1. HABERLER

  2. KIBRIS

  3. ÇIKIŞ YOLU VAR
ÇIKIŞ YOLU VAR

ÇIKIŞ YOLU VAR

Çıkış yolu var

A+A-

Kıbrıslı Türk Müzakereci Kudret Özersay, kapsamlı müzakere sürecinde bazı sıkıntılar bulunduğunu ancak bir çıkış yolu bulmanın mümkün olduğunu söyledi.

KIBRIS Gazetesi’ne müzakere sürecinin bundan sonrasını değerlendiren Özersay, müzakere sürecinde ikinci aşamanın sona erdiğini, üçüncü aşamaya geçilmesiyle ilgili Kıbrıs Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in bazı şartlar ortaya koyduğunu, müzakereciler arasında Güven Yaratıcı Önlemler (GYÖ) konusunda varılan anlaşmaları da açıklamaktan kaçındığını belirtti.

İki lider arasında 24 Temmuz’da gerçekleşen son görüşmenin ardından müzakereler tıkanırken, eylülde yapılacak olan BM Genel Kurulu açılış toplantısına kadar Kıbrıs konusunda herhangi bir gelişme beklenmiyor.

Sürecin yeniden canlanmasının beklendiği eylül öncesi güneyde, Nikos Anastasiadis, Siyasi Parti Başkanlar Konseyi ile üç kez toplanacak. Diğer yandan kuzeyde ise Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, KKTC Meclis Genel Kurulu’nu  müzakereler hakkında bilgilendirecek ve Meclis Platformu ile bir toplantı gerçekleştirerek süreçle ilgili parti liderlerinin görüşlerini alacak.

 

Süreci tıkayan ön şart

Müzakereci Kudret Özersay, Kıbrıs Rum tarafının bu güne kadar iki taraf arasında sağlanan yakınlaşmaları kabul etmemesi ve bunun yerine üçüncü aşama olan al-ver’e geçilebilmesi için tarafların kendilerine göre yakınlaşma saydıkları konuları listelemelerini istemesinin süreci tıkayan bir ön şart olduğunu kaydetti.

“Kıbrıs Türk tarafının böyle bir ön şartı kabul etmesi mümkün değildir” diyen Özersay, ‘tüm konular üzerinde anlaşmaya varılmadan hiçbir konu üzerinde anlaşılmış sayılmaz’ prensibinin, Kıbrıs Rum tarafına geçmişte varılan yakınlaşmaları reddetmesi için hiçbir şekilde bir zemin sağlamadığının altını çizdi.

Kudret Özersay, “Tarafların üzerinde anlaştıkları konuları sonradan değiştirmenin tek yolu anlaşma sağladığınız tarafın rızasıyla ve onunla yeniden müzakere etmek yoluyla gerçekleşebilir. Siz anlaştığınız şeyi, ‘bütün konularda anlaşma sağlanmadan hiçbir konuda anlaşılmış sayılmaz’ prensibine dayalı olarak tek yanlı biçimde değiştirebilirim diyorsanız, ortada müzakere yok demektir aslında” dedi.

 

Geçmişte varılan anlaşmalar tartışmalı değil

“Kıbrıs Rum tarafının istediği ön şart, basit prosedürel bir şey olarak gösterilmeye çalışılıyor. Ama kesinlikle öyle bir şey değil. İstenilen, geçmişte anlaşılmış olanlarla ilgili olarak tarafların bunları dilediği gibi, tek yanlı bir biçimde değiştirebilmesi ve tarafların bunlar arasından beğendiklerini seçip beğenmediklerini bir kenara koyabilmesi şeklinde bir yaklaşımdır” diyen Özersay, geçmişte süreçlerde tarafların vardıkları yakınlaşmaları yine birlikte kağıda dökerek bir kopyasını da BM’ye verdiğini, bu nedenle geçmişte varılan anlaşmaların tartışmalı olamayacağını ifade etti.

Kıbrıs Rum tarafının, tarafların ayrı ayrı bu anlaşmalar arasından beğendiklerini seçmesi, böylece Kıbrıs Rum kamuoyuna verilen “Ben bunlarla bağlı değilim. Bizi sıkıntıya sokmayacak olanları çekip aradan alacayım” sözünü bir anlamda kendince yerine getirmek için müzakere masasına ön şart olarak koyduğuna işaret etti.

Özersay, ön şart koyup müzakere etmenin süreci geciktirmekten başka işe yaramayacağını ve sorgulanması gereken bir yaklaşım olduğunun altını çizdi.

 

BM sıkıntıyı aşmak için çalışıyor

BM’nin şu andan farklı kanallar yoluyla iki taraf arasındaki sıkıntıyı aşmak için çalıştığını belirten Özersay, hem BM’nin hem de müzakerecilerin asli görevinin sıkıntıları aşmak olduğunu söyledi.

Özersay sözlerine şöyle devam etti:

“Geçmişte anlaşılanları yitirmeden bulunabilecek bir uzlaşıyla bu sıkıntıyı aşmaya çalışıyoruz. Bizim için çözümün gecikmemesi çok önemli bir şeydir. Şu anda Rum tarafı yine ‘bir şartım var kabul etmezseniz bir sonraki aşamaya geçmeyiz’ diyor. Bir sonraki aşamaya geçmeyiz ama Kıbrıs sorunu da çözülmemiş olarak kalır. Demek ki sen bundan pek rahatsız değilsin.”

 

Bir çıkış yolu bulmak zorundayız

Müzakereci Özersay, iki taraf arasında geçmişte sağlanan yakınlaşmaların Kıbrıs Rum liderliğince kabul görmemesinin, müzakerelere harcanan o kadar yıllık birikimin sıfırla çarpılması anlamına geldiğini belirtti ve şunları ekledi:

“Bunu Kıbrıs Türk tarafının kabul etmesi söz konusu değildir. Onun için bir çıkış yolu bulmak durumundayız.

Bir şekilde bir orta noktası, bir çıkış yolu bulmak mümkündür. Biz daha önce Kıbrıs Rum tarafına, eğer siyaseten verdiği sözler bağlamında bir şey yapma ihtiyacı hissediyorsa, Kıbrıs Türk tarafı olarak bazı yaratıcı formüllerle, onu da siyaseten çok zora sokmayacak biçimde bu sıkıntının aşılabileceğini kendisine anlattık; kendisi de bunu biliyor. BM aracılığıyla belki bu bir biçimde şekillendirilir ve sıkıntı aşılır. Zaten BM’nin görevi de tarafların görevi gibi müzakerecilerin görevi gibi sıkıntıları aşmak değil mi?”

KIBRIS

 

 

 
Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.