1. HABERLER

  2. KIBRIS

  3. GÜNDÜZ CAMİYE GECE KİLİSEYE TAPANLAR
GÜNDÜZ CAMİYE GECE KİLİSEYE TAPANLAR

GÜNDÜZ CAMİYE GECE KİLİSEYE TAPANLAR

Mecliste doğrucu insan sayısı gitgide azaldı...

A+A-

Ülkemizin tanınmış avukatlarından Savaş Atakan, Ulusal Birlik Partisi Meclisi’nde uzun yıllar görev yapmış, siyasetin bilinen isimlerinden biri. Atakan, bir dönem de milletvekilliği yaptı.

Kıbrıs Türk siyasetinin bugünkü durumunu değerlendirirken, mecliste doğrucu insan sayısının gitgide azaldığını savunan Atakan “şu anda tamamı olmasa da gündüz camiye gece kiliseye tapan tipte vekillerin olduğunu maalesef görebiliyoruz” dedi.

Siyasette genel görünümün iyi olmadığını belirten Atakan “çoğunlukla siyasilerin halkın ihtiyaçları yerine temsil ettikleri grupların ihtiyaçları doğrultusunda politikalar yaptığı şeklinde bir görüş vardır. Tamamıyla olmasa bile tıpkı geçmişte olduğu gibi şimdi de milletvekiliğini iş takipçiliği olarak gören bir zihniyet vardır” diyerek, olumsuz bir tablo yaratıldığına dikkat çekti.

Savaş Atakan, soruları şöyle yanıtladı:

Soru: Siyasete ne zaman başladınız, ne zaman ara verdiniz?

Yanıt: Siyasete 1981 yılında UBP’de başladım, ardından üniversite eğitimimi ve askerliğimi tamamladıktan sonra, 1989 yılında Günay Caymaz’ın da daveti üzerine UBP gençlik kollarında yeniden aktif siyasete girdim. 1992 yılında UBP parti meclisine seçildim ardından 1998 yılında ilk kez milletvekilliği seçimlerine girdim ve seçilerek 2003 yılına kadar bu görevimi devam ettirdim.

1998 – 2003 yılları arasında kesintisiz olarak UBP parti meclisinde görev yaptım, yine 1999 – 2003 yılları arasında teşkilattan sorumlu genel sekreter yardımcılığı ile genel sekreter vekilliği görevlerini üstlendim.

2010 yılında yeniden UBP parti meclisine seçildim ve bu görevim halen devam ediyor. Şu anda siyasetten uzakta değilim ve aktif olarak siyasetin içerisindeyim. Bu arada siyasete girdikten sonra bana çok büyük katkılar koyan ve büyük emeği bulunan Cumhurbaşkanı Sayın Derviş Eroğlu ile eskiden beri süren mesaim devam ediyor.

Soru: Ekonomik durumunuz nasıl? Nasıl geçiniyorsunuz?

Yanıt: Hiç kimseye muhtaç olmadan kendimi ve ailemi geçindiriyorum, hep de böyle oldu. Ben nasıl ki milletvekili iken aldığım maaşın tamamını ihtiyaçlılara dağıttım, şimdi de kazandığım paranın bir kısmını spor kulüplerine ve gerçekten ihtiyacı olanlar için ayırıp kullanıyorum.

 Soru: Bakmak ile yükümlü olduğunuz kimseler var mı?

Yanıt:Ev hanımı olan eşim var, ayrıca iki kızım da şu anda İngiltere’de hukuk eğitimi görüyor.

Soru: Milletvekilliği sona erince dostlarınızın size karşı ilgisi değişti mi?

Yanıt: Milletvekilliği görevim sona erdikten sonra dostlarımda herhangi bir eksiklik olduğunu söyleyemem. Zaten milletvekili iken beni çıkar için arayanları çok iyi biliyordum. Aslında milletvekili iken beni çıkar için arayanlara gerekli cevapları verdiğim için bir, iki aramadan sonra, aramayı da kesiyorlardı.

Çözüm için fedakarlık şart

Soru: Kıbrıs sorununun çözümü konusunda ne düşünüyorsunuz?

Yanıt: Kıbrıs sorununu çözülmesi gereken bir sorun olarak görüyorum. Ama sadece istek yetmez, bu konu anlaşma ile çözülmelidir herhangi bir savaşla bu sorun asla çözülemez. Bu sebeple de her iki taraf da fedakarlık etmek zorundadır, zaten şu anda en büyük sıkıntı kimin ne kadar fedakarlık edeceği konusundadır. Fedakarlık konusunda tarafların birbirlerini çok fazla zorlamaması lazımdır. Mevcut duruma göre bir anlaşmayı tüm Kıbrıs Türkleri ister ama bu mümkün gözükmüyor, tabi ki Rum tarafının istediği şekilde de bir anlaşma mümkün değildir. Asıl mesele tarafların nereye kadar ve ne kadar fedakarlık yapacaklarıdır.

Soru: Kıbrıs Türk tarafı çözüme hazır mı?

Yanıt: Bence Türk tarafı bir çözüme hazırdır. En azından Rum’lara göre çok daha hazırdır diyebilirim.

Mülkiyet için yardım

Soru: Müzakerelerde en önemli sorun ne olacak? Ve bu nasıl çözülebilir?

Yanıt: Müzakerelerde en önemli sorun ilk olarak mülkiyet konusunda, ikinci olarak da oluşturulacak devlette yetki paylaşımının nasıl olacağıdır. Birinci sorun bir kısım toprağın verilmesi ve başta ABD olmak üzere bazı devlet ve uluslararası kuruluşların sağlayacakları maddi katkılarla tazmin yoluyla çözülebilir. İkinci konuda ise çoğunluğun azınlığı ezmeyeceği bir sistem kurularak çözülebilir.

Soru: Çözüm olursa siz ne yapacaksınız?

Yanıt: Çözüm olur veya olmaz ben siyasete daha aktif olarak devam edeceğim, bu yaşa kadar edindiğim tecrübelerimi, bilgilerimi ve becerilerimi halkın hizmetine sunmaya çalışacağım.

Diyalog

 

 

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.