1. HABERLER

  2. KIBRIS

  3. "İNTİHAR GİRİŞİMİNDEN FARKSIZ"
"İNTİHAR GİRİŞİMİNDEN FARKSIZ"

"İNTİHAR GİRİŞİMİNDEN FARKSIZ"

DAÜ Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yücel Vural, KKTC'nin Türkiye'ye bağlanması ya da Kıbrıs'ın kuzeyinin Türkiye tarafından ilhak edildiğinin açıklanması veya bu yönde adım atılmasını sakıncalarına dikkat çekti.

A+A-

Vural, Türkiye ile ABD arasında şiddetini giderek artıran bir gerginlik yaşandığına dikkat çekerek, “Vize krizi de bu gerginliğe tuz-biber eklemiştir. Türkiye-Amerikan  ilişkileri ve buna bağlı olarak Türkiye-Batı ilişkileri ciddi bir türbülansın etkisi altına girmiştir” şeklinde konuştu.

Türkiye'nin iç siyasetinde ortaya çıkan ve batı tarafından "otoriterleşme eğilimi" şeklinde okunan gelişmeler de gerilimin ivmesini artırdığının altını çizen Vural, “Aslında Türkiye kendi uluslararası kimliğini yeniden tanımlama süreci içindedir. Batı da Türkiye'yi bu yeni kimliği içinde karşılamaya ve Türkiye'yle ilişkilerini buna göre düzenlemeye yönelmektedir” şeklinde konuştu

Batı ve Türkiye arasında bölge güvenliği anlamında ortaya çıkan çelişkinin Kıbrıs sorunu etkilemesinin kaçınılmaz olduğunu vurgulayan Vural, “Özellikle Kıbrıs sorununun güvenlik ve garanti boyutuyla ilgili meselelerde Batı'nın Türkiye'nin niyet ve tezlerini daha sıklıkla sorgulayacağı yeni bir döneme girmekte olduğumuzu söyleyebiliriz” diye konuştu.

Vural; “Uluslararası toplumun Kıbrıs'ın AB üyeliğinin konsolidasyonunu beklediği bir zamanda böyle bir adımın atılması, “AB sınırlarına dahil olan bir devlete ait bir bölgenin Türkiye tarafından tek yanlı ve hukuka aykırı olarak ilhak edilmesi” şeklinde yorumlanacaktır. Böyle bir gelişme de Türkiye'nin Batı'yla olan çatışmasında yeni bir boyut yaratmaya adaydır.”

Eniz ORAKCIOĞLU

DAÜ Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yücel Vural, Yeni Bakış’a Amerika-Türkiye arasındaki gerginliği yorumladı. Vural, bu durumun Kıbrıs sorununu etkilemesinin kaçınılmaz olduğunu söyledi. Öte yandan son günlerin gündemi olan KKTC’nin Türkiye’ye bağlanma söylemlerini de değerlendiren Vural, KKTC'nin Türkiye'ye bağlanması ya da Kıbrıs'ın kuzeyinin Türkiye tarafından ilhak edildiğinin açıklanması veya bu yönde adım atılmasının  Kıbrıs Türk tarafı ve Türkiye için de bir intihar girişiminden farksız olduğunu vurguladı.

“İlişkiler türbülans etkisi altına girmiştir”

DAÜ Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yücel Vural, Türkiye ile ABD arasında şiddetini giderek artıran bir gerginlik yaşandığına dikkat çekerek, “Vize krizi de bu gerginliğe tuz-biber eklemiştir. Türkiye-Amerikan  ilişkileri ve buna bağlı olarak Türkiye-Batı ilişkileri ciddi bir türbülansın etkisi altına girmiştir. Henüz çok ciddi bir kaza olmasa da belirtiler Türkiye-Batı ilişkilerini kökünden sarsacak nitelikte gelişmelerin olması yönünde şekillenmektedir. Gerilen ilişkilerin temelinde ABD'nin ve neredeyse Batı'nın tüm liberal demokratik devletlerinin dış politika tercihlerinin Türkiye'nin dış politika yönelimlerinin tümüyle çatışma içinde olmasıdır. Bunlar arasında özellikle Suriye iç savaşıyla ilgili konular iki taraf arasındaki farklılaşmayı derinleştirmektedir. Batı, bölgedeki seküler Kürt siyasal oluşumlarına bölgenin yeniden yapılandırılması sürecinde pozitif roller yüklerken Türkiye buna karşı çıkmaktadır. Batının bu tercihinin stratejik olduğu ve bu nedenle Türkiye'nin güvenlik ve dış politika yönelimleriyle çelişmeye devam edeceği anlaşılıyor” dedi.

“Uluslararası kimliğini yeniden tanımlama süreci içindedir”

Türkiye'nin iç siyasetinde ortaya çıkan ve batı tarafından "otoriterleşme eğilimi" şeklinde okunan gelişmeler de gerilimin ivmesini artırdığının altını çizen Vural, “Aslında Türkiye kendi uluslararası kimliğini yeniden tanımlama süreci içindedir. Batı da Türkiye'yi bu yeni kimliği içinde karşılamaya ve Türkiye'yle ilişkilerini buna göre düzenlemeye yönelmektedir” şeklinde konuştu.

“Kıbrıs sorununu etkiler”

Bu gerginliğin KKTC'ye yansımayacağını vurgulayan Vural, “Fakat, Batı ve Türkiye arasında bölge güvenliği anlamında ortaya çıkan çelişkinin Kıbrıs sorununu da etkilemesi kaçınılmazdır. Özellikle Kıbrıs sorununun güvenlik ve garanti boyutuyla ilgili meselelerde Batı'nın Türkiye'nin niyet ve tezlerini daha sıklıkla sorgulayacağı yeni bir döneme girmekte olduğumuzu söyleyebiliriz” diye konuştu.

“İntihar girişiminden farksızdır”

KKTC'nin Türkiye'ye bağlanması ya da Kıbrıs'ın kuzeyinin Türkiye tarafından ilhak edildiğinin açıklanması veya bu yönde adım atılması  sadece Kıbrıs Türk tarafı açısından değil Türkiye için de bir intihar girişiminden farksızdır. Bilindiği gibi uluslararası toplum Kıbrıs'ta iki taraf arasında 1963 yılından buyana bir sorun bulunduğunu, bu sorunun 1974'te yeni unsurlarla katmerleştiğini görmekte ve toplumlararası görüşmeler yoluyla elde edilecek bir çözümü kuvvetle desteklemektedir. İlhak-İltihak yönünde atılacak herhangi ileri bir adımın uluslararası toplumun bu tutumunu sonlandırmasına yol açabileceğini söyleyebiliriz. Ayni şekilde, uluslararası toplumun Kıbrıs'ın AB üyeliğinin konsolidasyonunu beklediği bir zamanda böyle bir adımın atılması, "AB sınırlarına dahil olan bir devlete ait bir bölgenin Türkiye tarafından tek yanlı ve hukuka aykırı olarak ilhak edilmesi" şeklinde yorumlanacaktır. Böyle bir gelişme de Türkiye'nin Batı'yla olan çatışmasında yeni bir boyut yaratmaya adaydır. Açıkçası, kuzey Suriye'deki farklı duruşların etkisiyle su yüzüne çıkan Türkiye -Batı gerilimi bir de Kıbrıs'ın kuzeyindeki ilhak krizinin eklenmesiyle daha da derinleşecektir.

Yeni Bakış

Etiketler :
Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.