1. HABERLER

  2. KIBRIS

  3. İNSAN PAZARI
İNSAN PAZARI

İNSAN PAZARI

Ara elaman talebini fırsata çeviren bazı şahıslar, ucuz işçi vaadiyle işçi talep edenlerden para alırken, getirdiği işçileri ise borçlandırarak pasaportlarına el koyuyor.

A+A-

Suna ERDEN

Türkiyeli işçilerin 2004 yılından başlayarak 2012 yılına kadar olan süreçte ülkeden ayrılmaları ve binlerce işçinin gitmesinden dolayı oluşan ara eleman boşluğu bazıları için fırsata dönüştü. Fabrika, çiftlik, bakıcılık işleri için komisyon karşılığı işçi bulup getiren bu fırsatçılar, hem işçi talep edenlerden hem de getirdikleri işçilerden para alıyor. İşçilerden 3 ile 5 bin Euro para alan bu şahıslar, peşin ödeme yapamayanları borçlandırıp, ülkeye getirdikten sonra pasaportlarına el koyuyor. Ülkeye geldikten sonra kimi işçi kaçak duruma düşerken kimisi de pasaportunu geri alabilmek için aylarca borç ödüyor. İnsan pazarına dönüşen bu sistem bu şekilde işlerken, Toplumcu Demokrasi Partisi Girne Milletvekili Zeki Çeler, üçüncü dünya ülkelerinden getirilen işçilerden kimisinin öğrenci vizesi ile çalıştırıldığını, kimisinin ön izinle borçlandırılarak getirtilip pasaportlarına el konulduğunu ifade etti. İnsan haklarını ihlal eden birçok durum ortaya çıktığını kaydeden Çeler, Star Kıbrıs’a yaşanan işçi sorunlarıyla ilgili açıklamalarda bulundu.

ARA ELEMAN İHTİYACI ONLAR İÇİN FIRSAT OLDU

Çalışma yaşamında 2004 yılında yapılan değişiklikle işverenlere çalışma izni yapma zorunluluğu getirilmesi ve asgari ücretin altında ücret verilmesinin yasaklanması beraberinde Türkiyeli işçi göçünü getirdi. Yıllarca kaçak çalıştırılan işçilerin çoğu kendisine çalışma izni yapacak işveren bulamadığı için Türkiye’ye geri dönerken birçoğu da Kıbrıs’taki ekonomik şartların gün geçtikçe daha da zorlaşmasından dolayı ülkeyi terk etti. Türkiyeli işçi göçünün başladığı 2004 yılından 2012 yılına kadar binlerce kişi geri dönüş yaparken ülkede ara eleman ihtiyacı baş gösterdi. Çiftlik-bahçe işleri, sanayi sektörü, inşaat sektörü, temizlik-bakıcılık işleri gibi alanlarda oluşan işçi boşluğu üçüncü dünya ülkeleri ile Özbekistan, Türkmenistan gibi ülkelerden getirilen işçilerle doldurulmaya başlandı. Özellikle sanayi sektörü, çiftlik, bahçe, bakıcılık ve temizlik işleri için artan talep “İnsan pazarı” oluşmasına neden oldu. Talebin farkına varanalar şirketler kurarak üçüncü dünya ülkelerinden işçi getirmeye başladı. İşverenlerden deyim yerindeyse sipariş alan bu şahısların şu şekilde çalıştığı öğrenildi.

ONLAR ALACAKLARI PARAYA BAKIYOR

İşverenler, şirketler, şahıslar fabrikalarında, çiftliklerinde çalışacak veya bakıcılık yapacak işçi bulması için bu şahıslara başvuruyor. Bu kişiler, Vietnam, Filipinler, Türkmenistan, Özbekistan gibi ülkelerden kendi bağlantılarını kullanarak işçi buluyor. Bu işi yapan kişiler, işçi talep edenlerden belli bir komisyon alırken, buldukları işçilerden de 3 ile 5 bin Euro arasında para talep ediyor. Ülkeye yine bağlantılarını kullanarak kolaylıkla ön izin alan ve işçi getiren bu şahıslar, gelen işçilere 3 ile 5 Bin Euro borcu olduğuna dair kâğıt imzalatıyor ve pasaportlarına el koyuyor. Kimi işçi ülkesinden borçlanarak ödemeyi hemen yaparken kimisi ise çalışmaya başladıktan sonra aylık belli bir tutarı bu şahıslara ödüyor.

