1. HABERLER

  2. KIBRIS

  3. İYİ BİR ORTAM SAĞLANMALI
İYİ BİR ORTAM SAĞLANMALI

İYİ BİR ORTAM SAĞLANMALI

Rum basını, Downer belgesi temelinde müzakere prosedürünün şekillenmeye başladığını ve yabancı aktörlerin müzakereciler düzeyindeki ilk temasa kadar pürüz istemediğini iddia etti:

A+A-

STİŞARELER ILIMLI BAŞLADI... Rum basını, BM Barış Gücü’nün görev süresinin uzatılmasını öngören karar metni üzerindeki istişarelerin ılımlı bir ortamda başladığını belirtiyor. Rum basınına göre, bütün göstergeler, istişarelerin 30 Temmuz’dan önce sonuçlanacağını gösteriyor. Söz konusu haberde, yabancı aktörlerin, müzakere hazırlıkları başlayana ve iki tarafın müzakereciler düzeyindeki ilk temasına kadar iyi bir ortam sağlanmasını istediği de yazıldı.

BM Barış Gücü’nün görev süresinin uzatılması karar metni üzerindeki istişarelerin ılımlı bir ortamda başladığı, bütün göstergelerin, 30 Temmuz’dan önce sonuçlanacağını gösterdiği çünkü ana oyuncuların, müzakere hazırlıkları başlayana ve iki tarafın müzakereciler düzeyindeki ilk temasına kadar iyi bir ortam sağlanmasını istediği haber verildi.

Haftalık Kathimerini, Apostolis Zubaniotis imzasını taşıyan, BM çıkışlı haberine “Müzakere Prosedürü Şekilleniyor... Washington’daki Ortam Lefkoşa Açısından Olumlu, Artık Ankara’ya Temkinli Yaklaşılıyor” başlığını attı.

Gazete, Rum Yönetimi Başkanı Anastasiadis’in Rum Ulusal Konseyi toplantısının ardından, Andreas Mavroyannis’i Kıbrıs Rum tarafının müzakerecisi olarak ilan etmesinin memnuniyetle karşılandığını, halen, BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Temsilcisi Lisa Buttenheim’ın BM merkezinde, müzakerecinin atanmasının, “yardımcı olacak olumlu bir hareket olduğunu” söylediğini belirtti, özetle şunları kaydetti: “Ancak BM’den bir kaynak bunun tek başına yeterli olmadığını, müzakereciler dışında, iki liderin, Downer’ın Kıbrıs grubu ile çok daha sık aralıklarla temas edecek müzakere gruplarının geriye kalan üyelerinin de belirlenmesi gerektiğini söyledi. BM buna paralel olarak taraflardan, müzakereler başlayana kadar Downer belgesiyle ortaya konulan birçok meseleyi netleştirmesini bekliyor.
  
Ekim şart değil

İngilizlerin Güvenlik Konseyi üyelerine sunduğu karar taslağından, 23 Mayıs ve 1 Temmuz 2008 Talat-Hristofyas ortak açıklamalarıyla ilgili ifadeler çıkartıldı. Bu Kıbrıs Rum tarafının istediği ve iki tarafın, özellikle de Başkan Anastasiadis’in müzakerelerin önceki turlarında Başkan Hristofyas tarafından uzlaşılanlardan hangilerini yeniden müzakere etmek isteyeceğine karar verme olanağı sağlayacak.

Aynı zamanda, karar taslağının aynı paragrafında, şu ana kadar kaydedilen ilerleme ve tarafların, ekim ayında verimli şekilde ilerlemek için müzakerelere hazırlanmaları kutlanıyor. Müzakerelerin başlangıcının Güvenlik Konseyi tarafından ekim olarak belirlenmesi, geçerli olmasının şart olduğu anlamına gelmiyor. BM için ön hazırlık aşaması belirleyicidir ve Kıbrıs Rum tarafı buna tamamen katılıyor. Müzakereciler ve onların grupları düzeyinde yapılacak iyi bir ön hazırlık Başkan Anastasiadis’e ekonomiyle meşgul olma fırsatı verecek.

Amerikalılar,  göstermeye hazır

Anastasiadis’e desteklerini açıkça belirten Amerikalılar da, şartlar gerektirirse gevşek zaman sınırlarına dahi tolerans göstermeye hazır olduklarını ve sonbaharın, Kıbrıs ekonomik krizinin gizli kalmış birçok yönünün öne çıkacağı bir dönem olacağını, belki de şartların Anastasiadis için çok zor olacağını söylüyorlar.

