1. HABERLER

  2. KIBRIS

  3. CUMHURBAŞKANLIĞI, "AİHM KARARI HUKUKİ DAYANAKTAN YOKSUN, SİYASİ NİTELİKLİ BİR KARAR”
CUMHURBAŞKANLIĞI, "AİHM KARARI HUKUKİ DAYANAKTAN YOKSUN, SİYASİ NİTELİKLİ BİR KARAR”

CUMHURBAŞKANLIĞI, "AİHM KARARI HUKUKİ DAYANAKTAN YOKSUN, SİYASİ NİTELİKLİ BİR KARAR”

Cumhurbaşkanlığı, AİHM'in Türkiye aleyhine verdiği 90 milyon euro'luk tazminat kararını değerlendirdi.

A+A-

“HUKUKİ DAYANAKTAN YOKSUN, ADALET İLKELERİYLE BAĞDAŞMAYAN SİYASİ NİTELİKLİ BİR KARAR”

“KARAR, ZAMANLAMASI AÇISINDAN DA MANİDAR”

“TÜRKİYE, KIBRIS TÜRK HALKINI KATLİAMLAR VE MEZALİMDEN KURTARDIĞI İÇİN CEZALANDIRILMIŞTIR. AİHM’İN ALMIŞ OLDUĞU KARARIN ANLAMI BİZCE BUDUR VE TARİH BUNU BÖYLE YARGILAYACAKTIR”

“ÖZE YÖNELİK MÜZAKERELERİN BAŞLADIĞI BİR AŞAMADA BÖYLE BİR KARARIN ALINMASI, TARAFLARDAN BİRİNE, ÜSTELİK HAKSIZ YERE, SİYASİ VE PSİKOLOJİK AVANTAJ SAĞLAYACAK BİR TUTUM İÇİNE GİRİLMESİ GERÇEKTEN DÜŞÜNDÜRÜCÜ”

 KKTC Cumhurbaşkanlığı, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) Türkiye aleyhine verdiği 90 milyon Euro’luk tazminat kararının “hukuki dayanaktan yoksun, adalet ilkeleriyle bağdaşmayan, siyasi nitelikli bir karar” olduğunu belirtti.

Cumhurbaşkanlığı, kararın zamanlaması açısından da manidar olduğuna işaret etti ve öze yönelik müzakerelerin başladığı aşamada verilen bu kararın, taraflardan birine haksız yere siyasi ve psikolojik avantaj sağlayacak tutuma girilmesinin düşündürücü olduğunu vurguladı.

Cumhurbaşkanlığı Basın Bürosu’ndan yapılan yazılı açıklamayla, AİHM kararı değerlendirildi.

“Bu kararla AİHM maalesef adalet ilkelerini ters yüz etmiş, Kıbrıs dramının esas suçlularını göz ardı edip suçsuzu cezalandırma yoluna gitmiştir” denilen açıklamada, şu ifadelere yer verildi:

“HAKKANİYET VE ADALET İLKELERİNE TERS DÜŞTÜ”

“1963-1974 döneminin toplu katliamlarını; Kıbrıs Türk halkının 103 köyden silah zoruyla atılıp dörtte birinin göçmen durumuna getirilmesini ve 11 yıl süreyle Ada topraklarının yüzde 3’ünde hapis hayatı yaşamaya mahkum edilmesini; bu dönem içerisinde çoğu kadın ve çocuk olmak üzere 502 sivil kaybımızın bulunduğunu, 1974 Türk Barış Harekatı’na sebebiyet veren hadisenin Rum-Yunan darbesi olduğunu ve Türkiye’nin 1960 Garanti Antlaşması’nda ifade bulan hak ve yükümlülükleri gereği bu kurtarma harekatını yapmak zorunda bırakıldığını göz ardı eden Mahkeme, bu kararla her türlü gerçekçilik, hakkaniyet ve adalet ilkelerine ters düşmüştür.”

“TARAFLARDAN BİRİNE HAKSIZ AVANTAJ SAĞLAYACAK TUTUM DÜŞÜNDÜRÜCÜ”

Cumhurbaşkanlığı açıklamasında, kararın zamanlaması açısında da manidar olduğu ifade edilerek, Kıbrıs’ta bir uzlaşıya yönelik tam teşekküllü görüşmelerin devam ettiği ve öze yönelik müzakerelerin başladığı bir aşamada böyle bir kararın alınmasının, taraflardan birine, üstelik haksız yere, siyasi ve psikolojik avantaj sağlayacak bir tutum içine girilmesinin gerçekten düşündürücü olduğu kaydedildi.

“TAZMİNAT ÖDEMESİ GEREKEN KIBRIS RUM YÖNETİ’NİN KENDİSİ”

“Kıbrıs konusunda tazminat ödemesi gereken bir taraf varsa, bunun Kıbrıs Türkü’nün her türlü insan hakkını ihlal etmiş ve uyguladığı ambargo ve izolasyonlarla ihlal etmeye devam eden Kıbrıs Rum Yönetimi’nin kendisi” olduğu vurgulanan Cumhurbaşkanlığı açıklamasında, şöyle denildi:

“TARİH BÖYLE YARGILAYACAK”

“Kıbrıs Rum Yönetimi, silah zoruyla gasp etmiş olduğu sözde ‘Kıbrıs Cumhuriyeti’ sıfatıyla Avrupa Hukuk sistemini siyasi amaçlarla istismar etmiş, AİHM ise buna izin vermekle kalmayıp Kıbrıs Türkleri ve onların çektikleri acıları yok farz etmiştir. Türkiye, Kıbrıs Türk halkını katliamlar ve mezalimden kurtardığı için cezalandırılmıştır. AİHM’in almış olduğu kararın anlamı bizce budur ve tarih bunu böyle yargılayacaktır.”

TAK

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.