Uyuşturucu bağımlılarının cezaevi yerine tedavi merkezlerine gönderilmesini ve devlet denetimi altında tedavi olmalarını öngören yasal çalışmada sona gelindi

Uyuşturucu bağımlılarının cezaevi yerine zorunlu ve denetimli tedaviye yönlendirmeyi amaçlayan ve uzun süreden beridir devam eden yasa çalışması son aşamasına geldi. Türkiye’de uygulamada olan “Denetimli Serbestlik” yasası ile benzeşen yasal çalışma, psikologlar, psikiyatristler, Türkiye’de yasayı hazırlayan raportörler ve meclis hukukçularının da görüşü alınarak Psikiyatrist Profesör Doktor Mehmet Çakıcı tarafından hazırlandı. Yasa tasarısında uyuşturucu bağımlısının cezaevi yerine tedaviye yönlendirilmesi, kullandığı maddenin türüne göre 1 ile 3 yıl arasında değişen zaman dilimlerinde psikologlar, psikiyatristler, sosyal hizmet uzmanları ve polisten oluşan bir denetleme mekanizması ile kişinin kontrol altında zorunlu tedavi olması hedefleniyor. Tedavi kurallarına uymayan kişilerin ise bir daha suç işlemeleri halinde bu kez cezaevine gönderilmesi öngörülüyor.

“OLANAKLAR YOK, HERKES ŞİKÂYETÇİ”

Çakıcı, gerek bağımlı hastaların gerekse bağımlı gençlerin ailelerinin tedavi olanakları olmamasından şikâyetçi olduklarını belirterek, KKTC’de yasal düzenlemelerin olmamasından dolayı bağımlıların tedavi yerine cezaevine gönderildiğini ifade etti. Dünyada uyuşturucu kullanıcıları için ayrı yasal düzenlemeler olduğunu kaydeden Çakıcı, Türkiye’de dâhil bu düzenlemelerin son yıllarda hayata geçirildiğini vurguladı. Çakıcı sözlerini şöyle sürdürdü: “Türkiye’de 2005 yılında denetimli serbestlik yasası geçene kadar uyuşturucudan yakalanan kişinin psikiyatristtik inceleme ve psikolojik testler ile bağımlı olup olmadığı belirlendikten sonra kişinin zorunlu yatış ile tedavi edilmesi öngörülüyordu. Ancak yasa geçtikten sonra zorunlu yatış kuralı kaldırılarak kişinin uzun süren takip ile ayaktan tedavi olmasına olanak getirildi. Kullandığı maddenin miktarına ve türüne bağlı olarak tedavi süresi bir ile 3 yıl arasında değişmesi öngörüldü. Kişinin böylelikle tedavi olmasının yanı sıra topluma geri sağlanmasını hazırlayan bir mekanizma geliştirildi.”

“NE OLDUĞU TESPİT EDİLMELİ, ONA GÖRE DAVRANILMALI”

KKTC’de kişinin bağımlı mı yoksa satıcı mı olup olmadığına bakılmaksızın aynı kurallar uygulandığını, bağımlı ile satıcıyı ayıran tek farkın satıcının fazla ceza alması olduğunu kaydeden Çakıcı, “Biz de ise uyuşturucu ile yakalanan kişi tedavi seçeneği olmaksızın hapse gönderiliyor. Hapse gittiği zaman bağımlı kişi daha ağır uyuşturucu kullanıcıları ile tanışabiliyor. Tedavi olmadığı için hapisten çıkar çıkmaz tekrar uyuşturucu kullanıyor. Dolayısı ile bu kısır döngü gösteriyor ki ceza vermek uyuşturucu sorununu çözmüyor” şeklinde konuştu.

“TÜRKİYE’DE CEZAİ EHLİYETİ YOK”

Çakıcı, Türkiye’de uyuşturucu ile yakalanan kişinin bağımlı olduğuna dair tespit yapılması ve uyuşturucu maddeyi sadece kendi ihtiyacı için bulundurduğuna kanaat getirilmesi halinde kişinin cezai ehliyeti olmadığını ifade ederek, KKTC’de bunun tam tersinin yapıldığını, bağımlı bir kişiyi tedavi merkezleri yerine cezaevine göndermenin bir insanlık suçu olduğunu dile getirdi.

“EN FAZLA UYUŞTURUCU SUÇLARI VAR”

KKTC’de uyuşturucu suçlarının arttığına vurgu yapan Çakıcı, cezaevinde suç çeşitleri arasında uyuşturucunun ilk sırayı aldığını, KKTC’de tedavi seçeneklerinin, eğitimin ve yasal düzenlemelerin yetersiz olduğunu vurguladı. Çakıcı, “Bende bu eksiklikleri gördüğüm için uzun süreden beridir Türkiye’deki “denetimli serbestlik” yasasına benzer, bağımlılarının cezaevi yerine tedaviye gitmelerini sağlayacak bize özgü bir yasa hazırlıklarına giriştim. Bu yasal çalışma son aşamasına geldi. Kısa bir süre sonra meclis gündemine götüreceğim. Yasal çalışmayı yaparken, meclis hukukçularıyla, Türkiye’de denetimli serbestlik yasasını hazırlayan raportörlerle ve psikiyatristlerle görüşmeler yaptım. Hazırlanan yasa tasarısı, uyuşturucu ile yakalanan kişinin bağımlı olduğunun tespiti halinde cezaevi yerine tedaviye yönlendirilmesini öngörüyor” şeklinde konuştu.

“ÖNCE ŞANS VERİLECEK, UYMAZSA SONRA HAPSE”

Çakıcı, yasa tasarısında bağımlı olduğu tespit edilen kişinin belli aralıklarla psikiyatrist ve psikologların muayenesinden geçmesi, yine belli aralıklarla temiz olup olmadığına dair laboratuvar tetkiklerinin yapılması, Sosyal Hizmetler ile sosyal yaşantısının ve topluma uyumunun araştırılması, polis tarafından bir suç işleyip işlemediğinin tetkiki gibi bir mekanizma öngörüldüğünü belirtti. Kişinin tedavi olup topluma tekrar sağlıklı bir birey olarak kazandırılmasını hedeflediklerini kaydeden Çakıcı, kişinin tedaviye uymaması halinde yeni bir suç işlemesi durumunda bu kez de cezaevine gönderilmesine yönelik çalışmayı en kısa sürede gündeme getireceğini sözlerine ekledi.

Star Kıbrıs