1. HABERLER

  2. KIBRIS

  3. AKINCI: TANIMA FOBİSİ KALKMADIKÇA İLERİYE ADIM ZOR
AKINCI: TANIMA FOBİSİ KALKMADIKÇA İLERİYE ADIM ZOR

AKINCI: TANIMA FOBİSİ KALKMADIKÇA İLERİYE ADIM ZOR

Akıncı: Tanıma fobisi kalkmadıkça ileriye adım zor

A+A-

Akıncı Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda yaptığı açıklamada, müzakerelerde bundan ötesine bakmak istediğine işaret ederek, Kasulidis’in Enosis Plebisiti ile ilgili açıklamalarına destek belirtti. Averof Neofitu ve Andreas Kiprianu’nun çabaları sonucu plebisit konusunda adım atıldığını da sözlerine ekleyen Akıncı, yaşanan gelişmeler dolayısıyla Pazar gecesi liderlerin sosyal bir buluşmada bir araya geleceğini kaydetti.

Müzakerelerin yeniden başlayabileceği bir dönem açılacak

Akıncı şunları kaydetti:

“Önümüzde yeniden müzakerelerin başlayabileceği yeni bir dönem açılacak. Bu yeni dönem ne yazık ki, uzun bir zaman dilimi değildir. Rum tarafında Şubat 2018’de yapılacak seçimler var. O seçimlerin heyecanı şimdiden güneyi sarmış görünüyor. Adaylar belirleniyor. Nisan ve Mayıs ayları karar ayları olmalı. Yapılması gerekenler tamamlanmalı.

"İki yıldır neyi bekliyoruz?"

Pazar akşamki yemekle ilgili bazı yanlış anlaşılmalar var; bundan sonraki süreci hep güven artırıcı önlemlere halledelim gibi algılar var. İki toplum arasında güven olmayışı ve bunun daha da zedelenmesi bizi mutlu etmez. 2 yıl önce birlikte mutabakat sağlayarak alınan kararların yaşama geçirilmesinde her iki tarafın da yararı var. Bunların yaşama geçmemesi düşündürücüdür. Bunların değerlendirilmesi gerek. 28 Mayıs 2015, mobil telefon, cep telefonları konusu, tüm teknik sorunlar aşıldı. Niçin yaşama geçmiyor? Rum tarafında bir yasa söz konusudur. O yasa değişmedikçe adım atılamazmış. Bunları yapıp dünyanın en ücra köşesinden bile evimizle temas kurabiliyorken, kuzeyden birinin Baf’ta Girne’yle konuşamaması, güneyden birinin Karpaz’da Limasol’la konuşamaması kabul edilemez. Aradaki iletişimi sağlamamak, güvenin gelişmesine yardımcı olmamaktadır. AKEL ve DİSİ’nin düzenlemelerin yapılmasında olumlu roller oynayabileceklerini düşünüyorum.

Aldığımız bir diğer karar; elektrik sistemlerinin kalıcı olarak birbiriyle bağlanması. Geçici olarak bağlandı. Yeri geldikçe biz onlardan, onlar bizden elektrik alıyor. Kalıcı olarak bağlanması, yenilenebilir enerji türlerinin de sisteme daha büyük oranda dahil edilmesine olanak tanır. Güneş enerjisini katabilirsiniz. Her iki tarafta rahatlamaya, fiyatların daha aşaıya çekilmesine yarar. Bunun için iki yıldır neyi bekliyoruz? Geçici bağlantılar yapıldı, denemeler yapıldı, sistemin çalıştığı görüldü. Rum tarafına göre son bir kez daha kontrolden geçmesi lazımmış. Peki geçirelim. Sonra kaynak lazımmış. Kaynağın bulunduğunu da söylediler. Ama halen bağlanmadı.”

“Cayır cayır ormanlar yanmasın”

1994-95 yıllarında Beşparmak Dağları’nda yangınlar olduğunu hatırlatan Akıncı, dönemin yöneticileri güneyden Güneyden desteği kabul etmediklerini belirterek, kendi görev sürecinde Trodos’ta yangın çıktığını ve Rum tarafının da desteği kabul etmediğini belirtti.

Akıncı, “kriz komitesi oturup anlaşsın, ne yapacağımızı peşinen bilelim. Cayır cayır ormanlar yanmasın. Doğa ve ormanlar hepimizin” diyerek şu ifadelerde bulundu:

“Tanıma fobisi kalkmadıkça ileriye adım zor”

“Rum tarafı zamanında bize eğer kuzeyde yangın olursa yangın arabalarımızı yollarız ama amblemimizi kapatmadan göndeririz. Siz bize gönderecekseniz, siz amblemlerinizi kapatacaksınız. Ancak öyle geçirebilirsiniz. Bu tanıma fobisi kalkmadıkça, ileriye doğru adım atma zor olmaktadır. Rum tarafının bu yanlıştan bir an önce vazgeçmesi gerekir. Bizim yangın arabalarımız güneye gittiğinde tanınmaya gitmez, ormanlarını söndürmeye gider.

