1. HABERLER

  2. KIBRIS

  3. ÇEVRENİN VE DOĞAL KAYNAKLARIN KORUNMASI
ÇEVRENİN VE DOĞAL KAYNAKLARIN KORUNMASI

ÇEVRENİN VE DOĞAL KAYNAKLARIN KORUNMASI

Taş Ocakları Vakfı (TAŞOVA), “Çevrenin ve Doğal Kaynakların Korunması” ile “İş Sağlığı ve Güvenliği” konularında çalıştay düzenledi.

A+A-

BAKIRCI, “ÇEVREYE EN AZ ZARAR VERECEK ÇÖZÜMÜ BULMAK MECBURİYETİNDEYİZ “

GÜRPINAR: “PATLATMADAN ORTAYA ÇIKAN TOZ HENÜZ CİDDİ BİR SORUN OLARAK DEVAM ETMEKTEDİR” DEDİ

Taş Ocakları Vakfı (TAŞOVA), “Çevrenin ve Doğal Kaynakların Korunması” ile “İş Sağlığı ve Güvenliği” konularında çalıştay düzenledi.

Kıbrıs Türk Mimar Mühendisler Odası Birliği’nde saat 09.30’da başlayan Çalıştay 27 Kasım’a kadar devam edecek. Çalıştayın açılış konuşmalarını sırasıyla, Taş Ocakları Vakfı Başkanı Bektaş Göze, Çevre ve Doğal Kaynaklar Bakanı Hamit Bakırcı ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Aziz Gürpınar yaptı.

BEKTAŞ GÖZE

Taş Ocakları Vakfı Başkanı Bektaş Göze, örgüt olarak her yıl Dünya Madenciler Günü etkinlikleri çerçevesinde, Taş Ocakçılığı’nı gündeme getirmek için etkinlikler düzenlediklerini belirterek, amaçlarının ülkede taş ocaklarıyla çevre arasında bir uyum sağlanması konusunda çalışma yapmak ve sürdürülebilir bir taş ocakçılığı sektörü yaratılmasına katkı koymak olduğunu söyledi.

Son yıllarda çevre kaygısı nedeniyle Taş Ocakçılığının büyük eleştirilere hedef olduğunu belirten Göze, TAŞOVA’nın konuyla ilgili bilinci arttırmak için gerçekleştirdiği faaliyetler hakkında bilgi verdi. Göze, KKTC’nin bir ada devleti olduğunu ve doğal kaynaklarının oldukça kısıtlı olduğunu belirterek, “Ülkedeki en önemli sektör olan yapı sektörünün en önemli giderlerinden olan agrega taş ocaklarında üretilmektedir. Agregasız beton, asfalt yani yol ve bina düşünülemeyeceğine göre taş ocakçılığından vaz geçmeyeceğimiz açıktır” dedi.

Üretimin doğa ile insan arasında gerçekleştirilen bir eylem olduğuna işaret eden Göze, bu eylemde hem doğanın, hem insanın korunması, hem de eylemin sürdürülebilir olmasının asıl olduğunu kaydetti.

Göze bu eylemde iş sağlığı ve güvenliğiyle insanın korunmasının ve çevre korumayla da doğanın korunmasının göz ardı edilmemesi gerektiğini söyleyerek, bu çalıştayın aynı zamanda bu konuda iş sağlığı ve güvenliği konusunda iki toplumlu ilk etkinlik olduğunu belirtti.

BAKAN BAKIRCI

Çevre ve Doğal Kaynaklar Bakanı Hamit Bakırcı, bu çalıştayın yapılmasından büyük bir gurur duyduğunu belirtti.

Çalıştayların tarafların ortak noktada buluşması için çok önemli olduğunu söyleyen Bakırcı, KKTC’de 19 taş ocağı ruhsatı olduğunu bunların 16’sının aktif çalıştığını ancak çalıştaya sadece 4 işletmenin katılmasını eleştirdi.
İnsanların daha rahat yaşayabilmesi için doğal madenlerin kullanıldığını dile getiren Bakırcı, çevreye en az zarar verecek çözümü bulmanın mecburi olduğunu belirtti.

Bakırcı, göreve geldiği 2.5 ayda hiçbir şeyin düzgün gitmediğini gözlemlediğini belirterek, bunun sebebinin de toplumun duyarsızlığı olduğunu kendilerinin görevinin ise bunu anlatmak ve açıklamak olduğunu söyledi.

