MAMALI: “YASAL DÜZENLEMELER YAPILMALI”

Hukukun Üstünlüğü Hareketi Başkanı Barış Mamalı, Adil Yargılama İlkeleri’nin gereği olan; sorgulamaların ve ifade almanın avukat huzurunda yapılması, Adli Tıp Birimi’nin kurulması ve zanlıların rutin sağlık kontrollerinden geçmesini sağlayacak yasal düzenlemeler yapılması gerektiğini belirtti.

Mamalı, Cumhuriyet Meclis’inin bu konuda adım atmayarak, yasal düzenlemeleri yapmaması nedeniyle ülkede işkence ve diğer insanlık dışı muamelelere prim veren bir ortam yaratıldığını savundu.

Mamalı, “Kuzey Kıbrıs’ta yaşayan insanların hak ve özgürlüklerini hiçe sayan, insana değer vermeyen, onların güven içerisinde yaşamaları için gerekli tedbirleri almamakta ısrar eden yönetimlere mahkum olarak yaşamak zorunda kalmaktayız” dedi.

Meclis’in 2011 yılında ülkedeki polis karakollarında işkence olduğunu ve bunu ortadan kaldırmak için neler yapılması gerektiğini açıklayan bir rapor hazırladığını anımsatan Mamalı, hükümetin bu konuda henüz hiçbir irade ortaya koymadığını savundu.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde (AİHM) sonuçlanarak karara bağlanan “KKTC Başsavcısı v. Mohammed Elawa” davasından örnek veren Mamalı, kararda ülkede uygulanan polis soruşturma sisteminin “Adil Yargılama İlkesi”ne aykırılık teşkil ettiğinin ortaya çıktığını söyledi.

Mamalı, şöyle devam etti:

“AİHM kararında şu tespitlere vardı; Polis sorgusunda bir avukata ulaşılmadan yapılan suç kabul beyanı (Gönüllü İfadenin) hukuk dışı kabul edilmiştir. Avukat bulundurma zorunluluğuna uyulmamasının, sanığın savunma hakkının telafisi imkansız bir biçimde etkilendiği sonucuna varılmıştır. Mahkeme 6. maddenin ihlalinden karşı tarafı ( Aslında bir başka değişle polis soruşturmasıyla yargılamanın yapıldığı ve ihlallerin oluştuğu KKTC’yi ) mahkum etmiştir”

“KABUL EDİLEBİLİR DEĞİL”

Zorunlu avukatlık kurumunun var olmamasına bağlı olarak zaman zaman zanlılar üzerinde işkence, insanlık dışı muamele veya onur kırıcı davranışlar yapıldığını savunan Mamalı, çağdaş medeniyet seviyesine ulaşmış, demokratik ve uygar toplumlarda bu tür davranışların varlığının insanlık açısından kabul edilebilir olmadığını söyledi.

Mamalı, “Amaçları ne olursa olsun devlet adına yetki kullananların veya bu yetki ile donatılanların, kimseye işkence ve kötü muamele yapmamakla, insanların fiziki bütünlüklerine, manevi varlıklarına mutlak olarak saygı göstermekle yükümlü ve bireylere yönelik insanlık dışı veya onur kırıcı eylemlerini engelleyecek her türlü önlemi almakla görevli olduklarını, aksine davranışlarından dolayı hukuken sorumlu tutulacaklarını bilmeleri gerekir” dedi.

Kaynak: TAK