Bu konuda ciddi anlayış farklılığımız var. 2 yıl önce alınan ortak kararları bile ileriye taşıyamadık. Bu sıkıntıları aşıp, toplumlara adım atabildiğimizi, barış kültürü geliştirmeye kararlı olduğumuzu gösterebilmemiz lazım. Zihniyet değişimi ve dönüşümüne ihtiyaç vardır.”

“7 Nisan’dan sonra müzakere süreci başlayacak”

Akıncı, Pazar akşamı gerçekleşecek yemekte önümüzdeki dönemin nasıl planlanacağını da ifade eden Akıncı, yol haritasını belirlemenin şart olduğunu, her şeyin yolunda gitmesi durumunda 7 Nisan’dan sonra resmi müzakere sürecinin yeniden başlayacağını kaydetti.

“BM’ye büyük görev düşmektedir”

Akıncı, önümüzdeki kısa dönemde BM’ye de daha büyük görev düştüğünü de belirterek, BM’nin mekik diplomasisini artırması gerekeceğini kaydetti. Akıncı, “önümüzdeki süreci en hızlı biçimde değerlendirmenin yolu budur” diyerek, konuları tek tek alıp masa başında her şeyiyle bitirme anlayışının artık sonlandığını kaydetti.

Akıncı şunları kaydetti:

“BM daha köprü kurucu anlayışla taraflara yardımcı olabilir. BM yetkililerini zaten istekli görüyoruz. Bunları da konuşacağız Pazar akşamı. Önümüzdeki dönemin daha yararlı süreç geliştirmesi için herkes üzerine düşeni yapar. Temmuz'da anlaşma, Eylül'de referandum haberleri tamamen spekülatiftir. 2016 sonu hedefini maalesef başaramadık. O başarılı olsaydı, tartıştığımız konuyu tartışır olmayacaktık. Eğer 2016 sonunda çözüm çerçevesini temel unsurlarıyla halledebilseydik, 2-3 ay diğer detaylar için, 2-3 ay da halka anlatmak için geçirecektik. Bu hedef gerçekleşmedi. Güneyde seçim süreci erken başladı. Önümüzdeki 1-2 ay içinde Rum tarafı sonuç kararlılığı gösterirse, takvim yeniden şekillenecek.”

“Konferans bitmiş değildir”

Eide'nin garantörlerle de gidip aynı temasları yapması beklenen bir gelişme olduğunu kaydeden Akıncı, güvenlik garanti boyutunda garantörlerin devrede olması gerektiğini, belli aşamaya gelindiğinde de konferansın devam edeceğini kaydetti. Akıncı, konferansın zamanının daha sonra şekilleneceğini de sözlerine ekledi. Akıncı, Rum tarafının halen Kıbrıslı Türkler'in bir federasyonda kararlara etkin katılım konusundaki çok makul taleplerine ısrarla yanıt veremediğini de kaydetti.

“Makuliyet içinde bir formül bulunabilir”

Dört özgürlüklerle ilgili de konuşan Akıncı, Rum tarafının son zamanlarda bu konuyu büyüterek, sanki çok büyük ve elde edilemeyecek bir mevzuymuş gibi Brüksel’e götürmesinin yadırganacak bir durum olduğunu kaydetti. Akıncı "Türkiye’nin gümrük birliği anlaşması çerçevesinde birçoğu halledilmektedir" diyerek, sorunları aşmanın yolunun Brüksel’i provoke etmek olmadığını ve Türkiye'nin istediklerinin makuliyet dışında olmadığını, makuliyet dışındaysa kendilerinin de desteklemeyeceğini kaydetti ve "makuliyet içinde formül bulunabilir" dedi. 

"Önümüzdeki haftalar önemli"

Akıncı sözlerine şöyle son verdi:

“Tabloyu bir görelim, bizim toplumumuza huzur içinde önereceğimiz bir tablo var mı? Rum lider de kendi açısından önem verdiği konulara baksın, ona göre Türkiye ve Yunanistan da böyle bir anlaşmayı destekleyecek noktada mı görelim. Sonuçta bu adada bu federasyonu kurabilir miyiz kuramaz mıyız ortaya çıksın. Bunu bir 50 yıl daha uzatmak kimsenin işine gelmez. Önümüzdeki haftalar bu anlamda gerçekten önemlidir.”

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.