1. HABERLER

  2. KIBRIS

  3. “EKİM’DE NE OLACAK?”
“EKİM’DE NE OLACAK?”

“EKİM’DE NE OLACAK?”

2. Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat katıldığı bir TV programında çeşitli konuları değerlendirdi.

A+A-

İkinci Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, UBP ile CTP-BG’nin hükümette bir araya gelmesinin tabana yönelik zorluklarını bildiğini, ancak esas olanın; iyi bir hükmet programında anlaşma sağlanması olduğunu vurguladı.

Talat, halkın CTP-BG’ye birinci parti olarak hükümet görevi verdiğini ve CTP-BG’nin hükümetin dışında kalmaması gerektiğini ifade ederek, “DP-UG dışında bir seçenek yoktur” şeklinde hareket edilmesi halinde, DP-UG ile pazarlık imkanı kalmayacağını, bu yüzden CTP-BG’nin şu anda iki alternatifi olduğunu ve ikisinin de eşit olduğunu düşündüğünü kaydetti.

Mehmet Ali Talat, Kıbrıs görüşmelerinde Rum lider Nikos Anastasiades’in, Mavroyannis’i görüşmeci atamasında bir kavram kargaşası olduğuna da işaret ederek, bu şekilde görüşmelerde seviyenin düşürüleceğini ifade etti ve bu durumu “40 sene daha bu iş sürer” şeklinde yorumladı.

İkinci Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat’ın ofisinden verilen bilgiye göre, Talat  katıldığı bir televizyon programında ülkedeki konuları değerlendirdi.

Talat, programda gelen bir soru üzerine, adının geçtiği ses kaydı konusunu değerlendirdi. Talat, bu konuya bir kısım basının da alet olduğunu anlatarak, bu kaydın basına servis edilmesini, “her anlamda ahlakdışı”, basında yayınlanmasını ise “basın etiğinin ayaklar altına alınışı” olarak niteledi.

“SES KAYDININ PARA PAZARLIĞI YAPILDI”

Talat, söz konusu kaydın henüz basına aktarılmadan kendisine bilgi geldiğini söyleyerek, bunun üzerine Polis Genel Müdürü ve Başsavcı ile toplantı yaptığını ve ses kaydı üzerinde para pazarlığı yapıldığını aktararak ne yapılabileceğini sorduğunu belirtti.

Talat, bu toplantıda yasalara göre dinlemenin ve bunu yayınlamanın suç teşkil etmediğinin anlaşıldığını anlattı ve 1929 tarihli ceza yasasında çağdaş suçları da kapsamına alacak değişikliklerin yapılması gerektiğini kaydetti. Talat, bu bilgiyi öğrendikten sonra şikayetçi olmaktan vazgeçtiğini söyledi.

Söz konusu kaydın yayınlanmasını engelleme yönünde baskı yapıldığıyla ilgili iddiaların ise tamamen uydurma ve ilgiyi artırma amaçlı “mafyavari” soğuk savaş taktiği olduğunu ifade eden Talat, nitekim hiç kimsenin bu iddianın arkasında durup en ufak somut bir bilgi ortaya koymadığını ifade etti.

YASALAR ÇIKMALI

Talat, Meclisin yürütmeden ayrılması, önemli ve ivedi yasaların yapılması için çalışması gerektiğini ifade ederek, bu konuya bağlı olarak ceza yasasının, bilişimle ilgili yasaların, imar ve kent yaşamı ile ilgili yasaların yenilenmesi ve bulunmayanların da hazırlanması gerektiğini anlattı.

Meclisin profesyonel duruma getirilmesi gerektiğini belirten Talat, kamu görevlilerinde olduğu gibi milletvekillerinin de ikinci iş yapmalarının önlenmesi gerektiğini savundu.

YENİ MECLİS

Seçimleri nasıl değerlendirdiğinin sorulması üzerine Talat, seçimden önce “yeni yüzler” propagandası yapıldığını ve bunun tuttuğunu söyledi. Ancak önemli olanın “yeni yüzler” değil “yeni ve doğru politikalar” olması gerektiğini vurgulayan Talat, marifetin doğru dünya görüşünde saklı olduğunu anlattı. Talat, bu bağlamda Meclisin şimdiki durumunun sevindirici olduğunu söyledi.

HUS ALLAH VERSİN”

Serdar Denktaş’ın UBP ile DP-UG’nin birleşeceği yolunda söylemleri olduğunun hatırlatılması üzerine Talat, “Hus Allah versin” dedi. Bu sözün eski halk ağzında ”inşallah” anlamında kullanıldığını belirten Talat, DP-UG ve UBP’nin birleşmesinin sağda seçenekleri azaltarak toplam sağ oyları gerileteceğini anlattı.

GÖRÜŞMECİLİK YETKİSİ

Kurucu Cumhurbaşkanı merhum Rauf Raif Denktaş dışında Meclis’ten görüşmecilik için yetki alan Cumhurbaşkanı olmadığı iddiasının sorulması üzerine Talat, bunun doğru olmadığını söyledi.

