Kıbrıs 7/24 olarak sizlerle başarı öyküleri paylaşmaya başlıyoruz. İlk öykünün röportajı ise başarı basamaklarını adım adım tırmanan bir KKTC kuruluşu. Adamızda markalaşmış Mardo isminin direktörlerinden Orhan Ağıt ile yapıyoruz.

Biz soruyoruz Orhan Ağıt yanıtlıyor;

Mardo ismi nasıl doğdu?                                                    

Babam dondurma üretimine başladığı dönemde firmaya ilk olarak şuanda iç mimar olan kardeşim Gökhan’ın ismini vermek istemiş. Ancak bu isim başka bir firma tarafından alındığı için ismi onaylatamamış. Mardo ismi aslında annemin sayesinde kazanılmış bir isim. Annem, o dönemin meşhur dizilerinden ‘Yalan Rüzgârı’ dizisinde geçen Marshall dondurmalarından esinlenerek Marshall’ın ‘Mar’ı ile dondurmanın ‘Do’sunu birleştirerek firmaya ‘Mardo’ ismini verdi. Zannedilenin aksine Mardo ismi başka bir firmadan esinlenerek konulmuş bir isim değildir.

Mardo’nun çıkış hikâyesi nedir?

Mardo firmasının çıkış hikâyesi babamın hayatından bir kesittir. Babam Ali Ağıt, Çankırı’da Sağlık Koleji’nde eğitimini tamamlayıp yurda döndükten sonra Sağlık Bakanlığı’nda memur olarak göreve başladı. O dönemde kazandığı para ev geçindirmek için yetişmeyince ev geçindirmek için başka bir iş arayışına giren babam Ali Ağıt, zorlukları aşabilmek için yaz dönemlerinde devlet dairelerinin erken kapanmasını fırsat bilerek, mevsimlik olarak amcamla birlikte dondurma arabasında mesai sonrasında dondurma satmaya başladı. Ancak bir süre sonra bu işi sevince ve kazancının iyi olduğunu görünce neden dondurmayı kendimiz yapmayalım diyerek 1988 yılında dondurma üretmeye başladı. İlk adım olarak İngiltere’de ikinci el dondurma makinesi bulup borçlanarak bu makineyi satın alan babam, daha sonra öğrenmiş ki bu makine ile soğutucu kompresörüne de ihtiyacımız olacak. Babam iki sene yıllık izinlerini kullanmadan çalışıp, bu iki senenin sonunda iki aylık yıllık izne çıkıp İngiltere’de çalışarak kazandığı para ile soğutucu kompresörünü de aldıktan sonra yurda dönüp, Minareliköy’de dondurma imalathanesini kurdu.

Dondurma yapımı işi kolay bir meziyet değil. Ali bey bu mesleği nasıl öğrenmiş?

Babam o dönemde Sağlık Bakanlığı’nda müfettişlik görevi yapıyormuş. Aynı zamanda yaptığı gözlemlerle dondurma yapımı hakkında ön bilgileri toplamış. Daha sonraları bu bilgilere deneme yanılma yöntemiyle kazandığı tecrübeleri eklemiş ve Mardo’nun bugün ki tadına ulaşmış.

Tabi ki yalnız değilmiş burada annem Sevgi Ağıtın’da emeklerinden söz etmeden geçemeyeceğim. O dönemde küçük olmama rağmen, halen annemin tülbentlerle süt süzdüğü, kocaman süt kazanlarını yıkadığını hatırlıyorum. İki çocuklu bir bayanın hem evinde, hem annelikte, hem de eşine destek vermek için bu kadar emek sarf etmesi bugün nadir rastlanan bir durum.

İlk dönemlerde dondurmalarınızın satışları nasıldı?

Mardo’nun ciddi satışları ilk olarak, Demirhan bölgesindeki dükkânda başladı. Askeriyeye yakın olmasını da fırsat bilerek askeri ihaleye girip dokuz sene boyunca tugaya cup dondurma satışı yaptık. Aileden herkesin bugünlere gelmemizde büyük emekleri var. Annem; babam askere mal vermeye gittiğinde üretimde çalışıyordu. Ben küçük yaşta olduğum için yeğenlerimle birlikte elimizden geldiğince yardım etmeye çalışıyorduk, mesela cupları dolduruyorduk. Bir süre sonra Türkiye’den gelen dondurmaların satışları askere yapılan satışların da sona ermesine sebep oldu. Aslında bu son bir başlangıçtı.