İŞÇİLERİN NE OLDUĞU KİMSENİN UMURUNDA DEĞİL

Ülkeye gelen ancak girdikleri işlerde tutunamayan veya işveren tarafından verimli olmadığı için istenmeyen işçiler, borçlu olarak geldikleri için kaçak bir şekilde çalışmaya devam ediyor. Kendisini getirenlere borçlu olduğu ve pasaportuna el konulduğu için geri dönemeyen bu işçiler, kaçak işçi olarak hayatına devam ederken yeterli denetim olmamasından dolayı kayıt dışı ekonomi sorunu ortaya çıkıyor. Bir şekilde müfettişler tarafından tespit edilenler ise ihraç ediliyor. Ülkesinden borçlanarak gelen bazı işçiler, borcunu ödeyecek para kazanmadan ihraç edildiğinde büyük bir mağduriyet yaşıyor. Ülkede 300 ile 500 dolar arasında çalıştırılan çoğu üçüncü dünya ülkesi işçi kadınların ayrıca fuhuş yaptığı da biliniyor.

ÇELER: “PASAPORTLARA EL KONULUYOR”

Çeler, son yıllarda Türkiyeli işçi sayısında azalma olduğunu, ortaya çıkan ara elaman boşluğunun üçüncü dünya ülkelerinden getirtilen ucuz işçilerle doldurulduğunu ifade ederek, bu ülkelerden gelen işçilerin akıbetinin denetlenmediğini, insan haklarını ihlal eden sonuçların ortaya çıktığını söyledi. Çeler, ülkenin sorma gir hanına döndüğünü, üçüncü dünya ülkelerinden getirilen işçilerden kimisinin öğrenci vizesi ile çalıştırıldığını, kimisinin ön izinle borçlandırılarak getirtilip pasaportlarına el konulduğunu ifade etti. Çeler, üçüncü dünya ülkelerinden para kazanmak umuduyla gelen insanların mağduriyetler yaşadığını dile getirdi. Çeler, “Buraya gerek ön izin gerek öğrenci vizesi ile getirilen işçiler ucuza ve köle gibi çalıştırılıyor.

Borçlandırılarak getirilen işçilerin pasaportlarına el konuluyor. Aksilik yaşanması ve gelen işçinin kaçak duruma düşmesi durumunda ise para kazanacağı vaadiyle getirilen kişi ortada bırakılıyor. Ülkede yeterli denetim olmadığı için kayıt dışılık oluyor bu hem sosyal hayatımıza hem de ekonomimize zarar veriyor. Ucuza çalıştırılan çoğu üçüncü dünya ülkesi kadın işçiler aynı zamanda fuhuş yapmak zorunda da kalıyor” açıklamalarında bulundu.

BİR TELEFON İŞİ BİTİRİYOR

Muhaceret Yasası’nın yeniden ele alınması ve ciddi kurallar getirilmesi gerektiğini ifade eden Çeler, “Memur bazen üzerinde hiç para bulundurmayan şahsı içeri almak istemiyor. Ancak bir yerlerden bir telefon geliyor ve ülkeye alınmayan şahsı almak zorunda kalıyor. Bunun önlenmesi gerekiyor” dedi. Çeler, ülkeye çalışmak için getirtilen bazı kadınların da seks kölesi yapıldığını ifade ederek, “Her şeyin başı denetim. Devlet bu konuları ciddiye alıp önleyici tedbirler almazsa daha bu ülke giderek daha kötü hale gelecektir” şeklinde konuştu.

Star Kıbrıs

Etiketler :
Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.