Amerikalıları daha da temkinli yapan unsurlardan biri de Türkiye’deki gelişmelerdir. Amerikan liderliğinin daha bir ay önce Erdoğan’ın şahsına yaptığı tezahürat, Taksim Meydanı olaylarından hemen sonra Türk Başbakan’ın gerek niyetlerine, gerekse yönetim kabiliyetine inançsızlığa dönüştü.

Açıkça anlaşılır hale gelen şey, Kıbrıs sorununda sadece toplumlararası görüşmelerle bir anlaşmaya varılması olanaklarının sıfır olduğu, çünkü bütün direktiflerin; Derviş Eroğlu başkanlığındaki Kıbrıs Türk liderliğinin çatışmaya girmeye cesaret etmediği Ankara’dan geldiğidir.
   Washington ilk kez Kıbrıs Rum tarafının, Türkiye tarafından, çözüm iradesini gösterecek özlü bir jestte bulunulması talebine olumlu yaklaşıyor. Amerikalılar Maraş önerisini çok önemli buluyor ve alkışlıyor ancak Ankara’dan aldıkları cevap olumsuzdur. Amerikalı bir yetkili muhataplarına ‘Biz bu güven yaratıcı önlemin Maraş olmasını istiyoruz, olmazsa, Ankara başka bir şey önersin. Top Ankara’da’ dedi.

Washington görüş birlikleri olan konularda değişikliklere oldukça esnektir ancak çözümün iki bölgeli iki toplumlu federasyon olmasında ısrar ediyor. Kıbrıs MEB’i içerisindeki hidrokarbon yataklarından istifade konusunda Kıbrıs Cumhuriyeti’nin egemenlik hakkını savunuyor ancak Kıbrıs sorununa bir hal çaresi bulunursa bu yatakların daha iyi değerlendirilebileceğini vurguluyor.

Amerikalıları acele ettirmeyen parametrelerden bir diğeri de çözüm olanakları açısından daha iyi buldukları Mehmet Ali Talat’ın geri dönme ihtimalinin artık belirgin olmasıdır. Amerikan unsuru Kıbrıs’taki gelişmeleri yakından izliyor ve Lefkoşa’daki büyükelçiliği yıllardan sonra ilk kez Dışişleri Bakanlığı ve Ulusal Güvenlik Konseyi ile tam hizada ve işbirliği içerisindedir.
  
Amerika, Kıbrıs’tan sorumlu bir yetkili atayacak

Amerikan hükümeti yoğun müzakerelerin başlama zamanı geldiğinde münhasıran Kıbrıs sorunundan sorumlu olacak bir yetkili atama kararına vardı. Bunu da şimdiden yaparak kozunu yakması söz konusu değil.

Washington Downer konusunda Genel Sekreterliği tam bir serbestlikle hareket etmeye bırakıyor. Ancak Lynn Pascoe’nın yerine Jeffry Feltman’ın atanması Kıbrıs’la ilgili ortamı ve ABD Dışişleri Bakanlığı’nın Genel Sekreter’in Özel Danışmanı’yla ilişkilerini tamamen değiştirdi
 
Mavroyannis faktörü ve prosedürde yol açabileceği değişiklikler
Büyükelçi Andreas Mavroyannis’in Kıbrıs Rum tarafının müzakereciliğine atanması ve beklenmekte olan Kıbrıslı Türk denginin atanması, prosedürde değişikliklerin yolunu açıyor.

Başkan Anastasiadis’in seçim öncesinde ortaya koyduğu güçlü argümanlarından biri de atanacak müzakerecinin, Türkler herhangi bir engel çıkartamadan Türk hükümetiyle doğrudan görüşebilecek olmasıydı. Ancak aynı şey Kıbrıslı Türk müzakereci için de geçerlidir. Kıbrıslı Türk müzakereci de temas programına Atina’yı da ekleyebilecek.

Gerek Yunan, gerek Türk hükümetinin temaslar için kendi müzakerecilerini atama, İngilizlerin de aynı şekilde hareket etme ve prosedür çerçevesinde (en az) altılı görüşme olması ihtimaline de kesin gözüyle bakılıyor. Gerek doğrudan müzakereler başladığında gerekse Kıbrıs’ın Barış İçin Ortaklık’a katılımının güven tedbiri olarak müzakeresine başlandığında üç garantör gücün görüşmelerinin başlamasının da beklenmesi gerekiyor.”

Kıbrıs

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.