1. HABERLER

  2. KIBRIS

  3. “ANKARA’DAN GELİŞMELERE FREN” İDDİASI
“ANKARA’DAN GELİŞMELERE FREN” İDDİASI

“ANKARA’DAN GELİŞMELERE FREN” İDDİASI

Türkiye’de son günlerden ortaya çıkan siyasi krizin, Kıbrıs sorunundaki çalışmaları da etkilediği ve bunun da BM’de endişe yarattığı ileri sürüldü.

A+A-

Türkiye’de son günlerden ortaya çıkan siyasi krizin, Kıbrıs sorunundaki çalışmaları da etkilediği ve bunun da BM’de endişe yarattığı ileri sürüldü.

Fileleftheros gazetesi “Ankara’dan Gelişmelere Fren-Türkiye’deki Kriz Kıbrıs Sorununa Da Dayandı- Ban ve Anastasiadis Ne Konuştu” başlıklı haberinde elde ettiği bilgilere atıfta bulunarak Türkiye’deki siyasi kriz konusunun, geçtiğimiz Çarşamba günü gerçekleştirilen BM Genel Sekreteri Ban Ki Moon ile Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis arasındaki telefon görüşmesinde de ele alındığını yazdı.

Aynı bilgilerin, BM Genel Sekreteri Ban Ki Moon’un, Anastasiadis’e “Türkiye’de ortaya çıkan kriz nedeniyle çabaların ve icraatların zorlaştığını” söylediği şeklinde olduğunu savunan gazete BM Genel Sekreteri’nin, Türkiye’de olanlar konusunda olukça düşünceli gözüktüğünü ve BM’nin Kıbrıs sorununa ilişkin icraatlarını etkileyeceğini ima ettiğini de yazdı.

Gazete iyi haber alan kaynakların, Türkiye’de Mart ayında yapılacak yerel seçimlere kadar ve de Türkiye’de daha fazla kriz nedeniyle Kıbrıs sorununda önemli gelişmelerin beklenmediği görüşünde olduğunu belirtti.

Aynı zamanda TC Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan ile TC Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’na “yatırım yapmaya” devam eden yabancı diplomatların ise, Güney Kıbrıs’a, “Kıbrıs sorununda ilerleyebilmek için Türkiye’deki bu liderliğin mevcudiyet fırsatını değerlendirmesi” şeklinde baskıcı bir şekilde yol gösterdiğini belirten gazete yabancı diplomatların, Kıbrıs sorununun sadece Recep Tayyip Erdoğan liderliği altında çözümlenebileceği telkininde bulunduğunu da yazdı.

Gazete Ankara’nın anlaşma sağlandığı ve yakın zamanda görüşmelerin başlayacağı imajını ortaya koyarak son dönemde bir kampanya başlattığını savundu.

TC Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun BM Genel Sekreteri’ne kadar dayanan hükümetlerin yetkililerini anlaşmaya yakın olduğu konusunda bilgilendirdiğini ileri süren gazete arabulucuların, istediği şeyin
sürecin nasıl canlı tutulacağı ve Türkiye’deki durum normalleşene kadar buzdolabına konmaması olduğunu öne sürdü. Gazete bunun ise nasıl olacağının henüz netleşmediğini de belirtti.

DOWNER’İN 4 SENARYOSU

Fileleleftheros gazetesi, aynı haberinin içerisinde yer alan “Downer’in, Müzakerelerin Yeniden Başlamasına İlişkin 4 Senaryosu” başlıklı haberinde BM Genel Sekreteri Ban’ın Kıbrıs Özel Danışmanı Alexander Downer’in, Avustralya’ya gitmeden önce, 4 senaryoyu “miras”  olarak bıraktığını, bunları ayrıca incelemeleri ve uzlaşma sağlanması olasılığının dikkatle incelemeleri için  Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu ile Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in bilgisine de getirdiğini yazdı.