Kötü günlerin sona ermesinin başlangıcıydı. Bizim için ticari kayıp olarak görünen bu durum, zaman içinde Kıbrıs Türk halkının talepleriyle kazanca dönüştü. Aynı dönemde yani 1992 yılında hükümetin vermiş olduğu bir kararla babam Ali Ağıt, emekli olma hakkı kazandı. Zaman içerisinde halkın yoğun talebiyle bugün fabrikamızın bulunduğu yerdeki dükkânımızda hafta sonları uzun kuyruklar oluşuyordu. Kapasitemiz sürekli artınca kazandığımız parayı sermayeye dönüştürerek daha kaliteli, hijyenik ve ileri teknolojiye sahip makineler almaya başladık. 2000 yılında yeni imalathanemizi kurmaya başladık. Mardo’nun Mardo olmasının asıl sırrı dondurmalarımız taze süt ve meyve ile yapılıyor.

Günlük olarak süt kurumundan taze inek sütü alıyoruz ve kullandığımız meyveler de hep gerçektir. Kesinlikle süt tozu meyve esansı kullanmıyoruz. Çünkü bu işin yalancılığı oldukça çoktur. Biz hiç bir zaman ‘Tamamdır’ demiyoruz, her geçen gün daha güzelini daha kalitelisini arıyoruz. Daha iyisini bulduğumuzda onu üretiyoruz. Şu anda 55 çeşit dondurmamız bulunuyor. Hem yerli üretimi desteklemek hem de kaliteli üretimi sağlamak için babutsayı Çatoz’dan, karadutu Lefke’den, çileği Yeşilırmak’tan alıyoruz, fabrikada hijyenik ortamda ayıklayıp öğütülüyor daha sonra dondurma yapılıyor. Tamamen gerçek meyve, hijyenik üretim ve taze hizmet veriliyor. Mardo artık Avrupa standartlarında bir üretim tesisi olmaya başladığı 2007 yılında ilk şubesini açtı. Şu anda ise on beşi aşkın şubeyle hizmet veriyoruz. Babam Mardo’nun kuruluşundan bugüne kadar halen üretimde kendi yer alıyor. Dondurma yapımında kullanılan malzemeyi babam ayarlıyor, tadına ilk o bakıyor. Bu sebeple gönül rahatlığıyla en kaliteli ve hijyenik biziz diyorum.

2009 yılında tatlı fabrikamızın açılmasında en büyük etken Grand Mardolar’ın açılması. Grand Mardo’nun konsepti ile müşteri kitlemiz daha da genişledi ve talepler gelmeye başladı. Mardo olarak bizde taleplere cevap verebilmek adına tatlı fabrikası projesini geliştirdik ve gerçekleştirdik. 2010 yılından buyana hızla gelişim gösteren tatlı fabrikamız şu anda birçok ürünü bünyesinde barındırıyor; baklava, her türlü sütlü tatlı, özel tasarım yaş pasta, makaron, tuzlu pastalar, düğün pastaları çeşitleri üretilmekte. Fransa’nın meşhur tatlısı olan makaronu adada üretimini yapan ilk biziz. Şu anda birçok insan düğünlerinde ikram olarak makaronu tercih ediyor. Geçtiğimiz ay içinde katılmış olduğumuz Cratos Premium’da gerçekleşen bu yılın düğün fuarında biz de yer aldık. Mardo Patisserie olarak şu an için düğün pastaları, maket pastalar, makaronlar ve özel üretimleri düğünleriniz için hazırlamaktayız. Önümüzdeki hedeflerimizden biri de düğün organizsoyonlarınızda sizler için daha da önemli bir rol oynamak ve bunu da yine en iyi ve en kaliteli şekilde hizmetinize sunmaktır.

Son olarak bizlere söylemek istedikleriniz nelerdir?

Orhan Ağıt olarak, babam Ali Ağıt, eşim Özlem Ağıt, annem Sevgi Ağıt, Kardeşim Gökhan Ağıt ile birlikte, Mardo isminin ardındaki en büyük destekçimiz olan sizlerin değerini bilmekteyiz. Verdiğiniz destekten ötürü teşekkürü borç bildiğimizden sizler için en iyisini yapmayı başlıca görevimiz olarak benimsemiş bulunmaktayız.

Kıbrıs 7/24 Özel Röportaj