CMC’nin, çöplerin, atık suların  çevreyi  ayrı ayrı kötü yönde etkilediğine işaret eden Bakırcı, atık su merkezlerinin çoğunun belediyelerin yetkisinde olduğunu ve çalışmadığını vurguladı.

Bakırcı, “Çalışmayan tesisin orda durmasının bir anlamı yok zaten, işletemeyeceklerse yüklenmeyecekler. Özelleştirmeye toplum olarak karşı çıkıyoruz tamam o zaman özelleştirmeyeceksek işletelim” dedi.
Aktif faaliyette olan 16 taş ocağının bir kısmının çok duyarsız şekilde çalıştığına işaret eden Bakırcı, “Eleştiriye kendimizden başlayalım, Karayollarına ait taş ocağının kanserleşmiş bir doku olarak ülkenin ortasında duruyor” dedi.

Bakırcı, taş ocağının faaliyetlerini sürdürürken çevreye en az zarar verecek yöntemi tespit etmek için çalıştıklarını kaydederek, taş ocaklarının çevreye verdiği gözle görülür zararlarını anlattı. Amaçlarının en hızlı şekilde taş ocaklarını nasıl rehabilite edebilecekleri olduğunu belirten Bakırcı, bunu zamana ve sürece yayacak lüksleri olmadığını belirtti.

Bakırcı, bakanlık olarak taş ocaklarına 29 maddelik koşul koyduklarını ve denetlemelerde bulunduklarını ve bu denetlemelerin ardından yenilenme izinlerini imzaladıklarını, uygulamada eksiklik olması halinde gerekli olan cezai yaptırımların kapatma da dahil yapılacağını vurguladı.

GÜRPINAR

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Aziz Gürpınar ise, taş ocaklarının ıslah edilebilmesi, çevreye daha az zarar verebilecek şekilde üretim gerçekleştirilebilmesi için ve aynı zamanda orada çalışan insanların daha sağlıklı bir ortama sahip olması için çeşitli çalışmalar yapıldığını belirtti.

Taş ocaklarının duyarlı çalışmaması halinde sonuçların çok kötü olduğunu ifade eden Gürpınar, geçmişte dikkat edilmemesi nedeniyle bugün hoş olmayan olaylarla karşı karşıya kalındığını söyledi.

Gürpınar, ayrıca taş ocaklarında çalışanların iş sağlığı ve güvenliği açısından maruz kaldıkları konumun da son derece önemli olduğunu belirterek, taş ocakçılığında çalışanların risklerinin de çok çeşitli olduğunu kaydetti.

Geçmişte, yürütülen çalışmalar sonrasında en büyük risk olan tozu ıslak çalışma yaparak minimize ettiklerini anlatan Gürpınar, “patlatmadan ortaya çıkan toz henüz ciddi bir sorun olarak devam etmektedir” dedi.

Toz kirliliğin yanı sıra mekanik tehlikelerin de söz konusu olduğunu ifade eden Gürpınar, inşaat alanları içerisindeki iş makinelerinin yarattığı trafikten ve malzemenin taşınma zorunluluğundan doğan tehlikeler bulunduğunu da söyledi.

İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası ve tüzükler olduğuna işaret eden Gürpınar, istenilen noktada olunmamasının bilinç eksikliği ve duyarsızlıktan kaynaklandığını belirtti. Gürpınar, devletin sadece yasa yapmakla kalmaması gerektiğini, hem düzenleyici hem denetleyici rolünün de aktif olması gerektiğini belirtti.

Gürpınar, yasanın gereği olarak risklerin belirlenmesi ve bunlara karşı alınacak tedbirlerin ortaya konulması için “risk değerlendirme”  raporlarının hazırlanması gerektiğini ifade ederek, taş ocaklarının çalışmalarını yürütebilmesi için izinlerinin her yıl yenilendiğini ve bu raporların koşul olarak kullanılabileceğini söyledi.

Ülkede yılda, kayıtlı 250-300 arası iş kazası meydana geldiğini ve 6-10 kişinin öldüğünü anımsatan Gürpınar, daire olarak mevcut kapasitelerini bu işe yoğunlaştırma kararlılığında olduklarını da kaydetti.

TAK

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.