1. HABERLER

  2. KIBRIS

  3. HRİSTOFYAS, “GAZİMAĞUSA SÖYLEŞİLERİ”NİN KONUĞUYDU
HRİSTOFYAS, “GAZİMAĞUSA SÖYLEŞİLERİ”NİN KONUĞUYDU

HRİSTOFYAS, “GAZİMAĞUSA SÖYLEŞİLERİ”NİN KONUĞUYDU

Eski Güney Kıbrıs lideri Dimitris Hristofyas, Kıbrıs’ta çözüme ulaşılmasına Türkiye’nin “rota değişikliği” ve iki halkta var olan milliyetçilerin engel oluğunu savundu.

A+A-

HRİSTOFYAS ADADA ÇÖZÜMÜN ÖNÜNDE ENGEL OLARAK İKİ KESİMDEKİ MİLLİYETÇİ KESİMLER İLE TÜRKİYE’Yİ GÖSTEDİ

“2010’DA TÜRKİYE ROTA DEĞİŞTİRDİ”

Eski Güney Kıbrıs lideri Dimitris Hristofyas, Kıbrıs’ta çözüme ulaşılmasına Türkiye’nin “rota değişikliği” ve iki halkta var olan milliyetçilerin engel oluğunu savundu.

Gazimağusa Belediyesi tarafından organize edilen “Mağusa Söyleşileri”nin konuğu dün gece eski Kıbrıs Rum Yönetimi lideri ve Güney Kıbrıs’ta emekçi halkın partisi olarak bilinen AKEL’in eski Genel Sekreteri Dimitris Hristofyas’tı. Panel Gazimağusa Belediye Başkanı Oktay Kayalp tarafından yönetildi.

Hristofyas, Gazimağusa’da Rauf Raif Denktaş Kültür ve Kongre Sarayı’nda yer alan panelde yaptığı konuşmada, AKEL Genel Sekreteri ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi lideri görevlerinde “her zaman Kıbrıslı Türk ve Kıbrıslı Rumlara ait bağımsız ve birleşik bir Kıbrıs için” mücadele verdiğini söyledi.

Kıbrıs Rum Yönetimi ve AKEL’deki görevi esnasında her zaman Kıbrıslı Türk ve Kıbrıslı Rum şöven kesimlerin saldırısına maruz kaldığını savunan Hristofyas, Güney Kıbrıs’ta “Kıbrıs’ı bir Helen memleket olarak değil, Kıbrıslı Türk ve Kıbrıslı Rumların ortak memleketi gördüğünden” saldırılara uğradığını söyledi.

Buna bağlı olarak, adadaki çatışma yıllarında sadece Kıbrıslı Rumlardan kayıplar olmadığını, 1963-1974 döneminde Kıbrıslı Türklerin Kıbrıslı Rum şoven kesimler tarafından öldürülüp kuyulara atıldığını çeşitli mekanlarda dile getirdiğini kaydeden Hristofyas, Türkiye’nin Kıbrıs’a 1974’te müdahalede bulunmasına, söz konusu dönemdeki Yunanistan’daki cunta yönetiminin neden olduğunu ancak Türkiye’nin de 1960 antlaşmasını ihlal ederek müdahalede bulunduğunu öne sürdü.

Hristofyas, 2008’de başlayan müzakereleri Mehmet Ali Talat’la çözüm için iyi bir noktaya getirdiklerini, ancak “Kıbrıs Türk tarafının müzakereleri özgür bir biçimde sürdürme olanağı olmadığını” iddia etti.

“TÜRKİYE ROTA DEĞİŞTİRDİ”

Talat’la yönetim, egemenlik, vatandaşlık ve uluslararası temsiliyet konularında görüş birliği sağladıklarını ancak “2010’da Türkiye’nin rota değiştirdiğini ve Talat’ın (18 Nisan Cumhurbaşkanlığı) seçimlerini kaybettiğini” savunan Hristofyas, söz konusu döneme kadar TC Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan ve TC Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün çözüm sürecini desteklediklerini ayaküstü sohbetlerde kendisine söylediklerini kaydetti.

“Gerek iç dengeler gerekse uluslararası dengeler nedeniyle Türkiye rota değiştirdi” diyen Hristofyas, Erdoğan’ın son Brüksel ziyaretinde Kıbrıs’ta “iki egemen devletin oluşturacağı bir federal ortaklık” istedikleri mesajını verdiğini savundu.

“EROĞLU SÖZÜNDE DURMADI”

Çözüm konusunda Eroğlu ile felsefelerinin farklı olduğunu belirten Hristofyas, Eroğlu’nun BM Genel Sekreteri Ban Ki-moon’un katılımıyla 2011’de Cenevre’de gerçekleştirilen zirvede müzakerelere bırakıldığı yerden devam edeceği sözü verdiğini ancak daha sonra konfederasyonu ve iki ayrı devleti öne süremeye başladığını, Türkiye’nin de Eroğlu’nun tezini desteklediğini savundu.

“TALAT’IN KAYBETMESİYLE MÜZAKERELERDE GERİYE GİDİLDİ”

Hristofyas, Talat’la sert tartışmalar yapsalar dahi temel konularda anlaştıklarını ancak “Eroğlu bizi gülümsemeyle boğazlıyordu… Talat’ın kaybetmesiyle Kıbrıs müzakerelerinde geriye gidildi” dedi.

