Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, “(Kıbrıs konusundaki) mevcut durum, statüko sürdürülebilir değildir. Statükonun değiştirilmesini istiyorsak, ki Rum tarafı da Ortak Açıklama’da bunu kabul etmiştir, bunu yapmanın yolu müzakeredir” dedi.

Cumhurbaşkanı, konuya uluslararası ilginin giderek arttığını, farklı uluslararası aktörlerin ilgisinin eskiye göre daha fazla olduğunu, ancak tüm bu girişimlerin hem eşitlik içeren hem de koordine etme kapasitesi olan Birleşmiş Milletler uhdesinde götürülmesinin önemli bir ihtiyaç olduğunu da vurguladı.

Cumhurbaşkanı Eroğlu, New York temasları ve BM Genel Sekreteri Ban Ki Moon’la gerçekleştirdiği görüşmeyle ilgili Türkevi’nde basın toplantısı düzenledi.

Müzakere sürecinin BM Genel Sekreteri’nin himayelerinde, onun liderliğinde yürütüldüğüne işaret eden Eroğlu, “Bu ziyaretimizin amacı; müzakere sürecinin sonuç alıcı olabilmesi için bazı düşüncelerimizi kendisiyle paylaşmaktı. Sonuç almak istiyorsak, müzakereleri adım adım sonuca nasıl taşıyacağımızı belirlememiz gerekir. Bu adımların bazılarıyla ilgili olarak Rum Tarafına önerilerimiz olmuştu. Bir kısmı kabul edildi, birinci adımı tamamladık, şimdi ikinci adıma geçiliyor. Önemli olan bu ikinci adımın, yani özlü müzakere aşamasının ne zaman ve nasıl tamamlanacağı ve son adıma nasıl geçileceğidir. Bu konu henüz kararlaştırılmadı ama biz buna dair önerilerimizi ortaya koyuyoruz dedi.

New York’a Rum tarafını suçlamaya gelmediklerini ifade eden Eroğlu, 46 yıldır tarafların birbirlerini suçlayarak, boşa zaman kaybettiklerini, ama bundan en fazla Kıbrıslı Türklerin zarar gördüğünü kaydetti.

Cumhurbaşkanı Eroğlu şöyle konuştu:

“Çözüm, aradan geçen 40 yılda ortaya çıkan gerçekleri dikkate almak zorundadır ve Kıbrıs Rum liderliği de aslında bunu görebilecek kapasitededir. Çözüm geciktikçe daha da zorlaşacaktır, bunu hepimiz görmeliyiz. Eğer kapsamlı çözüm 1970lerde, 1980lerde bulunmuş olsaydı çok daha kolay olurdu ve bugünkünden daha farklı olurdu. Mevcut durum, statüko sürdürülebilir değildir. Statükonun değiştirilmesini istiyorsak, ki Rum tarafı da Ortak Açıklama’da bunu kabul etmiştir, bunu yapmanın yolu müzakeredir.”

Uluslararası aktörlere çok önemli bir görev düştüğünü vurgulayan Eroğlu, Kıbrıs sorununun çözümüne her iki tarafın da aynı oranda ihtiyaç duymasını sağlayacak adımları atmanın yolunu bulmaları gerektiğini söyledi.

Bunun Kıbrıs Türk tarafının tek başına yapabileceği bir şey olmadığını belirten Cumhurbaşkanı Eroğlu, “Bunu ister son dönemde bulunan doğalgaz ile, isterse başka konularla yaparlar ama birşey yapmaları gerektiği aşikardır” dedi.

“TÜM GİRİŞİMLER BM UHDESİNDE OLMALI”

Cumhurbaşkanı, konuya uluslararası ilginin giderek arttığını, farklı uluslararası aktörlerin ilgisinin eskiye göre daha fazla olduğunu, ancak tüm bu girişimlerin hem eşitlik içeren hem de koordine etme kapasitesi olan Birleşmiş Milletler uhdesinde götürülmesinin önemli bir ihtiyaç olduğunu vurguladı.

Eroğlu sözlerini şöyle sürdürdü:

Kıbrıs Türkü 21. yüzyılda artık uluslararası toplumla doğrudan temas kurmak, uluslararası toplumun parçası olmak istiyor. Kapsamlı çözüm bulunması konusunda 10 yıl önce cesaretle iradesini ortaya koyabilen bir halkın artık daha fazla ‘ikinci sınıf’ muamele görmesi adil değildir. Bu adaletsizliğin, bu haksızlığın düzeltilmesinin yollarından birisi kapsamlı çözümse, biz buna hazırız. Ama bunu tek başımıza bulamayacağımıza göre, ‘zaten müzakereler devam ediyor’ denilerek insanlarımızın görmezden gelinmesine, ayrımcılığa, izolasyon ve ambargolara maruz bırakılması kabul edilemezdir. Bunun net şekilde anlaşılmasını istiyoruz. Şimdi özlü müzakere aşamasına geçiliyor. Tüm samimiyetimle söylüyorum, biz bu çözümü yapmaya varız. Yerleşmiş Birleşmiş Milletler parametreleri çerçevesinde her iki tarafın da makul beklentilerine cevap verecek bir çözüm mümkündür. Yeter ki sadece Kıbrıslı Türkler ve Türkiye değil herkes kendi üzerine düşen görevi yapsın.