BM Genel Sekreteri Ban’ın Avustralyalı diplomatının, TC Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’yla TC Lefkoşa Büyükelçiliği’nde görüşmesinin ve protestoların arından görevinde kalıp kalmayacağını hiç kimsenin bilmediğini yazan gazete bununla birlikte BM adına sunulan ve masada bulunan 4 senaryonun şu şekilde olduğunu belirtti: “1) BM Genel Sekreteri Ban’ın, Cumhurbaşkanı Eroğlu ve Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’e mektup göndermesi ve onlara, müzakereler sürecine başlayarak kendisiyle görüşmesi için çağrı yapması.BM ve BM Genel Sekreteri’nin rolünün bu olmadığını addeden Lefkoşa, bu senaryoya karşı çıkıyor. 2) Daha küçük ölçüde açıklama yayımlanması 3)Daha fazla ayrıntılarla daha genişletilmiş bir ortak açıklama yayımlanması 4)Müzakerelerin ortak açıklama olmaksızın başlaması”.

Gazete bu koşullar altında, çalışılması mümkün olan senaryonun ikinci senaryo olduğunu da savundu.

“TÜRK PROPAGANDASININ BAN’I YANILTTIĞI” İDDİASI

Kathimerini gazetesi “Ocak Ayı Yoğun Çalışmalar Ayı” başlıklı haberinde, “Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu’nun, ortak açıklama üzerindeki Rum tezlerini kabul etmesi başarısına ilişkin olarak geçtiğimiz Pazartesi gününden itibaren Avrupalı mevkidaşlarından tebrik almaya başlayan AB’deki ve diğer ülkelerdeki, Rum büyükelçilerin yeteri kadar garip hissettiğini” savundu.

Gazete yanlış bilgilendirmenin kaynağının Türk diplomatlar olduğunu ileri sürerek Türk diplomatların, Kıbrıs Türk lideri tarafından Downer’in önerisinin ret edilmesinin hemen ardından Cumartesi günü, meslektaşlarıyla iletişime geçerek “TC Dışişleri Bakanı Davutoğlu’nun baskısının ardından Kıbrıslı Türklerin önerileri kabul ettiği ve anlaşamaya gidiliyor şeklinde yanlış mesajlar gönderdiğini” iddia etti.

Gazete ayrıca BM Genel Sekreteri Ban ile Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis arasında geçtiğimiz Çarşamba günü gerçekleştirilen telefon görüşmesi sırasında TC Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun, “iyi haberleri” şahsen belirtmek için Ban’a telefon açtığının da ortaya çıktığını savundu.

GELİŞMELER OCAK AYINDA

Gazete aynı haberinin içerisinde Türkiye’de son günlerde yaşanan gelişmelere atıfta bulunarak Kıbrıs sorununa ilişkin gelişmelerin zorunlu olarak Ocak ayına ertelendiğini belirtti.

Ortak açıklamaya ilişkin görüşmenin devam edeceğinin herkes tarafından da bilinmekte olduğunu yazan gazete BM Genel Sekreteri Ban’ın Kıbrıs Özel Danışmanı Alexander Downer’in 13 Ocak’ta Ada’ya geleceğini, 4-5 gün kalarak bunun ardından Güvenlik Konseyi’ni bilgilendirmek için New York’a gideceğini belirtti.

Habere göre BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Temsilcisi Lisa Buttenheim da New York’a giderek 22 Ocak’ta, UNFICYP konusunda Güvenlik Konseyi’ni bilgilendirecek.

BM Genel Sekreteri Ban’ın UNFICYP raporunun, 10 Ocak’tan önce Güvenlik Konseyi’ne sunulacağını yazan gazete diplomatik bilgilere dayanarak rapor içerisinde iyi niyet misyonuna ilişkin herhangi bir ifadenin de olmayacağını belirtti.

