Kıbrıs Türk Milli Varoluş Konseyi tarafından düzenlenen “Maraş Verilemez” Konferanslarının ikincisi dün, Doğu Akdeniz Üniversitesi (DAÜ) Mavi Salonu’nda geçekleştirildi.

Kıbrıs Türk Milli Varoluş Konseyi tarafından düzenlenen “Maraş Verilemez” Konferanslarının ikincisi dün, Doğu Akdeniz Üniversitesi (DAÜ) Mavi Salonu’nda geçekleştirildi.

Konferansın açılış konuşmasını yapan Milli Varoluş Konseyi Başkanı Vedat Çelik, Maraş konusunun gündemde olduğunu belirterek, “Maraş’ın gerçek sahibinin Vakıflar İdaresi olduğu konusunda yapılan uyarılara yetkililerin gerekli ilgiyi göstermediğini” kaydetti.

Kıbrıs Türk Milli Varoluş Konseyi Başkanı Vedat Çelik’in yaptığı yazılı açıklamaya göre, Çelik, Maraş konusunun sadece coğrafi Maraş bölgesini değil, adanın % 12’sine tekabül eden tapulu Vakıf mallarının gerçek sahipliliğinin tescillenmesi ve statüsü ile ilgili bir konu olduğuna, sorunun, göründüğünden çok daha büyük ve önemli boyutlar taşıdığına dikkat çekerek “Maraş’ın açılması en az ulusal dava kadar önemlidir. Maraş yerleşime açılsa dahi yetkili makamın kim olduğu açısından ciddi sorunlar ortaya çıkacaktır” dedi.

Vakıf  Malları konusunun başta Balkan ülkeleri olmak üzere birçok ülkede sorun olarak ortaya çıktığını ve hukuki açıdan tamamen Vakıflar lehine sonuçlandığını örnekler vererek ortaya koyan Çelik “Vakıflarda esas konu mülkiyetin onayıdır. Mülkiyet sahibi belirlendikten sonra hiçbir tartışma söz konusu olamaz” ifadelerini kullandı. 

Konferansta daha sonra Yüksek Mahkeme Eski Başkanı Taner Erginel ve Avukat Ergin Ulunay birer sunum gerçekleştirdi.
 
TANER ERGİNEL

Yüksek Mahkeme Eski Başkanı Taner Erginel, Maraş’ın vakıf malı olduğu konusunda hiçbir tereddüt olmadığının altını çizerek, asıl pürüzün “Rum tarafının KKTC koçanlarını kabul et-memesi” olduğunu vurguladı.

Rum Yönetimi Başkanı’nın daha masaya oturmadan Maraş’ı almak istediğine dikkat çeken Erginel, “Maraş’ı verdiğimizde Kıbrıs’ın durumu daha iyi mi olacak, daha kötü mü olacak, Maraş’ı vermenin barışa hizmet edeceği görüşü doğru mu?” sorusunu yöneltti. 

Erginel, “Maraş’ın Vakıf malı olduğu konusunda hiçbir tereddüt yoktur. Rumlar 1974’ün kazanımlarını ortadan kaldırmak çabasındadırlar. İstekleri doğrultusunda hareket edildiği takdir de Kıbrıs Türkleri için 74 öncesi de ulaşılamaz bir hale gelir” dedi.

Ahkâm-ül Evkaf yasalarının yürürlükte olduğunu ve uygulandığını, İngilizler tarafından Rumlara verilen tapuların yürürlükteki yasalara aykırı olması nedeniyle geçerlilik taşımadıklarını belirten Erginel “asıl pürüz Maraş’ın Rumlara verilmesinde vardır” dedi.

ERGİN ULUNAY

“Maraş Vakıf malıdır ve daha başka bölgelerde de benzer Vakıf malları söz konusudur” diyerek konuşmasına başlayan Avukat Ergin Ulunay, “Maraş konusunu anlamadan ne kadar güçlü konumda olduğumuzu anlamak mümkün değildir” dedi.

Ulunay konuşmasını özetle şöyle sürdürdü:

“Kıbrıs’ta uygulanan Ahkâm-ül Evkaf hukukuna müdahale olmadı. ‘İstibdal yapılmadı’ ve ‘zaman aşımı’ iddiası ile Vakıf mülkleri üzerinde oynandı. Ancak Vakıf mülkleri Kıbrıs Cumhuriyeti anayasası ile de güvence altına alınmış bir konudur.

1955’te Vakıflar İdaresi’nin Türklere geçmesinin ardından Tersefan /Larnaka Vakıfları ile ilgili olarak açılan benzer dava Rum yargıca rağmen vakıflar tarafından kazanılmıştır. Davayı istinafa götürdüler, yine Vakıflar kazandı. 1960’tan sonra açılan davalar 1963’te başlayan olaylar nedeniyle yarım kaldı ve sonuçlandırılamadı. Maraş tapularının ortaya çıkması ile durum kesinlik kazandı. Ahkâm-ül Evkaf hükümlerinin diğer hukuk prensiplerine göre üstünlüğü vardır.

Rumlara yapılan tapu devirlerinin bir kısmında ‘İstibdal’, bir kısmında  ‘Zaman aşımı’ gerekçesi ortaya konulduğu belirlendi. Abdullah Paşa ve Mustafa Lala Paşa Vakıfları adına davalar açıldı ve Vakıflar lehine sonuçlandı. 4 Temmuz 1878 de İngilizlerle yapılan anlaşmalarda Ahkâm-ül Evkaf konusu açıkça belirtilmiştir. Bu düzenlemeler daha sonraki anlaşmalarda da Lozan’da da değiştirilmeyerek aynen korunmuştur.”

Ahkâm-ül Evkaf malları ve yürürlükte olan çok sayıda düzenleme hakkında detaylı bilgi veren Ulunay, “ne istibdal, ne de zaman aşımı olduğunu” ifade ederek , bununla ilgili  belgeler ortaya koyduktan sonra “İngilizler tarafından verilen 1472 adet koçan Abdullah Paşa Vakfı’na ait arazilere ilişkindir. Bu hukuki gerçeklere karşın kimse karşı iddiada bulunamaz” dedi.

Ulunay ayrıca, Maraş’ın Vakıf Statüsü’nün müzakere masasına götürülmesi ve Maraş’ın Vakıf malı olduğunun açıkça ortaya konulması gerektiğine dikkat çekti.  

TAK