Kıbrıs Rum Yönetimi Başkanı Anastasiades’in ekonomik krize neden olan bankalar, Kıbrıs Rum yönetimindeki şoven kesimlerle ve uzun süre AKEL’in ittifakı olan DİKO ile ittifak kurup seçimi kazandığını da kaydeden Hristofyas, Anastasiades’in Eroğlu ve Birleşmiş Milletler’den “Talat-Hristofyas görüşmelerinin durduğu yerden devam etmesini istemesi lazımdı” dedi.

Hristofyas Kıbrıs müzakerelerdeki sorunların ancak Kuzey Kıbrıs’taki sol güçler ile Güney Kıbrıs’tan AKEL’in işbirliği ile aşılabileceğini de iddia etti.

GAZİMAĞUSA LİMANININ AÇILMASI…

Kapalı Maraş’ın açılması ve sahiplerine iadesi karşılığında Kıbrıs Rum Yönetimi’nin Gazimağusa Limanı’ndan tüm ülkelere direkt ihracat yapılmasına olanak sağlanması ve Türkiye’nin Avrupa Birliği sürecinde dondurulan başlıkların serbest bırakılmasını önerdiklerini anlatan Hristofyas ancak Türk tarafının Ercan Havalimanı’nı da görüşmelere dahil etmek istediğini kaydetti.

Hristofyas, Kıbrıs Rum tarafının Ercan Havalimanı’nın egemenlik konusunu gündeme getireceğinden daha sonraki bir zamana bırakılmasını önerdiğini ancak bunun kabul görmediğini söyledi.

“DEĞİRMENE GİTMEK İSTEMEYEN 10 GÜN ELEK SALLAR”

Hristofyas, Eroğlu ve Türkiye hükümetini ”Değirmene gitmek istemeyen 10 gün elek sallar” atasözü ile de eleştirdi.

ROTA DEĞİŞİKLİĞİ VE ÇAPRAZ OY

AKEL’in 2004 referandumunda reddettiği Annan Planı ile 2008’de başlayan müzakere süreciyle kıyaslama yapan Hristofyas, Annan Planı’nın iki halkı birleştirici olmadığını, ayrılıkçı unsurlar içerdiğini, başkan ve başkan yardımcılığı için Kıbrıs Türk ve Kıbrıs Rum tarafında ayrı ayrı seçim öngördüğünü dolayısıyla referandumun 6-8 ay ertelenmesi ve değişim talep ettiklerini ancak Türkiye hükümetinin rota değiştirdiğini söyledi.

Talat ile müzakerelerde ise dönüşümlü başkanlık ve çapraz oy üzerinde de görüş birliğine vardıklarını bunun siyasal birliği getireceğini anlatan Hristofyas, örnek olarak “Solda AKEL, TDP ve CTP ortak aday çıkarabilecekti, sağın da ortak adayı olacaktı ancak Eroğlu bunu kabul etmedi” dedi.

Hristofyas, Eroğlu’nun çapraz oyu “sağ güçlerin bugünkü durumun sorumlusu olduğunu ve solun kuracağı ittifakın uzun yıllar iktidarda kalabileceğini düşünerek kabul etmeyip Türkiye’ye uzun bir mektup gönderdiğini” savundu.

Eroğlu’nun Türkiye’ye gönderdiği mektupta, çapraz oyun kabul edilmesi halinde Kıbrıslı Türklerin asimile edileceği tehlikesinin bulunduğunu anlatarak Türkiye’yi ikna ettiğini öne sürdü.

TALAT’IN SEÇİMLERİ KAYBETMESİ

Mehmet Ali Talat’ın son Cumhurbaşkanlığı seçimini kaybetme nedeni konusundaki sorulara karşılık ise Hristofyas, Talat’ın seçimi kaybetme nedenlerinden birinin Eroğlu’nun Talat’a göre daha sosyal olması, diğer bir nedenin de TC Başbakanı Erdoğan’ın Talat’ı “terk etmesi” olduğunu savundu.

Seçim döneminde Türkiye’den milletvekilleri ile Erdoğan’ın Kuzey Kıbrıs’ı ziyaret ettiğini de belirten Hristofyas, Talat’a karşı Türkiye kökenlilerin kullanıldığını iddia etti.

Hristofyas, Talat’ın seçimleri kaybetmesini ”yüzde 50 Talat, yüzde 40 Erdoğan” ve çok küçük oranda da belki kendinin etken olduğunu söyledi.

“DOĞAL GAZ’DA MUTABAKATA VARILDIĞI YANLIŞ”

Talat’la çözüm bulunana kadar doğal gaz için kazı yapılmayacağı yönünde sözlü antlaşmaya varıldığının doğru olup olmadığı sorusuna karşılık Hristofyas, bunun doğru olmadığını söyledi.

“TÜRKİYE İSTESE TALAT’LA ÇÖZÜME ULAŞIRDIK”

Talat’la Kıbrıs sorununa çözüm bulunması ihtimali ile ilgili olarak Hristofyas, “Türkiye’nin istemesi halinde Talat’la çözüme ulaşacaktık” dedi.

Hristofyas son olarak ise adada çözüme ulaşılamamasının nedenleri olarak, “iki toplumda var olan milliyetçilik-şovenizm” ve “Türkiye”yi gösterdi.

Tak

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.