Gazete ayrıca ilk belirtilerin, İngilizlerin, karara ilişkin korku filminden kaçınmayacakları şeklinde olduğunu, İngilizlerin niyetinin, Kıbrıs sorununda ilerleme eksikliğine ilişkin olarak üzüntün dile getirilmesi olduğunu da yazdı.

“KIBRIS TÜRK TARAFI ANLAŞMAZLIKLARI (UÇURUMU) KÖPRÜ KURULAMAZ GÖRÜYOR”

Kathimerini gazetesi yukarıdaki başlıkla verdiği bir başka haberinde, gazetenin çok iyi haber alan bir “Kıbrıslı Türk kaynağının” , müzakerelerdeki son gelişmeleri gölgelemesi söz konusu olan anlaşmazlıkların köprü kurulamaz olduğundan bahsettiğini savundu.

Kıbrıs Türk tarafının, ayrıca Anastasiadis’in son hareketlerine ilişkin olarak yoğun hoşnutsuzluğunu  dile getirdiğini yazan gazete Kıbrıs Türk liderliği üyelerinin bir adım daha ileri giderek, Anastasiadis ile yakın çalışma arkadaşlarının, federal çözümle ilgilenmediğini savunduklarını da belirtti.

Gazete yine (gazetenin) Kıbrıslı Türk kaynaklarına dayanarak, Kıbrıs Rum tarafının geçtiğimiz hafta içerisinde tartışma konusu olan ortak açıklamaya ilişkin kendi karşı önerisini sunduğunu, Kıbrıs Türk liderliğinin hemen bunu mercek altına aldığını ve Ankara ile yoğun istişarelerde bulunduğunu yazdı.

Kıbrıs Rum tarafının önerisini analiz eden Kıbrıs Türk tarafının, “Kıbrıs Rum tarafının nihai hedefinin, 1959-1960 dönemi anlaşmaları ve Anayasasının yeniden revize edilmesiyle Kıbrıslı Türklerin Kıbrıs Cumhuriyeti’ne entegre etmek olduğu” sonucunu çıkardığını yazan gazete Kıbrıs Türk kaynağın “bu öneriyi kabul etmemiz söz konusu değil, federal çözümü görüşmek için masada bulunuyoruz, bu nedenden dolayı önemli tavizler gerçekleştirdik”  ifadesini kullandığını belirtti.

Habere göre Kıbrıs Türk tarafının şu ana kadar ne çeşit tavizlerde bulunduğu ve son önerisini belirleyen temel ilkelerin ne olduğu konusunda Kıbrıslı Türk kaynak, “tek egemenlik ilkesini kabul ettik, Tüm BM üyesi ülkelerde olduğu gibi, böylelikle Federal Kıbrıs, uluslararası arenada tek kimliğe sahip olacak. Ancak tek egemenliğin Kıbrıs Rum tarafına, toplumumuzun iç olaylarına karışması hakkını vermemesi gerekir. Birleşik Kıbrıs’ın, Kıbrıs Rum tarafının hegemonyasına ilişkin yolu açmaması gerekir. Bu nedenden dolayı egemenlik, güç (authority) ve yetkiler (jurisdiction) alanında bütünlüklü bir yaklaşım ve anlaşma önerdik” ifadesini kullandı.

“Kıbrıs Türk tarafının, kendi tezlerinin, BM ilkeleriyle uzlaşma içerisinde olduğunu savunduklarını” yazan gazete “Kıbrıs Türk tarafının ayrıca ortak açıklamaya ilişkin son önerisinin, uluslararası sahnede olumlu karşılık bulduğunu da söylediğini” belirtti.

