Basite indirgeyecek olursak diyelim bir restoranda kötü servis aldınız ve tepki koyacaksınız. Kızarak, azarlayarak, sesinizi yükselterek yetkiliyle iletişim kurmaya çalışırsanız hem kendinizi hem ortamı germiş olurunuz. Bu size orta vadede mutsuzluk ve huzursuzluk getirir. Bunun yerine sakince o insanı uyarıp neden mağdur olduğunuzu kısaca anlatıp bahşiş bırakmazsanız tepkiniz daha etkili olur. Düşüncelerinizi kontrol etmek adına;

Sizi hangi durumların gerdiğini ve tabir-i caizse paralize ettiğini düşünün. Sizi bu hale düşürmeye sebep olan davranışlarınızdan kaçının.

Pozitif olmak hakkınızın yendiği ortamda etrafa gülücükler saçmak değildir. Ne söylediğiniz değil nasıl söylediğiniz önemlidir. Birazcık düşünerek konuşursanız bile karşı taraf bunu fark eder.

Empati yapmayı unutuyoruz. Dergilerde, bloglarda bunun öneminden sıkça bahsedilir fakat kaçımız gerçekten karşımızdakinin nasıl hissettiğini düşünerek hareket ediyor?

Sizi Kaygılı ve karamsar modlara sokacak düşüncelere kapıldığınızı fark ettiğiniz anda böyle düşünmeyi durdurun ve mesela doğaya çıkın. Orada başınıza gelen olaylara nasıl pozitif yaklaşacağınıza karar verin. En son ne zaman yeşillik bir alana gidip uzun bir yürüyüş yaptınız? Doğanın enerjisi ile şehrin enerjisi birbirinden çok farklıdır. Sağlıklı karar vermenize yardımcı olaracaktır.

Olaylara farklı perspektiften bakınca kendinizi rahat hissediyor musunuz? İlk aklınıza gelen tepkiden farklı olarak alternatif bir söylem düşünebiliyor musunuz? Bunlara cevabınız evetse düşüncelerinizi kontrol etmede ilk ''farkındalık'' adımını atmış olursunuz.

Kaynak: AktüelPsikoloji