1. HABERLER

  2. KIBRIS

  3. BU BİR CİNAYETTİR
BU BİR CİNAYETTİR

BU BİR CİNAYETTİR

Bu bir cinayettir

A+A-

Gül ÇAKIR

Sosyal Hizmet Uzmanı Barış Basel, 2,5 yaşındaki Doğa Çiçek’in trafik kazasında hayatını kaybetmesinin ülke insanının yüreğine büyük bir acı olarak düştüğünü vurguladı

Ada TV’de yayınlanan Gündeme Bakış programına konuk olan Sosyal Hizmet Uzmanı Barış Başel, son haftalarda ardı arkası kesilmeyen ölümlü trafik kazalarla ilgili açıklamalarda bulundu. Basel, bu konuda halkın bazen yanlış kişileri suçlayabildiğini savunarak, bunu denetleyen, planlayan ve yasal süreci belirleyen yöneticiler olduğunu, esas adresin onların olması gerektiğine dikkati çekti.

Bir anda birisinin hayatımızı yerle bir edebileceğini, bunun aslında herkes için bir tehdit olduğunu belirten Basel, artık herkesin bütün bu sosyal sorunların farkındalığına vurgu yaptı. Buna rağmen sadece günün kurtarılma olayının var olduğunu savunan Barış Basel, şunları kaydetti;

“Biz gaz sızıntısı içerisinde yaşıyoruz. Her an kibrit çaksanız patlama olabilir. İnsanları sakın ola beklemeyin ki; sosyal patlama olduğunda bireyler toplanacak, devlet malına zarar verip ortalığı yakıp yıkacak. O iç çatışma dediğimiz çatışma kültürüdür ki artık biz oraya doğru gidiyoruz. O öfke kültürü hınç, intikam kültürüne dönüştü. Bu ayrımcılık tohumlarıyla birlikte, bu bakış açısıyla birlikte bir sonraki aşaması linç kültürüne dönüşecek. Karşıt gruplar ve görüşler olarak birbirimizi vurup parçalamaya başlayacağız.”

“BU BİR CİNAYETTİR”

İnsanların birçoğunun artık kaybedecek bir şeyi olmadığını, yöneticilerin bir çoğunun da farkında olmadığının bu olduğunu dile getiren Basel, yoksulluğun bir ülkede temel mücadele alanı olması gerektiğini savundu. Basel, insanların eşit bir gelir dağılımına sahip olmasının önemini belirterek sözlerine şöyle devam etti;

“Bizler, devlet sektöründe çalışanlarla özel sektörde çalışanlar, asgari ücretle çalışanları ve bu uçurumun her geçen gün daha da çok büyüdüğünü görüyoruz ve baktığınız zaman bir soygun düzenine dönüşmüştür. Öğrencilere kiralanan evler 300-400 sterlin. Bunlarla ilgili olarak, bunu alıp bankaya istiflerken bir sıkıntınız yok herhalde ama iki öğrenci grubu çatıştığı zaman “bunları gönderin gitsinler”. Alırken iyi ama bir sorun çıktığı zaman sen neden ondan sorumlu değilsin? Bu yolların üzerinde direksiyon sallayan biziz, bireyler olarak neden kendimize sormuyoruz? O şekilde dikkatsiz araç sürmek bir cinayet. Bu öğrenci olsun, iş insanı olsun fark etmez. Bu bir cinayettir. Bu hepimizin yüreğine büyük bir acı olarak düştü.”

“BOĞAZLARDA BİR İLMİK, POLİTİK BİR BASKI VAR”

Geçirilen ölümlü kazanın bir cinayet olduğunu savunan Başel, bunun olmasının ardından tek söylenilebilecek olanın ölenlerin ailelerine sabır dilemek olduğunu kaydetti. Bu olanların artık bir kader olmadığını ve bunu kabul etmek durumunda kalmamak gerektiğini vurguladı.

Başel şöyle dedi:

“Bu sistemi biz yarattık ve biz değiştirip dönüştürebiliriz. Sosyal patlama diyorsunuz. Bir ekonomik belirsizlik, boğazlarda bir ilmik, halkın böyle yönetildiğini görüyoruz. Aslında bir korku kültürü vardır. Politik bir baskı gibi görebilirsiniz bunu. Bu çok doğru bir şey değildir. İnsanların yaşamdan sağladığı doyum düşüyor. Sokakta yürürseniz bir tek gençlerle çocukların yüzünde gülümseme görebilirsiniz. Biz bezmişiz ve bizden bir şey olmaz ceketiniz de giymişiz. Bari genç insanlara giydirmeyelim bunu. Önce devlet kurumlarını zayıflattık, çünkü kötü yönetildiler. Kurumlara güvenmiyoruz. Şimdi meslek gruplarını zayıflatıyoruz.”

“KİMSE GÜVENDE DEĞİL”

Basının toplumların üzerinde çok büyük bir medya psikolojisi bıraktığı için çok önemli olduğuna dikkat çeken Başel, kurulan bir cümlenin bir grubu bir gruba kırdıracak hatta bir ülkeyi bir diğer ülkeye kırdıracak kadar etkili olabileceğini vurguladı. Ülkede artık herkesin yayıncı ve gazeteci olduğunu, sosyal medyadan yayın yapanlarda genelde nefret söylemi olduğunu ifade etti.
Başel şunları kaydetti;

“Biz bu şekilde yönetilmeyi hak ediyoruz diyoruz. Hangimiz çıkıp da verilen vaatlerdeki sorguladı. Geldikleri zaman hepsi yargılayacağını söylemedi mi? Baktığımızda bu çok ciddi bir karmaşaya neden oluyor. Çünkü her kafadan bir ses çıkıyor. Konuşamayan bir toplum oluyorsunuz. Sosyal medyada iletişim kuran bir toplumu, sosyal bağları güçlü olan bir toplum olarak göremezsiniz. Sosyal bağları güçlü olan bir toplum birbirinin farkındadır. Zaten buna sosyal sermaye deriz. İç güvenlik algımız adli haberlerle öyle bir pompalanıyor ki; kimse güvende değil, herkes birbirinden korkuyor.”

“BİZ KÖTÜ YÖNETİLİYORUZ”

Yüzleşmenin çok önemli olduğuna dikkati çeken Barış Basel, şöyle dedi:

“Biz kötü yönetiliyoruz. Bunun farkında olalım. Bizde artık sağ-sol diye bir şey de yok sadece belli isimler var. Onlar üzerinden sistemin sürekliliğini sağlıyoruz. Demokratik bir ortam değil, bunun farkına varalım. Toplum olarak bir kere demokrasi algımızı yitirdik. Biz daha iyi yönetilmeyi hak eden bir toplumuz. Artık maskenizin düştüğü de çok ortadadır. Mülkiyet konusu gündeme geldiğinde verdiğiniz tepkilerde. Trafiği sosyal sorunları konuşuyoruz ama hala daha aynayı kendimize çevirmiyoruz. Siz Cumhurbaşkanı’nın kaç kere gidip bir rehabilitasyon merkezini ya da sivil toplum örgütünü ziyaret ettiğini gördünüz? “

Ülkede ters işleyen bir süreç olduğunu savunan Sosyal Hizmet Uzmanı Barış Başel, bunun insanlıkla alakalı olan bir olay olduğunu vurgulayarak, toplum olarak bu gibi davranışlara maruz kalan bir halk olduğunu belirtti. Güç birinin eline geçtiği zaman güçsüz olanın ezildiğini kaydetti.

Star Kıbrıs

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.