Kıbrıs Türk liderliği üyelerinin, Kıbrıs Rum tarafının önerisinin, hiçbir durumda, müzakere masasında şu dönemde mevcut olan büyük sorunları çözmediği görüşüne de sahip olduklarını yazan gazete Kıbrıs Türk kaynağın ayrıca “büyük bir anlaşmazlıkla (uçurum) karşı karşıyayız. Her iki taraf, yapıcı inisiyatifler üstlenmelidir. Şu ana kadar Kıbrıs Rum tarafı müzakereler masasına yeni bir öneri koymadı. Bunun aksine, federal çözümle ilgisi olmayan önerileri masaya getirerek imaj yaratma girişiminde bulunuyor” şeklinde konuştuğunu belirtti.

Gazete TC Dışişleri Bakanlığı’nın Kıbrıs Türk tarafına paralel olarak Kıbrıs Rum tarafının son hareketlerini dikkatli bir şekilde takip ettiğini savunarak TC Dışişleri Bakanlığı’nın, Eroğlu’nun Cumhurbaşkanlığı’yla açık iletişim halinde olduğunu ileri süren gazete Ankara’dan elde ettiği bilgilere atıfta bulunarak “Ankara’nın, son dönemlerde Kıbrıs sorununa ilgi gösteren büyük dinamiklerin niyetlerini araştırdığını” iddia etti.

“B PLANI ZEMİN KAZANIYOR”

Alithia gazetesi ise “Kıbrıs Sorununda Ocak Ayı Kritik” başlıklı haberinde iki toplum liderinin, ortak bir açıklamaya varmasına ilişkin çabaların Ocak ayı içerisinde, BM’nin UNFICYP’in görev süresinin uzatılmasına ilişkin raporun yayımlanmasından önce tamamlanması gerektiğini yazdı.

Temel olarak senaryonun 3 olduğunu yazan gazete “bunlardan ilkinin, Rum Yönetimi Başkanı Anastasiadis’in de bu şekilde arzuladığı, Kıbrıs sorununun yarısının çözümü olacak olan ortak açıklama konusunda anlaşmaya varılması; ikincisinin, müzakerelerin yeniden başlamasına neden olacak kısa ve kolay (ağrısız sancısız) bir ortak açıklama yayımlanması; üçüncüsünün ise ortak bir açıklama üzerinde anlaşmaya yönelik çabaların mutlak şekilde başarısız olması” yönünde olduğunu belirtti.

Gazete ikinci senaryoya, bir diğer deyişle, kısa bir ortak açıklama yayımlanmasına “hepsi olmasa da -Ulusal Konsey’e katılan hemen hemen bütün partilerin müsamaha gösterdiğini yazdı.

DİKO VE AKEL

Alithia gazetesine göre DİKO partisi dün yaptığı açıklamada, Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu’nun iki kurucu devlet zemininde çözüme ilişkin açıklamalarının ardından derhal Ulusal Konsey’in toplanmasını ve Kıbrıs sorununda B Planının benimsenmesi ile stratejinin belirlenmesini talep etti.

DİKO Yürütme Bürosu toplantısının ardından açıklama yapan Basın Sözcüsü Hristiana Erotokritu, Başkan Nikolas Papadopulos tarafından Kıbrıs sorununa ilişkin gelişmeler ve Anastasiadis’in ortak açıklamaya ilişkin önerisi konusunda bilgilendirildiklerini ifade etti.

Erotokritu, ortak açıklamanın kısa ve az olması telkininde de bulundu.

Simerini gazetesine söyleşi veren AKEL Genel Sekreteri Andros Kiprianu, Rum tarafının kesinleşmiş kırmızı çizgileri içerisinde kalması önkoşuluyla Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in müzakerelerin yeniden başlaması çabalarına destek vereceklerini ifade etti.

BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı Alexander Downer konusuna da değinen Kiprianu, Downer konusunda daha çok diplomatik icraata gereksinim olduğunu belirterek Rum tarafının Downer’in uzaklaştırılmasını istemesine karşın BM Genel Sekreteri Ban’ın daha geçtiğimiz Perşembe günü Downer’a yönelik desteğini yeniden teyit ettiğini söyledi.

TAK

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.