1. HABERLER

  2. KIBRIS

  3. ANASTASİADİS KONUŞMASININ METNİNİ YENİDEN YAZDI
ANASTASİADİS KONUŞMASININ METNİNİ YENİDEN YAZDI

ANASTASİADİS KONUŞMASININ METNİNİ YENİDEN YAZDI

Politis “Şimdi De Eylem... “ılımlı bir tonda cevap vereceğini” yazdı.

A+A-

TÜRKİYE’NİN, MÜZAKERECİLERİN İKİ GARANTÖR ÜLKENİN DIŞİŞLERİ BAKANLARIYLA GÖRÜŞMELERİNİ KABUL ETMESİNİ KUTLAYACAK

CUMHURBAŞKANI ABDULLAH GÜL’E CEVAP VERECEK VE TÜRKİYE’Yİ ÇÖZÜM İÇİN İŞBİRLİĞİNE ÇAĞIRACAK

MAVROYANNİS: “EKİM UFKUNU KABUL EDİYORUZ, ANCAK...”

“ERTUĞ İLE YAKLAŞIMLARIMIZ ARASINDA BÜYÜK FARKLAR, ZORLUKLAR VAR”

“TÜRKİYE’NİN ÇÖZÜM FİKRİNE YAKLAŞIMINDA DEĞİŞİKLİK VAR”

“EN AZINDAN ANA KONULARDA BİR NOKTAYA VARMAMIZ İÇİN BİRKAÇ AYDAN FAZLASI GEREKMEZ”

Politis “Şimdi De Eylem... Başkan Anastasiadis Konuşmasında Türkiye’yi İşbirliği Yapmaya Çağıracak” başlıklı haberinde Rum Yönetimi Başkanı Nikos Ansatasiadis’in, bugün öğleden sonra yapacağı BM Genel Kurulu’ndaki konuşmasında, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün dünkü konuşmasına, “ılımlı bir tonda cevap vereceğini” yazdı.

Habere göre Anastasiadis, BM Genel Kurulu’nda yapacağı konuşmada, iki tarafın müzakerecisinin iki garantör ülkenin Dışişleri Bakanları ile doğrudan görüşmeleri önerisinin Türkiye tarafından kabul edilmesini kutlamayı ve şimdi de, bu mutabakatın hayata geçirilmesini beklediğini söylemeyi planlıyor.

Gazete “edindiği bilgilere” dayanarak konuşmasında, Güney Kıbrıs’ın, bölgenin geleceğiyle ilgili rolüne de değinecek olan Anastasiadis’in Türkiye’yi “Kıbrıs sorununun çözümü için işbirliğine” çağıracağını yazdı, özetle şu detayları verdi:

ANASTASİADİS BUGÜN YAPACAĞI KONUŞMANIN METNİNİ YENİDEN YAZDI

“Başkan Anastasiadis ve ekibi, Anastasiadis’in bugünkü konuşmasını dün gece geç saatlere (New York saatiyle öğlen civarı) kadar hazırlıyordu. RİK muhabirinin ana haber bülteninde söylediğine göre Kıbrıs sorunuyla ilgili metin tamamıyla yeniden yazılıyor, üslubu da önceki konuşmalarından oldukça farklı olacak.

Konuşma metninde, Kıbrıs Rum tarafının Maraş’la ilgili önerisinden teferruatıyla söz ediliyor, Türk Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Annan planıyla ilgili sözlerine de cevap veriliyor. Anastasiadis, Annan Planı’nın Kıbrıs Türk toplumu tarafından kabul edilmiş olmasının Türkiye’nin işgalle ilgili sorumluluklarını ortadan kaldırmadığını söyleyecek.

Kıbrıslı Rum müzakereci Andreas Mavroyannis KİPE’nin, çözümün zaman çerçevesiyle ilgili sorusunu cevaplarken ‘En azından temel konularla ilgili, bir noktaya varmamız için birkaç aydan fazlasına gerek olacağına inanmıyorum. Bunun mümkün olan en kısa zamanda başarılması gerekir, yeter ki iki tarafta da, sonucun çağdaş bir Avrupai işlevsel toplum sonucuna ulaşılması için kararlılık olsun’ dedi.