Denktaş’ın da Meclis’ten görüşmecilikle ilgili bir karar çıkartmadığını, iç hukuk bağlamında yetkinin Anayasa ile birlikte okunan Bağımsızlık Bildirgesi’nden alındığını hatırlatan Talat, orada Kıbrıs Türk halkı adına konuşabilecek tek yetkilinin Cumhurbaşkanı olduğunun yazıldığını ifade etti.

Uluslararası hukuk bağlamında ise böyle bir şart olmamakla birlikte halk oyuyla seçilen en üst makam olarak Cumhurbaşkanının muhatap görüşmeci olduğunu söyleyen Talat, iç hukukun Cumhurbaşkanı yerine başkasını öngörmesi durumunda bile uluslararası toplumun gözlerini toplum lideri olarak Cumhurbaşkanına çevirerek onun atama yapmasını bekleyeceğini anlattı.

“40 SENE DAHA SÜRER”

Başka bir soru üzerine Anastasiades’in Mavroyannis’i görüşmeci atamasında bir kavram kargaşası olduğunu belirten Talat, KKTC’de de Özel Temsilcinin bulunduğunu belirterek, bu şekilde görüşmelerde seviyenin düşürüleceğini kaydetti. Talat bunu “40 sene daha bu iş sürer” şeklinde yorumladı.

“Ekim’de ne olacak?” şeklindeki bir soruya karşılık Talat, Anastasiades’in bu tutumu ile meselenin sürüncemede kalacağını söyledi. Talat, Rum basın haberlerinin doğru olması halinde BM Genel Sekreteri Kıbrıs Özel Danışmanı Downer’ın da Mavroyannis’in atanmasını olumlu karşılamasını eleştirdi.

NATO ŞEMSİYESİ

NATO’nun bölgede petrol bağlantılı bir rol üstleneceğine dair bir senaryo olduğu ve bunun da Kıbrıs sorununun çözümü ile bağlantılı olabileceği yolundaki değerlendirme üzerine Talat, bunun gerçekten Kıbrıs sorununun çözümüne bağlı olduğunu söyledi ve NATO şemsiyesinin kurulabilmesi için Kıbrıs’ın NATO üyesi olması gerektiğini belirtti.

Talat, AB’nin askeri güvenlik şemsiyesi olarak da öngörülen NATO’nun bu fonksiyonu yürütebilmesinin şartının da Kıbrıs sorununun çözümü olduğunu hatırlattı.

UBP/CTP-BG KOALİSYONU

UBP ile CTP-BG’nin koalisyon kurabileceği yolundaki görüşü ve bu konuda Ankara’dan telkin gelip gelmediği yönündeki soru üzerine Talat, Ankara’dan böyle bir telkin gelmediğini kesin bir dille ifade etti.

Talat, UBP’nin hükümette iken çok kötü şeyler yaptığını ve halkın günahkar olarak gördüğü herkesi sandıkta bıraktığını savunarak, bu çerçevede UBP’nin bir değişime gittiğini, öte yandan DP-UG’nin UBP’nin yarısını ve Eroğlu’nu bünyesine alarak eklektik bir parti haline geldiğini ileri sürdü.

Zihniyet olarak DP-UG ile UBP’nin aynı olduğunu söyleyen Talat, “Aralarında zihniyet farkı olmadığına göre DP-UG yerine, UBP ile koalisyon kurulmasında ne gibi bir sakınca olur ki bu kadar tepki geliyor” dedi.

UBP’nin yarısının şimdi DP-UG içerisinde olduğunu ve DP-UG’nin bütünüyle Eroğlu’nun vesayetine girdiğini iddia eden Talat, Eroğlu’nun iktidarını koruma pahasına UBP’yi paramparça etmeyi göze aldığını öne sürdü ve bu durumda DP-UG ile kurulacak bir koalisyonda Eroğlu’nun neler yapabileceğinin düşünülmesi gerektiğini ifade etti.

UBP ile CTP-BG’nin bir araya gelmesinin tabana yönelik zorluklarını bildiğini ifade eden Talat, esas olanın iyi bir hükmet programında anlaşma sağlanması olduğunu belirtti.

Talat, halkın CTP-BG’ye birinci parti olarak hükümet görevi verdiğini söyledi ve CTP-BG’nin hükümetin dışında kalmaması gerektiğini ifade etti.

İKİ ALTERNATİF

Talat, DP dışında bir seçenek yoktur şeklinde hareket edilmesi halinde, DP-UG ile pazarlık imkanı kalmayacağını hatırlattı. 2. Cumhurbaşkanı, CTP-BG’nin şu anda iki alternatifi olduğunu ve ikisinin de eşit olduğunu düşündüğünü kaydetti.

“UBP ile hükümet kurulabileceği” görüşü eleştirilirken kendisinin Cumhurbaşkanı adaylığı için bunu yaptığının iddia edildiğinin hatırlatılması üzerine Talat, “Yoksa bu önerimi eleştirenler Eroğlu’nun Cumhurbaşkanlığından memnun ve mesut mudurlar?” diye sordu.

TAK

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.