Beşparmak Düşünce Grubu, KKTC Cumhuriyet Meclisi’nin gündeminde yer alan ve kamuoyunun bilgisine sunulan Anayasa değişikliklerine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Beşparmak Düşünce Grubu’ndan yapılan açıklamada, konun aceleye getirildiği savunularak, Anayasa gibi önemli bir konun daha rahat bir ortamda tartışılması gerektiği görüşü dile getirildi.

Anayasa değişikliğine ilişkin çelişkili öneriler olduğu ve bu durumun taslağın bütünlüğünü kuşkulu duruma getirdiği öne sürülen açıklamada, “Örnek olarak 15’inci maddeye getirilen değişiklikle ölüm cezası kaldırılırken, yasama dokunulmazlığı konulu 84’üncü maddede ölüm cezasından söz edilmektedir” ifadelerine yer verildi.

Açıklamadaki diğer değerlendirmeler ise şöyle:

“Değişiklik önerileri, Anayasa’ya yapılan ‘tüzük ya da yönetmelik konusu olan ayrıntıları da içerdiği’ yönündeki eleştirilere ters biçimde ayrıntı içermektedir.

Yargıya ve Sayıştay’a daha fonksiyonel bir yapı kazandırıldığı değerlendirilmektedir.

Bir anayasal kuruluş olması öngörülen YÖDAK’la ilgili kuralların kısıtlayıcı özelliği olup özellikle üniversitelerimizin akademik özerkliği konusunda kuşkulu bir durum yaratmaktadır.

Parlamentonun çalışmasına ve parlamenterlerin mal beyanı konusuna getirilen düzenlemeler uygun olarak değerlendirilmiştir.

Temel hak ve özgürlüklere getirilen ek ve açılımların olumlu olmasına karşın, yer yer gereksiz ayrıntılara girildiği görülmektedir. Ayrıca kulağa hoş gelmesine karşın, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ile Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına bir tür anayasal nitelik kazandırmanın, hem Anayasa tekniğine ters olduğu, hem de bizim özel durumumuzda sakıncalar yaratacağı değerlendirilmiştir.

“KAMU GÖREVLİLERİNE SİYASİ PARTİLERE GİRME HAKKI VERİLMESİNİN BAZI SAKINCALAR YARATMA POTANSİYELİ VAR”

Hiçbir ayırım yapmadan tüm kamu görevlilerine siyasal partilere girme hakkının verilmesinin, bazı sakıncalar yaratma potansiyeli taşıdığı değerlendirilmiştir. Bazı kurumlarda (örneğin Sayıştay’da) görev yapan kamu görevlileri için siyasal parti üyeliği konusu ciddi bir değerlendirme gerektirmektedir. Bu bakımdan konuyu yasaya bırakmanın daha doğru olduğu değerlendirilmiştir.

Yerel yönetim organlarında en çok üç dönem seçilebilme kuralı getirilirken, Cumhurbaşkanı ile milletvekilleri için sessiz kalmanın ciddi ve kabul edilemez bir ayrımcılık olduğu değerlendirilmiştir. “

TAK