”GEÇMİŞTE SAĞLANAN YAKINLAŞMALARI YOK SAYARAK YOLA DEVAM EDİLEMEZ”

Soruları da yanıtlayan Cumhurbaşkanı Eroğlu, geçmişte sağlanan yakınlaşmaları yok sayarak yola devam edilemeyeceğini, bunca yıllık uğraş sonucunda elde edilen yakınlaşmaların masada olduğunu ve sürecin bunların üzerine yeni ilerlemeler inşa ederek ileriye götürülebileceğini, zaman kaybedilmek istenmiyorsa geriye değil ileriye bakılarak henüz uzlaşılmamış konulara odaklanılmasının önemine vurgu yaptı.

Kıbrıs Türk halkının anlaşma isteğine vurgu yapan Eroğlu, Rum tarafının aşırı isteklerde bulunması durumunda, sürecin uzayarak umutların sönebileceği uyarısı yaptı.

Cumhurbaşkanı Eroğlu, iki tarafın karşılıklı anlayış ve al - ver ile bir anlaşmaya varılabileceğinin iyi bilinmesi gerektiğini ifade etti.

ABD ile temasların son dönemde arttığını, Müzakereci Kudret Özersay ve Dışişleri Bakanı Nami’nin geçtiğimiz aylarda ABD’de temaslar yaptığını hatırlatan Cumhurbaşkanı Eroğlu, geçtiğimiz günlerde de kendisinin ABD Dışişleri’nden Eric Rubin ve Victoria Nuland ile görüştüğünü kaydetti.

“TÜRKİYE İLE SÜREKLİ İSTİŞARE İÇİNDEYİZ”

“Kıbrıs konusunda Türkiye elbette çözüm istiyor” diyen Eroğlu, Türkiye ile sürekli istişare içinde olduklarını söyledi.

Eroğlu, “Türkiye’nin Kıbrıs konusunda bizi tavize zorlayacak diye bir endişem yok. Kıbrıs konusu hem Türkiye hem de bizim ortak milli davamızdır” dedi.

Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in “ancak 2015’te çözüm olur” gibi açıklamaları olduğunu gözlemlediğini söyleyen Cumhurbaşkanı Eroğlu, Rum tarafının anlaşma iradesine sahip olması halinde çözüm için yılsonunu beklemeye gerek olmadığını belirterek, “ Oturur konuşuruz. Hem müzakereciler, hem de biz yoğun şekilde görüşür, müzakere eder, bu işi bitiririz” dedi.

”1970’lerde yahut 1980’lerde çözüm bulunmuş olsaydı bugüne göre daha farklı ve daha kolay olacaktı” diyen Cumhurbaşkanı Eroğlu, zaman geçtikte sorunun daha da kronikleştiğini, aradan geçen yıllar sonunda ortaya çıkan gerçeklerin göz ardı edilemeyeceğini, bu gerçeklerin kabul edilmesi halinde çözümün kalıcı ve yaşayabilir olacağını kaydetti.

Genel Sekreter’in, müzakerelerin son durumu ile ilgili ne düşündüğünün sorulması üzerine Eroğlu, “Konuyu yakından takip ediyor. Sayın Genel Sekreter, kısa zamanda bir anlaşma olmasını istiyor. Kendisi zaman zaman telkinlerini yapacaktır. Hatta Siyasi İşler Yardımcısı Feltman’ın Kıbrıs’a daha sık geleceğinden bahsetmiştir. Bizim ortaya koyduğumuz görüşlerimize, müzakerelerin devamı ile ilgili kararlılığımıza ve ortaya koyduğumuz çalışma formülümüze de sıcak baktığını ifade etmiştir. Kendisine samimiyetimizi ve anlaşma niyetimizi gösterme fırsatı bulduk” dedi.

”Rumlarla çözüm tek yol mu? Başka alternatif yok mu?” sorusuna ise Eroğlu, “Müzakereler sürerken alternatifleri konuşmak doğru olmaz. Çünkü bizim niyetimiz anlaşma, şu anda sürece odaklandık” yanıtını verdi.

TAK