Kıbrıslı Türk müzakereci Osman Ertuğ’la şu anda, iki liderin görüşmesinin hazırlıkları çabasında zorluklar olduğunu itiraf ederek ‘Yaklaşımlarımızda büyük bir farklılık var, yakınlaşmanın yollarını bulmalıyız’ diyen Mavroyannis, Türkiye tarafından çözüm fikrine biraz daha olumlu yaklaşım ve sınırlı bir değişiklik olduğunu söyleyerek iyimser olduğunu söyledi.”

Simerini Rum müzakerecinin Rum Haber Ajansı’na verdiği mülakatın birinci bölümünü okurlarına “Mavroyannis Zorluklara Rağmen Kıbrıs Sorunu İçin İyimser Olduğunu Söyledi... Türk Tavrı Değişiyor.. Sonuç Alabilmek İçin Uygun Şekilde Hazırlanmayı Başarmamız Şartıyla Kıbrıs Rum Tarafı Ekim Ufkunu Kabul Ediyor” başlık ve spotlarıyla aktardı.

Gazeteye göre mülakatında, olguların kolay olmadığına işaret ederek önümüzdeki haftaları oldukça kritik diye niteleyen Mavroyannis “Liderlerin ilk görüşmesinde net ve somut sonuçlar olması gerektiğini vurgulayarak bunu başarılabileceğinden iyimser olduğunu anlattı. iyi ön hazırlıktan anlaşılan parça parça görüşme değil bütünsel yaklaşım olduğunu söyleyen Rum müzakereci, konuların kendi aralarında birbirleriyle bağlantılı olduğu görüşünü de ortaya koydu. Mavroyannis Rum tarafının Ekim ufkunu, ‘somut sonuçlar elde edebilmemiz için iyi ön hazırlık yapmayı başarmamız şartıyla’ kabul ettiğini kaydetti.

MAVROYANNİS: “EKİM UFKUNU KABUL EDİYORUZ, ANCAK...”

Mavroyannis Rum Yönetimi Başkanı Anastasiadis’in iyi ön hazırlık gerekli derken tam olarak ne kastettiği sorusuna özetle şu cevabı verdi:

“Müzakere çeşitli düzeylerde ve paralel süreçlerle yapılmalı. Yapılanın özü olması, liderler düzeyindeki müzakereler başladığında gerek özle gerek prosedürle ilgili somut sonuçları olmalıdır. Göstermelik bir görüşme de istemiyoruz, törensel de. Yeni bir dinamik, yeni bir ivme kazandırıldığı görülmeli.  Aksi halde geçmişte, sonuç almadan sonu gelmez görüşmelerle yaşadığımız durumun aynısını tekrar etme tehlikemiz vardır. Her ne pahasına olursa olsun, bundan kaçınmak istiyoruz. Baştan bazı ilke anlaşmaları yapalım,  bütünsel yaklaşım mantığından geçen bir usul çerçevesi olsun. Çünkü öteki tarafın işine gelen bazı konuları parça parça görüşüp diğerlerini bir kenara atamayız çünkü konular kendi aralarında birbirleriyle bağlantılıdır ve bu bağlatma eşzamanlı ve paralel ele alınması gerekir. Somut sonuçlar elde edebilmek için iyi ön hazırlık yapmayı başarmamız şartıyla Kıbrıs Rum tarafı Ekim ufkunu kabul ediyor. Müzakerelere, meselenin ne olduğu netleşmeden başlamamız mümkün değildir.”

