Eniz ORAKCIOĞLU

Uluslararası ilişkiler uzmanı Doçent Dr. Hüseyin Işıksal, Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın şu ana kadar bütün Cumhurbaşkanları arasında en fazla çözüm için çaba sarf eden ve enerji harcayan lider olduğunu belirterek, bu çabanın göz ardı edilmemesi gerektiğini söyledi. Işıksal  müzakerelerde çok fazla taviz verildiğinin altını çizerek “Bence müzakerelerde çok fazla ve gereksiz tavizler verildi. En son konuşulması gereken toprak konusunda bile harita ve toprak oranı Birleşmiş Milletlere resmi olarak iletildi. Tamamıyla Rumların inisiyatifinde ilerleyen süreçte Türk tarafı elindeki tek kozu açıklarken karşılığında kesin olarak bir şey elde edemedi. Stratejik ve taktiksel olarak yapılan en son hata da Güvenlik ve Garantileri tartışmaya açmak ve yine bu konuda verilen tavizlerdi. Tüm tavizlere rağmen Rum tarafı hemen hemen hiçbir konuda pozisyonundan ödün vermedi ve uzlaşmaz tutumunu sürdürdü. Bunun neticesinde de Sayın Akıncı Rum tarafının uzlaşmaz taraf olduğunu görerek, ciddi bir hayal kırıklığı yaşamıştır. Son dönemlerdeki söylemlerin arkasında yatan neden budur” dedi.

“Kıbrıs Türk tarafı yalancı çoban durumundadır”

Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın seçim propagandasının herkesin bildiği üzere çözüm üzerine kurulduğunu belirten Işıksal, “Bu vaat sonucunda da yaşadığı hayal kırıklığı ile bağlantılı olarak iki devlet vurgusunu yapmaya başlamıştır. Ama günün sonunda ben Sayın Akıncı’nın gerçek anlamda iki devlet vurgusun esas amacının çözüm masasının yeniden kurulması için Rumlara karşı bir mesaj ve strateji olduğunu düşünüyorum. Ancak kişisel görüşüme göre Cumhurbaşkanı Akıncı’nın seçtiği bu stratejinin çok bir inandırıcılığı olduğunu düşünmüyorum. Maalesef şu anda Kıbrıs Türk tarafı yalancı çoban durumundadır. Sayın Akıncı’dan önceki liderler de her çöken çözüm süreci sonrası benzer söylemlerde bulunmuş ancak fiiliyatta bir gelişme olmamıştır. Bu nedenle, Kıbrıs Türk tarafının vizyonsuz olması ‘iki ayrı devlet’, ‘B planı’, ve ‘tanınma’ gibi konuların çok fazla dile getirmesine rağmen inandırıcılığını yitirmesine neden olmuştur” diye konuştu.

“Rumlarında stratejisi vakte oynamaktır”

Kıbrıs Rum tarafının Kıbrıs Türk tarafını çok iyi bildiğini savunan Işıksal, “Rumların Kıbrıs Türk tarafında çeşitli bağlantıları ve işbirliği içerisinde oldukları kesimler var. Bu nedenle Kıbrıs Türk tarafının hangi konularda ciddi, hangi konularda ciddi olmadığını çok iyi bilmektedirler ve bu tür stratejilerin Rumlar üzerinde hiçbir etkisi bulunmadığını söyleyebilirim. Sonuçta süreç Rumların inisiyatifi ile ilerliyor ve Rum tarafı kırmızı çizgilerini net bir şekilde masaya koyup Kıbrıs Türk tarafına belli bir süre tanıyıp, Kıbrıs Türk tarafının o noktaya gelmesini bekliyor. Rumlar vakte oynayarak Türk tarafının daha çok bölünmesini ve kendi şartlarına gelmesini bekliyor. Kaldı ki Güney Kıbrıs’ta Şubat ayında yapılacak olan seçimler Rumları daha da vakte oynar bir hale getirmektedir” şeklinde konuştu.

“Türk tarafı stratejinin kurbanı olacaktır”

Topun tamamen Kıbrıs Türk tarafında olduğunu vurgulayan Işıksal, “Kıbrıs Türk tarafı herhangi bir plan yapmadığından ve inisiyatif geliştiremediğinden dolayı sadece kendi kendimize söylem ve suni tartışmalar yaratıyoruz. Eğer Kıbrıs’ta gerçek anlamda iki toplumlu, iki kesimli federal bir çözüm isteniyorsa bunun için Kıbrıs Türk tarafının ciddi bir alternatifi olması gerekir. Eğer ciddi bir alternatif belirlenmemişse ve samimi olarak bunun çalışması yapılmamışsa Rum tarafının şu anki tezlerinden geri adım atacağını düşünmüyorum. Kıbrıs Türk tarafı bu şekilde devam ederse Kıbrıs Rum tarafının zaman kazanma stratejisini kurbanı olarak pasif bir şekilde beklemeye ve mahkum kalmaya devam edecektir”

Yeni Bakış