1. HABERLER

  2. KIBRIS

  3. DENİZLERİMİZ PİSLİKTEN GEÇİLMİYOR..
DENİZLERİMİZ PİSLİKTEN GEÇİLMİYOR..

DENİZLERİMİZ PİSLİKTEN GEÇİLMİYOR..

Lağım sularını denize dökmeyen kalmadı..

A+A-

Deniz kıyılarını parselleyen lüks oteller lağım sularını da borularla denize boşaltıyorlar. Çevre Dairesi'nin 400 metreye kadar izin vermesi hayret uyandırdı... Denizlerimiz pislikten geçilmiyor... Arıtma tesis zorunluluğu getirilmeyen otellerin çevreye verdiği zarar çok büyük...

Girne... İçine girme mi dedin ahbap? Girerim... Sorma mı dedin? Sorarım... Neydin ne oldun... Daha ne olacaksın... Sen artık mazide kalan eski bir sevgiliden başka bir şey değilsin... Şimdi seni Lawrence Durrel de görse tanımaz... Nasıl da yanar tutuşurdu oysa üstad...

Zeytin, portokal ve limon dalları arasından sızan o büyülü yüzün nasıl da çılgına çevirirdi bedbaht İngilizi...

Nasıl tanımam seni nasıl... Boğaz sırtlarındaki yamacı döner dönmez çıkarsın karşıma eskisi gibi... Deniz sanki bir çarşaf bazan... Bazan masmavi... Gemlik'e doğru denizi görenler şaşırmadığı gibi, ben de Girne'ye doğru denizi görünce şaşırmam...

Girne... İçine girme mi dedin ahbap? Girerim... Sorma mı dedin? Sorarım...

Nereye kayboldu o zeytinler, o limonlar, o portakallar? Bu Venedik eskisi limanda bir aşağı, bir yukarı yürüyen sakallı tespihli adamlar kim? Tanışmasak da hemşerilerimi ben yüzlerinden tanırım...

O adamları neden tanımam... Neden onlar bu şehrin sahibi, ben de kiracısı gibiyim... Rum idi, Türk mü oldu? Çanlar çalmıyor, ezan mı okunuyor? Denize nazır tahta sıraların altındaki kabak çekirdekleri de mi ondan?

Üç mil... Beş mil...

Altı buçuk mil... Hep hayal mi oldu çoktan? Şimdi bir deniz kıyısına otursam... Denize baksam... Bir yabancı sanırlar beni... Geçilmez oldu yollar rulet şakırtılarından... Gözlerime baksa utanırım... Adresi artık onlar sormaz... Ben sorarım...

Akdeniz mi bu deniz? Bin şahit ister... Tuz bile kokmaz artık... Yüzlük kokar! Doksan dokuz değil, yüz numara... Hem de beş yıldızlı...

Merit

Cratos vesaire…

Boşaltın nesi varsa Cratos demek devlet ahbap...

Ne sandın ya.. Girne'den bağladık bu yolu Anadolu'ya... Önce yol... Sonra boru.. Denizi yuttu. Da Akdeniz'de bir sevinci olan ırkım ses çıkarmadı buna da... Çevreci ahbap denize beleşe girme mücadelesi veriyor hala!

Mutlu Barış Harekatı.... İtirazınız mı var? Mutluluktan geberiyoruz değil mi? Önce toprak... Sonra dağ... Sonra da deniz gitti... Paslı gidip şen dönenler de gördü... İki bayrak... Bir tarak... Bir de yüznumaralık deniz...

Girne Kalesi'nin burçlarıa oturmuşum... Oturmuş da bir türkü tutturmuşum... "Girne’nin orta yeri kışla Benden selam olsun Larnaka'ya Kör olma da gör beni... Borudur boru Girne’nin işi"

Bak çevreci ahbap... Bak "Bu memleket bizim" diye haykırıp duran delikanlı... Çevre Dairemiz vermiş bu izni... Götür borunu... At denize... Uzat dört yüz metreye kadar... Yirmi metre denizin altından... Dök pisliğini dökebildiğin kadar... Akdeniz'de yüzen kayıklar... Burnunu tıkar... Dört tarafımız deniz... Dört tarafımız koktu...

Girne... İçine girme mi dedin ahbap? Girerim... Sorma mı dedin? Sorarım... Kimdir be bunlar? Burası benim memleketim... Benim yurdum... Al ruletini başına çal... Topla kabak çekirdeğini, al ruletini ve çek git... Eskiden Rumdu, ama bizimdi... Türk olunca onu kaybettik... Girmem içine gayrı... Gidersem cehenneme giderim!

Afrika

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.