“ERTUĞ İLE YAKLAŞIMLARIMIZ ARASINDA BÜYÜK FARKLAR, ZORLUKLAR VAR”

Bugüne kadar ki görüşmelerinde Cumhurbaşkanı Eroğlu’nun, Özel Temsilcisi Ertuğ’un çözümle ilgili niyet ve yaklaşımında değişiklik görüp görmediği sorusuna karşılık Mavroyannis şu cevabı verdi:

“Tam olarak nerede bulunduğumuzu söylemem doğru değil, ancak zorluklar olduğunu, yaklaşımlarımız arasında büyük farklar olduğunu ve yakınlaşma yöntemlerini bulmamız gerektiğini söylemem gerek. Çünkü liderler görüşmesinin hazırlığını iyi yapmayı başaramazsak, yukarıda da belirttiğim gibi, görüşmenin anlamı olmayacak. Bizim taraf bu düşüncededir. Bizim ısrar ettiğimiz; ilerleme ve çözüm istiyoruz ilanlarını şimdi Kıbrıs Türk tarafı da söylüyor. Ancak bizim tarafın, oyalamak için değil olguların müzakere masasına kapsamlı ve detaylı görüşülmesi için kabul edemeyeceği, somut bir takvimde ısrar ediyor. Giyotin gibi iş görecek, yani o noktaya kadar geldiğinde duracağımız bir takvim olmasını kabul etmiyoruz. Böyle bir şey kuşkulu görünüyor, bunu savunanın aklında başka bir şey olduğunu farz etmeye sevk ediyor. Biz, uygulanabilecek herhangi bir B planı olduğunu düşünmüyoruz, masaya oturmak ve –mümkünse gece dahi- sorunu çözmek için müzakere etmek istiyoruz.”

“TÜRKİYE’NİN ÇÖZÜM FİKRİNE YAKLAŞIMINDA DEĞİŞİKLİK VAR”

Mavroyannis’e “eğer var ise Türkiye’nin bu sefer Kıbrıs sorununun özümü yönünde başka bir yaklaşım sergilemeye niyetli olduğunu gösteren işaretlerin neler olduğu” da soruldu. “Kısıtlı da olsa bir değişiklik, çözüm fikrine biraz daha olumlu yaklaşım işaretleri olduğunu” söyleyen Mavroyannis özetle şöyle devam etti:

“Bu aşamada bu değişikliğin nereye kadar gideceğini değerlendiremiyorum ancak olumluya doğru bir değişiklik değerlendiriyoruz. Zannederim bu değişiklik,  Başkan Anastasiadis’in seçilmesinden sonra, konuyla ilgili uluslararasında itibar sahibi olmasından da dolayı genel yaklaşımlarındaki bir dizi küçük değişiklik çerçevesindedir. Bölgemizdeki jeopolitik olgulardaki değişiklik, enerji konuları, dış politikanın yeniden rayına oturtulması ve Türkiye’nin dış politikasını ve AB ile ilişkilerini yenden değerlendirmesi ve genel olarak ABD uluslar arası camianın oynamak istediği daha aktif rol. Çözüm fikrine daha elverişli bir yaklaşım olmasında bir dereceye kadar katkı koymuştur. Bir dereceye kadar da işgal bölgelerindeki siyasi sahne değişikliği ve gelişmelerin katkısı olduğuna inanıyorum. Ana rolü bizim karlılığımız oynadı. Prosedüre gerçek bir ivme katmak istediğimiz konusunda ikna ediciyiz.”

“EN AZINDAN ANA KONULARDA BİR BİR ŞEY ELDE ETMEK İÇİN BİRKAÇ AYDAN FAZLASI GEREKMEZ”

Mavroyannis’e, çözümle ilgili bir zaman sınırı olup olmadığı da soruldu, şunları söyledi:

“En kısa zamanda. Her iki tarafta da siyasi kararlılık ve birbirlerinin endişelerini tamamen dikkate alan yeni yaklaşım niyeti olur ve sonucun çağdaş Avrupai işlevsel toplum olacağı güvence altına alınırsa o zaman kısa zamanda bir şey olabilir. En azından ana meselelerde bir şey elde etmek için birkaç aydan fazlasına gerek olacağına inanmıyorum. Önümüzdeki haftalar oldukça kritiktir, olgular kolay değildir ancak başarabileceğimiz konusunda iyimserim. Liderlerin ilk görüşmesinin sonuçları ne kadar net olursa, hepimiz için o kadar iyi olur.”

Tak

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.