Lefkoşa Ağır Ceza Mahkemesi’nde 7 yaşındaki oğlu Mustafa’yı öldürdüğü iddiasıyla yargılanan sanık Erol oğlunu döverek öldürdüğünü kabul ederken, tecavüz iddialarının yer aldığı ifadeyi polisin işkencesiyle imzaladığını ileri sürdü. Diker söz konusu iddiayı mahkemenin dünkü duruşmasında avukatı Özkul Özdevim aracılığıyla beyan etti. Mahkeme Başkanı Bahar Saner, bu iddialar üzerine duruşma içinde duruşma yapılması amacıyla davayı 24 Haziran Pazartesi gününe erteledi.

Bahar Saner başkanlığında Kıdemli Yargıç Nüvit Gazi ve Yargıç Musa Avcıoğlu’ndan oluşan Lefkoşa Ağır Ceza Mahkemesi’nin baktığı cinayet davasında, iddia makamı Başsavcılığı, Savcı Ahmet Varol, sanık Erol Diker’i ise avukat Özkul Özdevim temsil ediyor.

Savcı Ahmet Varol, dünkü duruşmada, Hacettepe Üniversitesi Fen Bilim Dalı Öğretim Görevlisi Doç. Dr. Osman Sert ve tahkikat subayı olan Cürümleri Önleme Şubesi Amiri Müfettiş Aslan Coşkun’u dinletti.

Kayboldu dendiği gün öldürülmüştü

Hacettepe Üniversitesi Fen Bilim Dalı Öğretim Görevlisi Doç. Dr. Osman Sert, 7 yaşındaki Mustafa Diker’in babası, üvey annesi ve amcası tarafından basına ve polise kaybolduğu yalanının söylendiği tarih olan 7 Nisan 2012 tarihinde saat 19.06 öncesinde öldürüldüğünün tespit edildiğini açıkladı ve hazırladığı raporu okuyarak emare 40 olarak mahkemeye ibraz etti.

30 yıldır Böcek Bilimi Uzmanlığı yapan ve ceset üzerinden alınan larva ve sineklerden ölüm zamanını tespit eden Doç. Dr. Osman Sert, şahadetinde bir ölüm olduğu andan itibaren 5 dakika içerisinde ilk sineğin geldiğini ve 30 dakika içerisinde cesede yumurta bıraktığını anlattı. Avukat Özkul Özdevim, ölüm zamanının doğru olmadığını iddia etti ancak uzman tanık bu iddiaları ret etti.

Korkunç ifadeler

Cinayet davasının 54’üncü tanığı olan tahkikat subayı Müfettiş Aslan Coşkun, 7 yaşındaki Mustafa Diker’in öldürülüp atıldığı çöplükte bir vatandaş tarafından bulunmasından sonra, o dönem Adli Şube Amiri olan Başmüfettiş M. Barış Sel tarafından olaya tahkikat memuru olarak atandığını söyledi. 

Coşkun, otopsi emrini, sanıkların ve çocuğun kıyafetleri ile eşyaları olmak üzere toplam 37 emareyi mahkemeye detay vererek sundu. Davadaki toplam emare sayısı 78’e ulaştı. 

Aslan Coşkun, sanık Erol Diker’in kendisine hitaben “Mustafa’yı döve döve öldürdüm. Sonra İbo’yla birlikte Taşkent’teki çöplüğe attık” ifadelerinin yer aldığı gönüllü ifadeyi mahkemeye sundu. 

Coşkun, 17 Nisan 2012 tarihinde sanık Erol Diker’in kendisiyle görüşmek istediğini ve “Amirim söylemek istediğim bazı şeyler var ama nasıl söyleyeceğimi bilemiyorum. Utanıyorum ama anlatmak ve kurtulmak istiyorum” dediğini söyledi.

Bunun üzerine 7 yaşındaki Mustafa Diker’e nasıl tecavüz ettiğini anlatan gönüllü ifadenin ibrazına avukat Özkul Özdevim itiraz etti.

“Müvekkilime işkence yapıldı”

   Avukat Özkul Özdevim, müvekkilinin tutukluluğu boyunca işkencelere maruz kaldığını ve tecavüzün yer aldığı ifadeyi Müfettiş Aslan Coşkun’un hazırladığını iddia etti.

Özdevim, müvekkiline elektrik verildiğini, başının tuvalete sokulduğunu, üç gün boyunca falakaya yatırıldığını, çırılçıplak bırakılarak dövüldüğünü, sürekli tehdit gördüğünü, şişe ile tecavüz edildiğini ileri sürdü.

Özdevim, şöyle devam etti:

“Müvekkilimin tutukluluğu boyunca her akşam düzenli olarak işkence yapıldı. İşkenceye Aslan Coşkun’un yanında H.Ö ve Halil isminde iki polis memuru katıldı. 14 Nisan tarihinde yüzü bere ile kapatılıp Polis Genel Müdürlüğü binasının damına çıkarılarak uzun süre orada bekletildi. İşkenceler yapılırken, mavi çöp bidonu içerisine buz kondu ve falaka sonrası buz kullanıldı. Sanık yere yatırıldığında başına H.Ö ayakları ile bastı. Ağzına siyah bir bere sokuldu. Her işkence sonrası kendisine iki adet ağrı kesici hap verildi. Ayakları suya koyularak, cinsel organına elektrik verildi. O anlarda saçları dahi havaya dikiliyordu. Aslan Coşkun da müvekkilime bizzat elektrik verdi. Bu nedenle bu ifadenin emare yapılmasına itiraz ederim.” 

Başkan Bahar Saner, bu iddialar üzerine duruşma içinde yapılmak üzere davayı 24 Haziran Pazartesi gününe erteledi.

(KIBRIS)