Cumhurbaşkanlığı sözcüsü Ertuğ’a göre Limasol’den kalkan geminin Alanya limanına girmesi Türkiye’nin jesti değil…

Cumhurbaşkanlığı sözcüsü Osman Ertuğ, basında yer alan ve Başbakan Yardımcısı Serdar Denktaş’ın da tepki gösterdiği, Türkiye’nin bin 289 yolcusu ile Limasol’dan kalkan geminin Alanya Limanı’na girişine izin verişiyle ilgili 1998’den beri Türkiye’nin bu tür gemilere zaman zaman izin verdiğini belirterek, Kıbrıs Rum tarafına yapılan bir jestin söz konusu olmadığını söyledi.

Kıbrıs Postası’na konuşan Sözcü Ertuğ “İlgili firmanın Kıbrıs Rum Tarafında kayıtlı bir sicili yoktur. Türkiye ile konuşulan bir konudur. Yeni bir uygulama değildir. Hem üçüncü taraf turistleri mağdur etmemek hem de Türk turizmcileri mağdur etmemek adına yapılan bir uygulamadır” dedi.

Cumhurbaşkanlığı sözcüsü Osman Ertuğ, basında yer alan ve Başbakan Yardımcısı Serdar Denktaş’ın da “Türkiye tek taraflı jest yaptı” şeklinde tepki gösterdiği, Türkiye’nin bin 289 yolcusu ile Limasol’dan kalkan geminin Alanya Limanı’na girişine izin vermesini Kıbrıs Postası’na değerlendirdi. Ertuğ, söz konusu geminin yabancı bandıralı olduğunu belirterek, geminin turist yolcu gemisi olduğunu söyledi. Ertuğ, Alanya’ya girişine izin verilen turist yolcu gemisinin Rum bayrağı taşımadığını ifade ederek, ilgili firmanın Kıbrıs Rum Tarafı’nda kayıtlı bir sicili olmadığını belirtti. Ertuğ, 1998 yılından beri Türkiye’nin bu tür gemilere zaman zaman izin verdiğini söyleyerek, yapılanın kesinlikle Kıbrıs Rum tarafına yapılmış bir jest olmadığını kaydetti.

Ertuğ: “Türkiye ile konuşulan bir konudur”

Ertuğ şunları kaydetti: “Hem üçüncü taraf turistleri mağdur etmemek hem de Türk turizmcileri mağdur etmemek adına yapılan bir uygulamadır. Tarifeli sefer değiller. İlgili firmanın Kıbrıs Rum Tarafı’nda kayıtlı bir sicili yok. Türkiye ile konuşulan bir konudur. Yeni bir uygulama değildir. Kıbrıs Rum tarafına uygulanan kurallarda herhangi bir değişiklik yoktur. İstisnai bir uygulamadır. Tutumumuzda bir değişiklik söz konusu değildir. Kıbrıs Rum tarafına yapılmış bir jest yoktur...”