“İNANIYORUZ Kİ SENDİKA KONUMUNDA OLAN HER KURULUŞ, KAMU-İŞ GİBİ ÇALIŞMA HAYATI İLE İLGİLİ TÜM MEVZUATIN HIZLA GERİYE DOĞRU GÖTÜRÜLDÜĞÜ ENDİŞESİNİ TAŞIYOR”

Kamu-İş Başkanı Sami Dilek, 1970’lerde çıkarılmış İhtiyat Sandığı, Sosyal Sigortalar, Emeklilik, Asgari Ücretler, Kamu Görevlileri ve Sendikalar yasalarının ayrıca 1990’larda çıkarılan Toplu İş Sözleşmesi ile Grev ve Referandum yasalarının çalışanların haklarını tam anlamıyla olmasa bile belli bir oranda korumaya aldığını kaydetti.

Dilek, 2000’li yıllardan günümüze hükümetlerin bu hakları da çok görüp “ağaçları budar gibi bu hakları budamaya başladığını” savundu.

Dilek yazılı açıklamasında, ismi biraz değiştirilmek suretiyle sosyal güvenlik yasası ile birçok hakkın elden alındığını, emeklilik menfaatlerinin azaltıldığını, ikramiyelerin kaldırıldığını, ihtiyat sandığı yatırım primi ve depozitolarının azaltıldığını kaydetti.

Açıklamasında 2010 yılının sonuna doğru çıkan Maaş ve Ücretleri Düzenleme Yaysı’nın 2011 Ocak ayında uygulandığında çalışanları ikiye böldüğünü ifade eden Dilek, maaş ve ücretlerin %40 – 45 oranında azaldığına dikkat çekti.

Dilek “İnanıyoruz ki sendika konumunda olan her kuruluş, Kamu-İş gibi çalışma hayatı ile ilgili tüm mevzuatın hızla geriye doğru götürüldüğü endişesini taşıyor” diyerek 1970’lerden günümüze kadar elde edilen hakların geliştirilmesi gerektiğine vurgu yaptı.

Dilek gelecek olan hükümet ve Meclisten kıdem tazminat haklarının TC’de olduğu gibi yasal statüye kavuşturulması, Türkiye ve Avrupa ülkelerinde olan Sağlık Sigortası’nın, KKTC’de çıkarılarak uygulamaya konması, vergilerin adaletli şekilde dağılımını sağlayacak düzenleme yapılması, Sosyal Güvenlik menfaatlerinin dengelenmesi, Toplu Sözleşme düzenini ortadan kaldırma düşüncesinden vazgeçilmesi, sendikalaşmanın önünün açılması, tüm STÖ ve sendikalara hükümetlerin eşit düzeyde davranmasını belediklerini sözlerine ekledi.

TAK