.”
Ülkemizde dava çokluğu açısından ilk sırada alacak verecek davalarının olduğunu belirten Hacımulla, ikinci sırada ise boşanma davalarının yer aldığını açıkladı.
Hacımulla, avukatlık ücretlerinin avukatların harcadığı zamana, emeğe ve dava mevzuuna göre belirlendiğini, sabit bir fiyat ve tarife olmadığından her avukatın ücretini kendisinin tespit ettiğini söyledi.
Mazbataların uygulanması gerektiğini vurgulayan Hacımulla, alacaklıların oranının, mazbata mağdurlarına kıyasla 20 kat fazla olduğunu belirtti.
Hacımulla, “Mazbata mağdurları alacaklılara oranla yok denecek kadar az. Bu halk sadece davalılardan ibaret değil” dedi. Adalet hizmetinden yararlanmanın sadece davalının değil davacının veya alacaklıların da hakkı olduğunu kaydeden Hacımulla, yasal mevzuattaki son değişikliklerle eşit adalet hizmeti yerine sadece mazbata mağdurlarının durumunu iyileştirme ismi altında bütün sisteme zarar verildiğini belirtti.
Boşanma davalarında ülkede yaşanan ekonomik sorunların büyük katkısı olduğunu ifade eden Hacımulla, boşanmalarda tarafların birbirlerine olan güveninin ve sabrının tükenmiş olduğunu gözlemlediğini kaydetti.

“Eğer yeterince paranız varsa avukat tutarsınız daha çok paranız varsa en iyi avukatı tutarsınız”
   Avukat Levent Kızılduman, merhum gazeteci – yazar – eğitimci Arif Hasan Tahsin’in bir televizyon programında söylediği “Eğer yeterince paranız varsa avukat tutarsınız daha çok paranız varsa en iyi avukatı tutarsınız” sözlerini hatırlattı.
Kızılduman,“Hukukun zenginler için olduğu veya en azından en fazla bütçe ayıranın daha iyi bir avukatlık hizmetinden, dolayısıyla adalet hizmetinden yararlandığı kanısı toplumda yaygındır” dedi.
“ ‘Hukuk zenginler için mi?’ sorusuna evet cevabını vermek yanlış olmayacak” diyen Kızılduman,“Ülkemizde bir vatandaşın adalet hizmeti alabilmesi için bütçe ayırması gerektiğini, KKTC’de avukatlık ücret tarifesi olmadığı için de hem müvekkil hem de avukat tarafının birçok defa adaletsiz bir durumda kaldığını belirtti.
Tahmin edilenin aksine maddi durumu kötü olan vatandaşların dahi avukat tutabildiğini aktaran Kızılduman, avukatlık ücretini layıkıyla ödeyemediği için avukatın emeğinin istismar edildiği veya avukatın sadece ödendiği kadar hizmet verdiğini, bu durumun da bir anomali yarattığını kaydetti.
Tahsil edilemeyen borçların yapılandırılmasıyla ilgili kabul edilen yasaların tüm sistemi bertaraf ettiğini, özellikle kötü niyetli bireylerin yasayı istismar ettiğini ifade eden Kızılduman, “Sırf oy kaygısıyla adalet hizmetlerine müdahale edilmektedir. Yarattıkları sistemle borçluları borçlarını ödememesi için teşvik ediyorlar. İnsanlar birbirlerine olan borçlarını ödemeyip, ‘istersen mahkemeye ver’ diyerek birbirini tehdit ediyor” dedi. Bu durum alacaklıları mağdur ediyor. Borçlarını düzenli bir şekilde ödeyen kişilere haksızlık oluyor” dedi.

Boyra: Mağdur yaratmamak için önlem alınmıyor
   Avukat Boysan Boyra ,“Hukuk zenginler içindir demek yanlış olmaz. Hukuki tartışmalarda ne kadar çok yer almak isterseniz o kadar para ödemek zorundasınız” dedi.
Son yıllarda avukat sayısının çoğalmasıyla rekabetin de arttığını belirten Boyra, buna rağmen fiyatların pahalı olduğunu söyledi.
Rekabetin genç avukatların tecrübe kazanmasını sağladığını anlatan Boyra, konuşmasına şöyle devam etti:
“Örneğin 1000 TL’lik bir alacak davası için 300 – 400 TL civarı para talep edilecektir. Avukatı daha aşağıya bir fiyatın kurtaracağını düşünmüyorum. Fiyatlar avukatların bir dava üzerinde harcayacağı zaman ve emeğe göre belirlenir. Tecrübeli avukatların fiyatları, daha az tecrübeli oranla kıyasla daha yüksektir”.
Ülkemizde faiz mağdurlarını kurtarmak için yapılandırma yasaları yapıldığını aktaran Boyra, mağdur yaratılmaması için önlem alınmadığını öne sürdü.
Boyra, şöyle devam etti:
“Hukuk yaşayan bir nesnedir. Etrafımızdaki olayların teknolojinin ilişkilerin ne kadar hızlı geliştiğinin farkındayız. Bu kadar hızlı bir değişim sürerken bunu fosilleşmiş sosyal yanı eksik yasalarla sürdürmek mümkün değil. Yaslarımızın da değişen hayata uygun bir şekilde değişen hayata ayak uydurması gerekmektedir. Biz bu konuda yok olduk. Yeniliklere ayak uyduramadık. Bu şekilde ülke gelişmez ve ülke insan haklarına saygılı, demokratik bir ülke olmaz.”

KIBRIS